Son günlerde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı kıymetli Hüseyin Baş Beyefendi'nin sıkça dile getirdiği ekonomide "Sistem Yanlış" tespitinin ne denli isabetli olduğu gün geçtikçe çok daha belirgin bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Birkaç haftadır tüm siyasi parti liderlerinin üzerinde ittifak ettikleri tek nokta, pandemi nedeniyle duran ekonomide artık geçimini dahi sağlamakta zorluk çeken vatandaş için yapılması zaruri hale gelen sosyal yardımlar. Ama gelgelelim hazine tam takır. Kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyor.
Devlet, işçiye vermek için memurdan, memura vermek için vatandaştan, vatandaşa vermek için esnaftan bu parayı temin etmek zorunda. Bunu yapmak için de boş durmuyor. Hemen her kesime vergi üstüne vergi de vuruyor, ama nafile...
Velhasıl ne yana çekseniz olmuyor. Neden? Çünkü "Sistem Yanlış"!
* * *
Bu sistem yanlışlığını tespit edebilmek için çok da matematik bilmeye gerek yok aslında. Şöyle derdi kendisi de uzun süre öğretmenlik yapmış olan merhum Haydar Baş Hoca; "Bir öğrenci tahtaya kalktığında kendisine sorulan problemi biliyorsa 30 saniyede çözer işi. Ama bilmiyorsa, onu değil 30 saniye, 30 sene de tahtada tutsan o problemi çözemez."
Şimdi bizim halihazırda idaredeki devlet büyüklerimizin hali de buna benziyor. 18 senedir tahtadalar ama ekonomik problemler ilk günkü berraklığıyla halen önümüzde duruyor. Dahası, vatandaş 18 yıldan beri bir türlü gün yüzü göremedi.
Neden mi? Çünkü "Sistem Yanlış"!
* * *
Bir gerçek var ki, dünya üzerinde aynı sistemde ısrar eden ülkelerin sayısı her geçen gün azalıyor. Maymunun gözü açılıyor yani. Ama ne hazindir ki, bizim gibi kendi milli parasını basmayan, uluslararası ticaretini milli parasıyla yapmayan, yer altı zenginliklerini ekonomiye kazandıramayan ve dolayısıyla yabancı sermayeye bağımlı yaşayan pek çok ülkeyle aynı kaderi paylaşmaya devam ediyoruz. Buna kader denirse tabi…
Aslında biz ona kader demeyelim de, kapitalizmin ağababası ABD'nin dünyaya attığı en büyük kazık diyelim. Düşünsenize bütün dünya insanlığı üretiyor, kendi ürettiğini tüketebilmek için gerekli olan parayı ancak ABD'den borçla dolar alıp hazinesine koyduktan sonra basabiliyor. Ne güzel dünya! İşte sistem dedikleri ve BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey'in ısrarla karşı çıktığı düzen bu.
* * *
Bir düşünün! Koskoca bir millet yılın 365 günü, her gün 24 çalışsa ne olur? Normal şartlarda dünyanın en zengin ülkesi ve milleti olur. Ama bu sistemde kazın ayağı öyle değil. Bu sistemde ne kadar çalışır, emek ve hizmet üretirseniz, gayri safi milli hasılanız o kadar fazla olur. Gayri safi milli hâsılanız ne kadar fazla olursa, basıp ekonomiye kazandırmanız gereken para da o kadar fazla olur. Ama gelgelelim, ne kadar para basacaksanız -dolar karşılığı basmanız gerektiği için- hazinenize o kadar fazla dolar koymak zorundasınızdır. Ne kadar dolar borçlanırsanız, o kadar faiz ödemek zorunda kalırsınız. Sonuç: Ne kadar çalışırsanız, o kadar borçlanırsınız. Ne kadar çalışırsanız, o kadar faiz ödersiniz. Yani iflas…
* * *
Bu, ABD'nin insanlığa dayatmış olduğu öğrenilmiş çaresizliktir. Serbest piyasa ekonomisi, kapitalizm ya da adı her neyse… Tüm dünyanın kanını emen bu sömürü sistemi, destek verdiği iktidarlarla ayakta kalmaktadır. Birileri bu sömürü düzenini savunan siyasilere halen destek veriyorsa, bilin ki mevcut ekonomik tablo kendilerinin eseridir.
* * *
Doğrusu mu? Doğrusu, bu ortaçağ zihniyetini tarihin tozlu sayfalarına mahkûm eden ve tüm dünyada kapitalizmden çok daha fazla ülkede uygulana gelen Milli Ekonomi Modeli'dir. Doğrusu, merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı ve tüm dünyaya kabul ettirdiği Milli Ekonomi Modeli'ni parti programına koyan Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Doğrusu, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayarak Türkiye'yi gerçekten müreffeh yarınlara taşıyacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'nin genç ve dinamik Genel Başkanı Hüseyin Baş Beyefendi'dir. Millet olarak başka alternatifimiz yoktur.
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006