Bu sorunun cevabını iman etmiş bir insan olarak soruyorum. Neden soruyorum?
Sayın Erdoğan binlerce insanımızın karşısında diyor ki; "Başörtüsü konusundaki anayasa değişikliğini Meclis'e gönderdik. Sıkıyorsa bu işi referanduma götürelim. Kararı millet versin."
Allah'ın (c.c) hükmünü insanlara onaylatmak! Aman Allah'ım! Geçici dünya hayatı, mal ve makam için bu nasıl bir hırs!
İslam itikadında böyle bir şey yok. Ama yakın tarihimizde var.
Fethullah Gülen'in ev ve fikir sahipliğinde gerçekleştirilen o meşhur Abant toplantılarında, 'akıl ile vahiy çatışırsa ne olur' sorusunun cevabı aranmış ve 'akıl tercih edilir' denilmişti.
Şimdi soruyorum: Sayın Erdoğan'ın Allah'ın hükmünü referanduma götürme teklifi ile Abant zihniyeti arasında ne fark var?
İkinci sorum ise Hıristiyanlık ilahiyatı uzmanı olan DİP Başkanı Ali Erbaş'a: İslam fıkhının böyle bir teklif karşısında hükmü nedir?
Üçüncü sorum ise şarkıcıların, mankenlerin söz ve kıyafetleri üzerinden mücahitliğe soyunan şövalyelere: Böyle bir teklifi atıyorum CHP, DP veya herhangi bir parti ya da sivil bir kuruluş yapsaydı ne cevap verir, nasıl tepki gösterirdiniz?
Hadi arşivi açalım! Yıl 2018. Dört yıl önce ve Sayın Erdoğan aynen şu cümleleri kurmuştu:
'İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Beni birçok hoca efendi tefe koyacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın'. (Tefe: Birini alay konusu yapmak. Hoşa gitmeyecek küçük düşürücü yönleriyle başkalarına tanıtmak)
İslam dinini kendi tekelinde görenler 'Siz, İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız' sözleri karşısında gıkları bile çıkmamıştı.
Aynen Fethullah Gülen'in: "Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler ya Hazret-i Muhammed döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır…
Kanaatime göre hadiseleri kendi tarihsilekleri içinde ele almalı, yani her hadiseyi kendi şartları ve konumu içinde değerlendirmeli ve bugünkü davranışlarımızda da bugünkü tavırları esas almalıyız". (Fetullah Gülen Hoşgörü ve Diyalog İklimi sh. 155)
Bu iki bakış arasında bir fark var mı?
Oysa NAS (ayet ve hadis) netti, sabitti, katiydi.
'Sen, Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah'ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın." (Fatır 43)
"Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın!" (Fâtır: 5)
"Ben, sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece Benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitab'ı ve Benim itretim, Ehl-i Beyt'imdir.
Bu ikisi, Kevser Havuzu üzerinde Bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın, görün Ben'den sonra Onlara nasıl davranacaksınız?" (Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122. Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328 İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21 Müsned-i İmam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17 Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109)
Bakara 174 ayetin meali ise şöyle: "Allah'ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir şey karşılığında satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak! Onlar için elem verici bir azap vardır."
"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah'ım" (A'râf, Suresi 155)
Mahir Ünal-Sezgin Tanrıkulu
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal: "Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye'de yaşanmıştır. Mesela Fransız Devrimi her şeyi yıkmıştır ama dile dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao'nun Çin'de yaptığı kültürel devrimdir ve o da dile dokunmamıştır.
Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz sadece konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz."
Bu maksatlı açıklamalara yıllarca 'beka beka' diye siyaset yapan MHP'den ses gelmedi. Diğer partiler 'dil' üzerinden tepki gösterdi.
Tam teşhisi koyan ise yine BTP Lideri Hüseyin Baş'tı. Sayın Baş bu açıklamayı, bu açıklama, 'Bu söylem bir milli güvenlik problemidir. Çok ciddi söylüyorum ve bu insanlar bu ülkeyi yönetiyorlar.'
Demek ki, 2023 seçimlerinde açıktan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri yapılacak. Gizli olarak ise 'CUMHURİYETE' devam mı tamam mı, oylatılacak!
Vatandaşın sorusu
Vatandaş soruyor: CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun 'Terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarda Kimyasal Silah kullanılıyor" sözleri ile…
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın, 'Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir' sözlerinin zihniyet açısında birbirinden farkı var mı?
İki mantıkta devleti ve milletimizi hedef almıyor mu?
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025