logo
01 MAYIS 2025

Eşlerini öldüren kadınlar

26.09.2019 00:00:00

Arkadaşımız Cem Kayalı soruyor: "Bir kadının cinayete kurban gitmesi bu denli elim ve vahim bir olay iken neden bir insanın (bir erkeğin de) cinayete kurban gitmesi aynı oranda elim ve vahim bir olay değildir?" Sayın Kayalı, gazetemizdeki köşesinde cinayet suçunun sosyolojik boyutunu yoklarken kadın ya da erkek olsun, nihayetinde öldürülenin insan olduğunun altını çiziyordu (Yeni Mesaj/11 Eylül 2019).

Öldürülen kadın ya da erkek olsun bir cana kıyılmıştır. Bir de öldürene bakalım. Katilin erkek ya da kadın olması fark eder mi? Cinayet cinayettir. Nitekim Türk Ceza Kanunu (TCK) "Hayata Karşı Suçlar" bölümünde ne ölen ne de öldüren açısından kadın-erkek ayrımı yapmıştır.

Gerek adalet psikolojisi gerekse suç sosyolojisi açısından olaya baktığımızda farklılıklar ortaya çıkarken, toplum psikolojisini de hesaba katmalıyız. O nedenledir ki, kadına şiddet toplumda infial uyandırırken, yargı da ister istemez bu gibi olaylarda olabildiğince kısa sürede davayı sonuçlandırarak toplumun tepkisini aşağıya çekme yoluna gitmektedir. Eşlerini öldüren kocalar ile eşlerini öldüren kadınlar yönünden ceza adaleti farklı işlemektedir. 

Türkiye'de kadınlar eşlerinden, eski eşlerinden, birlikte yaşadıkları kişilerden, nişanlılarından, akrabalarından şiddet görmekte ve onlar tarafından öldürülmektedirler. Bu doğrultuda da genellikle eşleri, eski eşleri ya da akrabaları tarafından öldürülen kadınlara odaklanılmaktadır.

Eşlerini öldüren kadınların durumuna baktığımızda:

Kadınlar ve çocuklar ev içinde şiddet görüyor. Bu durumla da çeşitli şekillerde mücadele etmeye çalışıyor. Ailesine, polise, savcıya, mahkemeye gidiyorlar. Boşanmak istiyorlar ama bunun için de şiddet görüyorlar. Sonuçta da eşlerini öldürebiliyor ve mahkemede de dertlerini anlatamıyorlar. Gördükleri fiziksel şiddeti anlatsalar bile, özellikle cinsel şiddeti duruşma salonunda anlatamıyor. Yaklaşık çeyrek yüzyıl önce böyle bir olaya tanık oldum. Avukat olarak üstlendiğim bir davanın duruşması için sıramı beklerken bir boşanma davasını izledim. Bir köylü kadınımız kocası aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açmış ve davayı kendisi takip ediyor. Davalı koca ise bir avukatla temsil ediliyor. Duruşmada hâkim kadından boşanma sebebini sorduysa da cevap alamadı. Kadın susuyordu, sonrasında suskunluğunu bozup hıçkıra hıçkıra ağlayarak, bu kez soruyu hâkime o yöneltti: Hâkim bey, ayağınızdaki ayakkabıyı çıkarın ve tersinden giymeye çalışın, giyebilir misiniz? Yargıç durumu anladı… Kadının anlatmak istediği, kocasının kendisini ters ilişkiye zorlamasaydı. Neyse ki bu kadınımız kocasını öldürmemiş, boşanmayı yeğlemişti. 

Eşlerini öldüren kadınlar açısından tartışılması gereken bir diğer husus ise, yıllar boyu şiddete maruz kalan kadınların, gördükleri şiddetten ötürü eşlerini öldürmeleri durumunda tipik bir cinayet suçundan yargılanmalarıdır. Oysa Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilen "şiddete uğramış kadın sendromu" doktrini çerçevesinde, eşlerini öldüren kadınların eylemi meşru müdafaa kapsamında görülmektedir.

Gündemdeki yargı reformu planında, devletin bu konuda üretebileceği sosyal politikaları görmek isterdik!

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
Taksim kapatıldı
1 Mayıs alarmı
Kadıköy'de 1 Mayıs alarmı
Polis yoğun güvenlik önlemi aldı
"Kanal İstanbul çevreye büyük bir ihanet"
CHP lideri Özel Başakşehir'de konuştu
İsrail, Fransız heyeti Batı Şeria'ya sokmadı
"Kabul edilemez bir müdahale"
BM: Gazze'deki bebekler temel gıdalardan yoksun
Filistinlilerin çoğu temiz suya ulaşamıyor
Trump, Ukrayna ile ekonomik ortaklık anlaşmasını değerlendirdi
"Kiev için güvenlik garantisi"
Kentsel dönüşüm destekleri değişti
Karar Resmi Gazete'de
Rize'de feci kaza
Otomobil takla attı: 3 ölü, 2 yaralı
İstanbul'da bazı yollar trafiğe kapatıldı
Toplu taşımayı kullanacaklara dikkat!
Düzce'de neler oluyor?
İl Sağlık Müdürlüğü avukatı odasında silahla vuruldu
Ayaklarını yıkayıp suyunu içmişti
Engin Polat'a hapis cezası
Serbest bırakıldılar
Kamerası bantlanan otel yöneticileri için karar
'İstanbul'u onların eline ve insafına terk edemeyiz'
Erdoğan İtalya dönüşü konuştu
Erdoğan'dan 'telef' çıkışı
'Daha kaç CHP'li...'
'Kanal İstanbul gündemimizde yok'
Murat Kurum'dan açıklama
Taksim kapatıldı
1 Mayıs alarmı
Kadıköy'de 1 Mayıs alarmı
Polis yoğun güvenlik önlemi aldı
"Kanal İstanbul çevreye büyük bir ihanet"
CHP lideri Özel Başakşehir'de konuştu
İsrail, Fransız heyeti Batı Şeria'ya sokmadı
"Kabul edilemez bir müdahale"
BM: Gazze'deki bebekler temel gıdalardan yoksun
Filistinlilerin çoğu temiz suya ulaşamıyor
Trump, Ukrayna ile ekonomik ortaklık anlaşmasını değerlendirdi
"Kiev için güvenlik garantisi"
Kentsel dönüşüm destekleri değişti
Karar Resmi Gazete'de
Rize'de feci kaza
Otomobil takla attı: 3 ölü, 2 yaralı
İstanbul'da bazı yollar trafiğe kapatıldı
Toplu taşımayı kullanacaklara dikkat!
Düzce'de neler oluyor?
İl Sağlık Müdürlüğü avukatı odasında silahla vuruldu
Ayaklarını yıkayıp suyunu içmişti
Engin Polat'a hapis cezası
Serbest bırakıldılar
Kamerası bantlanan otel yöneticileri için karar
'İstanbul'u onların eline ve insafına terk edemeyiz'
Erdoğan İtalya dönüşü konuştu
Erdoğan'dan 'telef' çıkışı
'Daha kaç CHP'li...'
'Kanal İstanbul gündemimizde yok'
Murat Kurum'dan açıklama
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.