Nasrettin Hoca'yı çok iyi anlamak zorundayız.
Ama ondan önce de tanımak, doğru tanımak zorundayız. Her önüne gelenin uydurduğu ölçü tanımaz fıkrayı daha komik olsun diye ona ciro ettiği bir zaman diliminde hocayı anlamak zorunluluğu daha hazla kendini belli ettirir.
13. yy'da yaşamış ve büyük bir mana adamı olan hoca, aynı zamanda hocadır da.
Olaylara getirdiği farklı izah tarzları, başkalarının bir ciltle anlattığını bir cümleyle anlatma kabiliyeti sadece ona hastır.
Gündelik hayatımızda kullandığımız bir çok darb-i mesel de hocaya aittir.
Bazı arkadaşlar yarı şaka yarı ciddi beni ona benzetseler de biz kim Nasrettin Hoca olmak kim derim.
Ama bugün yaşasaydı hayli zevki olurdu mutlaka.
Tabi hocanın yaşadığı dönem 312 yoktu.
Koruma ordusuyla,
yetmedi zırhlı araçla,
o da yetmedi tel örgülerle,
o da yetmedi barikatlarla,
ve en son çare özel kanunla korunan hicve müsait kişiler yoktu hoca zamanında.
Nur içinde yatsın.
Hocanın her biri mükemmel yorumlarından biri de şu fıkrada saklıdır.
Ama önce fıkra:
Komşusu hocadan eşeğini ister.
Hocanın veresi yoktur, ya da bizim bilmediğimiz bir sebep var.
- Eşek yok der hoca.
Peki der komşu ve tam uzaklaşacağı sırada ahır penceresinden başını dışarı çıkaran eşek çağdaş bazı müzik aletlerini aratmayacak nameleriyle anırmaya başlar.
Komşu hayretler içindedir.
Hocaya döner ve sitemgar bir şekilde hocaya:
- Amma yaptın hoca. Hani eşek yoktu?
Hoca eskimez cevabını verir:
- Yahu komşu, ne biçim adamsın sen. Bana inanmıyorsun, eşeğe inanıyorsun.
Fıkra burada biter.
Şimdi konuya geçersek.
Sen bu ülkenin hayrına elinden gelen her şeyi bin bir zorluk ve bin bir engele rağmen yaparsın.
Sen, birilerinin "cihadın dozajını kaçırıp" Kur'an kurslarını kapattırdığı bir zamanda bu millete on yıl Kur'an öğretirsin.
Sen, birilerinin savuna geldiği değerleri ne hikmetse(!) elinin tersiyle ittiği bir dönemde, doğru bildiği ve gerçekten de tek doğru olandan zerre taviz vermezsin.
Sen kimi kel,
Kimi şaşı,
Kimi fodul ilahiyatçının dinin özünü yıkma gayretlerinin önüne geçmeye çalışırsın.
Sen, kimilerinin çeşitli bahanelerle dinden, namustan ve vatandan taviz vermek modasına kapıldığı bir çağda bu değerlerin üzerinde oynanmaz dersin.
Sen, bu milletin Kur'an'dan mahrum kaldığı bir "fitne döneminde" insanlara Allah'ın kelamını dinlendirsin.
Sen, dinlerin "seç beğen al" hale geldiği bir zamanda tek hak din İslam'dır dersin.
Sen, millet fertlerinin bir birine düşman yapıldığı bir dönemde bütün tehlikeleri göze alarak kardeşlikten, birlikten, beraberlikten ayrılmamayı ısrarla vurgularsın.
Sen, asker-sivil, bu milletin bir olduğunu savunursun.
Sen, birilerinin bez parçası deyip aşağılamaya çalıştığı bayrağa gerçek değeri verirsin.
Sen, birilerinin "vatan dayak yemediğim yerdir" tarifine, vatan kutsaldır dersin.
Sen, ekonomik bağımsızlık dersin,
Sen, dini ve milli bütünlük dersin.
Sen, milli değerler dersin.
Sen bunları zaman geçse de hep dersin.
Sen bunları en zor şartlarda da dersin.
Sen bunları dediğin için çeşitli tehlikeleri de yaşarsın.
sen bunları hep yaparsın, ama birileri ille de "eşek" diyorsa , ne yapacaksın, mukadderat.
