Ekonomiyi doğru değerlendirmek

Ülkemizde ve dünyada ekonomiyi yansız, tarafsız, doğru bir şekilde değerlendiren ekonomistler çok azdır. Siyasetçilerin, ekonomiyi siyasi çıkarlarına göre değerlendirmesi bir noktaya kadar anlaşılabilir. İyi de ekonomistler neden adil olamıyorlar? Çünkü ekonomistlerin de birçoğu, ulus-üstü şirketlerin sözcülüğünü yapmaktadır. Öyle ki, bilimsel gerçek (!) diye ileri sürdükleri görüşler bile, ulus-üstü şirketlerin çıkarlarını amaçlayan uyduruk teorilerdir. Medya aracılığıyla dünyaya tanıtılan o teorilerin, her ülkede bilerek veya bilmeyerek savunucuları ortaya çıkmaktadır. Bunların kimisi siyasetçi, kimisi de ekonomist olabiliyor.Maalesef ülkemizde de ekonomik değerlendirmeler bu çerçevede yapılmaktadır. Meselâ AKP iktidarı, ekonomide hep olumlu rakamları gösteriyor ve ona göre hüküm veriyor. TBMM'de grubu bulunan partiler de AKP iktidarının tam zıddını yapıyor, yani sürekli bardağın boş tarafını işaret ediyorlar. Seçim sürecinde bu manzara daha da çirkinleşiyor. Bir başka deyişle seçim sürecinde, diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de gerçekler tersyüz ediliyor. Öylesine çelişkili ve abartılı rakamlar sunuluyor ki, ekonomiyi yakından takip edenler dahi tereddüde düşüyor. Sıradan insanların, bu rakamları test etmesi mümkün olmadığından, onlar rakamlarla hiç ilgilenmiyor.Seçmen, kendi yaşantısına, gördüklerine ve bildiklerine göre karar veriyor. Tabii ki, çok kere de yanılıyor. Ekonomistlerin, ekonomiyi olumlu ve olumsuz yönleriyle açık seçik bir tarzda değerlendirmeleri gerekir. Böyle davranırlarsa, seçmenlerin doğru tercih yapmalarına yardımcı olurlar.AKP'lilerin ekonomik değerlendirmeleri, SSCB devlet başkanlarından Kruşçev'in değerlendirmesine benziyor. Kruşçev'e sormuşlar: "Ekonomiyi bir kelime ile anlatabilir misin?" Kruşçev, "iyi" demiş. "Peki, iki kelime ile anlat" demişler. Kruşçev, "iyi değildir" demiş. Ekonomiyi, rakamlarla nereden nereye getirdiğini sık sık ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan da, aynı çeşit değerlendirmelerde bulunuyor, diyor ki: "Şu anda inanın patinaj yapıyoruz. Belki bazıları farkında değil, ama rakamlar bunu gösteriyor. Son 3 senedir ekonomik olarak patinaj içerisindeyiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, orta gelir tuzağına tutulduğumuzu açıkça itiraf ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söyledikleri sadece bir örnektir. Bunun gibi ekonomi "iyidir" "iyi değildir" türünden onlarca örnek verilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da itiraf ettiği orta gelir tuzağından nasıl kurtulacağız? TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun buna cevabı şöyledir: "Devletimizle birlikte biyoteknoloji başta olmak üzere Türkiye'nin güçlü olabileceği alanları belirleyip bir strateji çerçevesinde, el birliği ile çalışırsak, orta gelir tuzağını da aşarız."Özetle ifade edersek deriz ki, ekonomide çok değişik değerlendirmeler yapılıyor. Bunların doğru olanları da, olmayanları da vardır. Ancak yerli-yabancı birçok bilim adamının da teyit ettiği gibi, en doğru değerlendirmeyi yapan ve ekonomiyi doğru ölçüler üzerine bina eden Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Prof. Dr. Haydar Baş, söz konusu ölçülerle şekillendirdiği Milli Ekonomi Modeli'ni uygulanmak için BTP lideri olarak, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde milletten yetki istemektedir. Millet, bu yetkiyi verirse, karanlık devir kapanır, yeni bir devir açılır. O zaman ekonomi neymiş, ne değilmiş, dost ve düşman herkes görmüş olur.