En büyük terör örgütü NATO’dur

Efendim nasıl böyle bir söz sarf edebilirsiniz? Türkiye'de NATO'ya üyedir.

Bana ne kardeşim! Bana mı sorup girdiler NATO'ya.

Türk milletine mi sordular?

Referandum mu yaptılar?

Gerçekleri söylemeyerek, yazmayarak, yanlışa yanlış demeyerek nereye gittiğinizi zannediyorsunuz?

NATO'ya girmek, Atatürk'e ve Türk milletine yapılmış en büyük ihanettir!

Şayet girilmemiş olsaydı ne mi olurdu?

Bugün Türkiye savaş uçaklarını ve en uzun menzilli füzelerini ve elbette atom bombasını çoktan üretmiş olurdu.

Öyle olsaydı ne mi olurdu?

Bugün İsrail terör devleti Filistinlilere parmak bile sallayamayacaktı.

Şimdi anladınız mı bu illet yapıya neden bizi aldıklarını.

Mesele şu:

2. Dünya Savaşı sonrası iddia o ki, Sovyetler Birliği her yeri işgal etmek üzereymiş.

ABD öyle iddia ediyordu. Amerikancı Adnan Menderes hükümeti buna inanmaya dünden hevesliydi. 

Ancak Türkiye bu açıdan henüz pek önemsiz görünüyordu. 

Sonra NATO'ya giriş dilekçesi niyetine 1950'de Kore Savaşı'na asker göndermeye karar verildi. 

O canım Türk askerlerinin 712'si hiç bilmediği topraklarda, Amerika adına can verdi, 175'i kayboldu, 234'ü esir düştü. 

Sonra ülkedeki bir avuç Komünisti büyük tehlike olarak göstermek için uyduruk davalar oluşturuldu. 

1951'de ne mi oldu?

'Tam bağımsız Türkiye' için yürüyenleri, komünist diye tutup cezaevine tıktılar. 

Türkiye, Kore'de ölüme gönderilen evlatlarının ve tutuklanan bir avuç komünistin yüzü suyu hürmetine, 1952'de NATO'ya üye olmayı başardı. 

Aslını ararsanız, Büyük Ortadoğu Projesi'nin temelleri o gün sağlamlaştırıldı.

Bu projenin temellerine ilk harcın atılması, 1897 Siyonist kongresi ile gerçekleşmişti.

NATO'ya kabul edildikten yedi ay sonra İzmir'de müttefik kara kuvvetleri karargâhı kuruldu, başına ABD'li bir korgeneral getirildi. O sırada "paralel NATO"nun kuruluşu için de kollar sıvanmıştı. 

Özel harp talimnamelerine göre, üye ülkelerde kurulması emredilen "süper NATO" birimleri "seferberlik tetkik kurulu" ve "özel harp dairesi" adı altında kamufle edildi. 

Sivil uzantıları belirlendi, silahlandırıldı. 

Onların adı da "vatanseverler"di!

Nasıl oyun ama…

Bundan yalnızca 10 yıl sonra ülkedeki NATO haber alma tesislerinin sayısı 112'ye ulaşmıştı. 

Ülkenin 35 kilometrekarelik alanı NATO'nun denetimindeydi, Türk görevlilerin buralara NATO komutasından izinsiz girmesi yasaktı. Dedikleri gibi Sovyetler Birliği'ni gözetliyorlardı. 

Ama asıl eylemlerini bizzat Türk milletine karşı yaptılar. 

NATO ve yerli işbirlikçileri, ülkeyi işgal ettikleri günden bu yana on binlerce masumun öldürülmesinde doğrudan rol oynadılar. 

PKK'yı NATO kurdu!

Onun ne kadar türevi varsa hepsini NATO kurdu.

Radikal akımları terör örgütüne dönüştürdü ve 'BOP' için sınırsız destekledi.

İslam dünyasında akan her damla gözyaşı ve kanın tek sorumlusu, NATO'dur.

Bu kadarla yetinelim…

İşte biz böyle bir yapıya üye olmak için Mehmetçiğimizi feda ettik.

Menderes'te, İnönü'de bu işin baş sorumlusudur!

Türk ordusu, Atatürk'ün ruhuyla, Türk'ün mayasıyla kurulmuştur.

Bazı NATO'cu emekli askerlerin bu yapıya atfen yaptıkları güzellemeler not edilmelidir.

Türk ordusunda NATO'cu asker olamaz!

Atatürkçü askerden NATO'cu olmaz, olamaz!