Ama ondan önce de tanımak, doğru tanımak zorundayız. Her önüne gelenin uydurduğu ölçü tanımaz fıkrayı daha komik olsun diye ona ciro ettiği bir zaman diliminde hocayı anlamak zorunluluğu daha hazla kendini belli ettirir.
13. yy'da yaşamış ve büyük bir mana adamı olan hoca, aynı zamanda hocadır da.
Olaylara getirdiği farklı izah tarzları, başkalarının bir ciltle anlattığını bir cümleyle anlatma kabiliyeti sadece ona hastır.
Gündelik hayatımızda kullandığımız bir çok darb-i mesel de hocaya aittir.
Bazı arkadaşlar yarı şaka yarı ciddi beni ona benzetseler de biz kim Nasrettin Hoca olmak kim derim.
Ama bugün yaşasaydı hayli zevki olurdu mutlaka.
Tabi hocanın yaşadığı dönem 312 yoktu.
Koruma ordusuyla,
yetmedi zırhlı araçla,
o da yetmedi tel örgülerle,
o da yetmedi barikatlarla,
ve en son çare özel kanunla korunan hicve müsait kişiler yoktu hoca zamanında.
Nur içinde yatsın.
Hocanın her biri mükemmel yorumlarından biri de şu fıkrada saklıdır.
Ama önce fıkra:
Komşusu hocadan eşeğini ister.
Hocanın veresi yoktur, ya da bizim bilmediğimiz bir sebep var.
- Eşek yok der hoca.
Peki der komşu ve tam uzaklaşacağı sırada ahır penceresinden başını dışarı çıkaran eşek çağdaş bazı müzik aletlerini aratmayacak nameleriyle anırmaya başlar.
Komşu hayretler içindedir.
Hocaya döner ve sitemgar bir şekilde hocaya:
- Amma yaptın hoca. Hani eşek yoktu?
Hoca eskimez cevabını verir:
- Yahu komşu, ne biçim adamsın sen. Bana inanmıyorsun, eşeğe inanıyorsun.
Fıkra burada biter.
Şimdi konuya geçersek.
Sen bu ülkenin hayrına elinden gelen her şeyi bin bir zorluk ve bin bir engele rağmen yaparsın.
Sen, birilerinin "cihadın dozajını kaçırıp" Kur'an kurslarını kapattırdığı bir zamanda bu millete on yıl Kur'an öğretirsin.
Sen, birilerinin savuna geldiği değerleri ne hikmetse(!) elinin tersiyle ittiği bir dönemde, doğru bildiği ve gerçekten de tek doğru olandan zerre taviz vermezsin.
Sen kimi kel,
Kimi şaşı,
Kimi fodul ilahiyatçının dinin özünü yıkma gayretlerinin önüne geçmeye çalışırsın.
Sen, kimilerinin çeşitli bahanelerle dinden, namustan ve vatandan taviz vermek modasına kapıldığı bir çağda bu değerlerin üzerinde oynanmaz dersin.
Sen, bu milletin Kur'an'dan mahrum kaldığı bir "fitne döneminde" insanlara Allah'ın kelamını dinlendirsin.
Sen, dinlerin "seç beğen al" hale geldiği bir zamanda tek hak din İslam'dır dersin.
Sen, millet fertlerinin bir birine düşman yapıldığı bir dönemde bütün tehlikeleri göze alarak kardeşlikten, birlikten, beraberlikten ayrılmamayı ısrarla vurgularsın.
Sen, asker-sivil, bu milletin bir olduğunu savunursun.
Sen, birilerinin bez parçası deyip aşağılamaya çalıştığı bayrağa gerçek değeri verirsin.
Sen, birilerinin "vatan dayak yemediğim yerdir" tarifine, vatan kutsaldır dersin.
Sen, ekonomik bağımsızlık dersin,
Sen, dini ve milli bütünlük dersin.
Sen, milli değerler dersin.
Sen bunları zaman geçse de hep dersin.
Sen bunları en zor şartlarda da dersin.
Sen bunları dediğin için çeşitli tehlikeleri de yaşarsın.
sen bunları hep yaparsın, ama birileri ille de "eşek" diyorsa , ne yapacaksın, mukadderat.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024