Yeni Mesaj Gazetesi tarafından beşincisi Gaziantep'te düzenlenen Milli Kahramanlarımızı Anma ve Şükran Programında gerçekten çok önemli tespitler yapıldı. Milletimize çok ciddi mesajlar verilmeye çalışıldı.
Zamanımız ve yerimiz müsait olduğu oranda sizlerle bu heyecan veren bilgileri paylaşacağız. Bu makalemizde Gaziantep Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun yaptığı heyecan dolu konuşmasından bir kısmını aktarmaya çalışacağım. Ancak öncelikle birkaç kelime de Sayın Eyercioğlu'nun şahsı hakkında bilgi vermek istiyorum. Sayın Eyercioğlu gerçekten de zamanımızda yetişmiş, eşine az rastlanacak derecede ilim, fikir ve mana dolu bir akademisyenimizdir. İlmi ve fikri sahada ikna kabiliyetinin de olduğuna yakından şahit olduğum ve kendisiyle dost ve arkadaş olmaktan şeref duyduğum biridir.
Sayın Eyercioğlu'nun bir özelliği de kuva-yı milliye geleneğinden geldiğidir. Kendisinin dedesi Gaziantep savunmasında bir gözünü kaybetmiş, yaralanmış, gazilik unvanını almıştır. O da dedesi gibi kendini vatan savunmasında sorumlu hissetmiş, akademik çalışmalarının yanında Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'la birlikte 2. Kuva-yı Milliye hareketinin içinde bulunmuş, ülkemizi karış karış gezerek milletimizin uyarılmasında, irşat ve ikazında çaba sarf etmektedir. Şimdi gelelim Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun Gaziantep programında yaptığı konuşmalarındaki önemli tespitine: "Hikâye edilir ki; ormanın kralı aslana çakallar bir tuzak hazırlarlar.
Ona bir teklifte bulunurlar. "Ey aslan kardeş sen çok yoruldun, hem biraz da yaşlandın ve hasta görünüyorsun. Eğer kabul edersen sen ininde otur, biz sana her gün yemeğini getirelim sen avlanmaya da çıkma." Bu teklif aslana sevimli gelir ve kabul eder. Çakallar da her gün aslana bir av tutar getirir ve her gün ona "aman aslan kardeş sen çok hastasın, sen yaşlısın, aman ha yerinden kalkma." Bu arada aslanın yokluğunu fırsat bilen çakallar ormanı talan ederler.
Ormanda huzur ortadan kalkar. Bir gün aslan susuzluk hisseder ve yakında bulunan bir akarsudan su içmeye kalkışır. Su içerken bir anda suda kendi görüntüsünü görür. Bakar ki eski gücünden eski görünüşünden hiçbir şey kaybetmemiş.
Bir anda aslanın aklı başına gelir, şecaatini gücünü kudretini hatırlar ve kendine hazırlanan tuzağı fark eder. Tekrar inine döner ve çakalların gelmesini bekler. Çakallar her zamanki gibi gene aslana bir av getirirler.
Çakallar aslana "aman yerinden kalkma, sen hastasın" der demez aslan bir şamarla çakalı yere serer ve diğerlerini de oracıktan kovar. Aslan tekrar ormanın krallığı görevine döner ve ormanda barış ve huzur hüküm sürer. Ey Türk milleti yıllardır sana hasta muamelesi gösterdiler. "Sen hastasın, sen güçsüzsün, sen yapamazsın" diyerek seni aldattılar.
Vatan topraklarını talan ettiler, bağımsızlığımıza kast ettiler, birliğimizi bozdular. Şimdi sen de kendini görmeli, kendine gelmeli ve tarihteki şecaat, kudret ve asalete tekrar dönmelisin." Gerçekten de Sayın Eyercioğlu'nun anlattığı kıssadan alınacak çok büyük dersler vardır.
Türk milleti kudretinden, şecaatinden ve asaletinden bir şey kaybetmediğini bir an önce hissetmeli ve özüne dönülebilmek için Prof. Dr. Haydar Baş'ın açtığı 2. Kuva-yı Milliye bayrağının altında yerini almalıdır.
Zamanımız ve yerimiz müsait olduğu oranda sizlerle bu heyecan veren bilgileri paylaşacağız. Bu makalemizde Gaziantep Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun yaptığı heyecan dolu konuşmasından bir kısmını aktarmaya çalışacağım. Ancak öncelikle birkaç kelime de Sayın Eyercioğlu'nun şahsı hakkında bilgi vermek istiyorum. Sayın Eyercioğlu gerçekten de zamanımızda yetişmiş, eşine az rastlanacak derecede ilim, fikir ve mana dolu bir akademisyenimizdir. İlmi ve fikri sahada ikna kabiliyetinin de olduğuna yakından şahit olduğum ve kendisiyle dost ve arkadaş olmaktan şeref duyduğum biridir.
Sayın Eyercioğlu'nun bir özelliği de kuva-yı milliye geleneğinden geldiğidir. Kendisinin dedesi Gaziantep savunmasında bir gözünü kaybetmiş, yaralanmış, gazilik unvanını almıştır. O da dedesi gibi kendini vatan savunmasında sorumlu hissetmiş, akademik çalışmalarının yanında Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'la birlikte 2. Kuva-yı Milliye hareketinin içinde bulunmuş, ülkemizi karış karış gezerek milletimizin uyarılmasında, irşat ve ikazında çaba sarf etmektedir. Şimdi gelelim Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun Gaziantep programında yaptığı konuşmalarındaki önemli tespitine: "Hikâye edilir ki; ormanın kralı aslana çakallar bir tuzak hazırlarlar.
Ona bir teklifte bulunurlar. "Ey aslan kardeş sen çok yoruldun, hem biraz da yaşlandın ve hasta görünüyorsun. Eğer kabul edersen sen ininde otur, biz sana her gün yemeğini getirelim sen avlanmaya da çıkma." Bu teklif aslana sevimli gelir ve kabul eder. Çakallar da her gün aslana bir av tutar getirir ve her gün ona "aman aslan kardeş sen çok hastasın, sen yaşlısın, aman ha yerinden kalkma." Bu arada aslanın yokluğunu fırsat bilen çakallar ormanı talan ederler.
Ormanda huzur ortadan kalkar. Bir gün aslan susuzluk hisseder ve yakında bulunan bir akarsudan su içmeye kalkışır. Su içerken bir anda suda kendi görüntüsünü görür. Bakar ki eski gücünden eski görünüşünden hiçbir şey kaybetmemiş.
Bir anda aslanın aklı başına gelir, şecaatini gücünü kudretini hatırlar ve kendine hazırlanan tuzağı fark eder. Tekrar inine döner ve çakalların gelmesini bekler. Çakallar her zamanki gibi gene aslana bir av getirirler.
Çakallar aslana "aman yerinden kalkma, sen hastasın" der demez aslan bir şamarla çakalı yere serer ve diğerlerini de oracıktan kovar. Aslan tekrar ormanın krallığı görevine döner ve ormanda barış ve huzur hüküm sürer. Ey Türk milleti yıllardır sana hasta muamelesi gösterdiler. "Sen hastasın, sen güçsüzsün, sen yapamazsın" diyerek seni aldattılar.
Vatan topraklarını talan ettiler, bağımsızlığımıza kast ettiler, birliğimizi bozdular. Şimdi sen de kendini görmeli, kendine gelmeli ve tarihteki şecaat, kudret ve asalete tekrar dönmelisin." Gerçekten de Sayın Eyercioğlu'nun anlattığı kıssadan alınacak çok büyük dersler vardır.
Türk milleti kudretinden, şecaatinden ve asaletinden bir şey kaybetmediğini bir an önce hissetmeli ve özüne dönülebilmek için Prof. Dr. Haydar Baş'ın açtığı 2. Kuva-yı Milliye bayrağının altında yerini almalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025