Bazı ekonomistlerimiz maliyetleri aşağıya çekmemiz, üretimi arttırmamız, ihracata önem vermemiz gibi tavsiyelerde bulunarak kısmen doğru olan bir yaklaşım sergiliyorlar. Fakat kendilerine "hangi modelle?" diye sorulduğunda, "başka bir modele ihtiyaç yok" diyerek kesip atıyorlar. Halbuki ısrarla sorulması ve de cevabının mutlaka verilmesi gereken nokta burası. Burası çözümlenmeden sonuca asla varamayız ve söylediklerimiz, tavsiyelerimiz, hatta ekonomi adına bildiğimiz her şey havada kalır, hiçbir anlam ifade etmez. Söyleyin bana, IMF politikaları devam ederken, maliyetleri nasıl aşağıya çekeceksin, üretimi ve ihracatı nasıl arttıracaksın, borçları nasıl kapatacaksın? Zaten bunları yapamamamızın asıl sebebi de bu IMF politikaları değil mi? Bahsettiğimiz ekonomistler ülke ekonomisinin çıkmazda olduğunu gayet iyi biliyorlar, hatta yazdıkları makalelerde ekonominin kötümserliğini zaman zaman değiniyorlar. Sıcak paradaki artışın tehlikeli boyutundan bizleri haberdar ediyor ve yabancı sermayenin ülke ekonomisini kuşattığını ifade ediyorlar. Dahası borcun borçla kapanmasının mümkün olmadığını, yapılan özelleştirmelerin yanlışlığını, IMF politikalarının bizi bir çözüme götürmediğini makalelerinde belirtiyorlar. Bütün bunları ifade ediyorlar, ama yine de ısrarla yeni bir modele ihtiyaç yok diyorlar. İşte bunu anlamak mümkün değil. Acaba bu ekonomistlerimiz, birileri iyimserlik havası çizerek hükümetin yanlış olan ekonomi politikalarına alkış tutarak pirim toplamaya, rant sağlamaya çalışırken, "biz de kötümser bakarak pirim toplayalım" mı diyorlar? Yoksa kendilerine iş imkanı veren taşeron medya patronlarının "gazetemizde hep iyimser hava çizersek, kötümser kitleyi elimizde tutamayız" düşüncesinin bir ürünü mü bu? Öyle ya bu anlayış bir Batı taktiğidir. Muhalefeti de sen yapacaksın ki, ortalık sulansın, doğruları gerçekten dile getirenler ise arada kaynayıp gitsin. Yıllardan beri milletimiz böyle uyutulmuyor mu? Adam IMF politikalarını uyguluyor, ülkeyi borç batağına sürüklüyor, diğeri ona muhalefet ediyor, millet de bu aykırı sese kulak veriyor, tamam problemleri bu çözer diyor, destekliyor, sonra ona iktidar sunulduğunda aynen bir önceki gibi IMF politikalarına devam ediyor. Neden? Çünkü ne kendine ait bir projesi var, ne de çözümü. Sadece oy kaygısıyla yapılan bir muhalefet ve iktidara gelince de yine aynı kısırdöngüye devam.İşte malum medyalardaki ekonomistler de bu kısırdöngüye çanak tutuyorlar. Biri iktidarın şakşakçılığını yaptığı için maaşını alıyor, diğeri de muhalefetin elini kuvvetlendirdiği için.İkisinin de ortak özelliği, gerçek çözümün adresini asla göstermemeleri, bilseler de gizlemeleri.Ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar, gerçekler bir gün su yüzüne mutlaka çıkacaktır. İşte o zaman yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu fark edecekler ama iş işten geçmiş olacaktır.Bu konuda Atatürk'ün hayatından bir misal verelim:Saray yanlısı gazeteci Refi Cevat Ulunay, Mustafa Kemal Paşa'yı Şişli'deki evinde ziyaret eden ilk basın mensubudur. Ulunay, 4 Şubat 1919 tarihinde yaptığı röportajdan gazeteye döndüğünde, arkadaşları ne konuştuklarını soruyor... Ulunay, "Şu sıralarda Anadolu'ya geçilir, orada teşkilat kurulur, milli mukavemet harekete geçirilirse Fransız'ı da, İngiliz'i de, İtalyan'ı da memleketten kovulur, vatan istiklaline kavuşur, millet de esaretten kurtulurmuş. Anladınız mı arkadaşlar. Bu adam deli değil, zırdeliymiş" diyor Atatürk için... Yıllar sonra, Ulunay'a yanıldığı için pişman olup olmadığı soruluyor... Ulunay'ın yanıtı:- Hayır, ben haklıydım, herkes benim gibi düşünüyordu. O günlerde öyle düşünen tek adam oydu...Tamam da Sayın Ulunay, karizma bir kere çizildi. Ağzınla kuş tutsan bir daha o güveni elde edebilir misin? Aziz Türk milletinin nezdinde hiç kuvayı milliyeyi destekleyip de milli mücadelede Atatürk'ün yanında yer alanlarla bir tutulur musun? Peki, gizlenen gerçek nedir, çözüm nedir?Bugün ülkemizi, içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi çıkmazdan kurtarabilecek en sağlıklı çözümleri Prof. Dr. Haydar Baş sunmaktadır.Yıllarca ülkemizin bütün değerlerinin IMF ve AB politikalarıyla sömürüldüğünü gören Sayın Baş, yepyeni bir ekonomik modeli, Milli Ekonomi Modelini devreye koymuştur.Model, soysal devlet projeleriyle, tüketim kesimi olarak tanımladığı belirli bir gelirin altındaki insanlara destek sağlayarak tüketimi teşvik etmekte ve üreticiye doğal bir pazar ortamı sunmaktadır.Üretici için bir diğer önemli sorun maliyettir. Gerek enerji gerekse hammadde ihtiyacında yerli kaynakların devreye sokulması, proje mukabili sıfır faizli kredi imkanı, vergilerin makul bir seviyeye indirilmesi, dolaylı vergilerin kaldırılmasıyla benzin ve mazottaki ucuzlama neticesinde nakliye imkanının da uygun hala getirilmesi gibi desteklerle üretici ürününü daha ucuza maledecek.Hem üretim için bütün şartlar müsait, hem de pazar imkanı var, söyleyin bana, bir üretici ekonomik anlamda başka ne isteyebilir? Kendi paramızı, kendi kaynaklarımızı devreye koymadan böyle bir çözüm sunabilir misiniz? Hayır."Yabancı sermaye olmadan olmaz" diyerek bu haklarımızı sınırlayan IMF, işte bu yüzden çözüm değildir. Bu imkanları bize sağlayan Milli Ekonomi Modeli ise işte bu sebeple tek çözümdür.Bugün ekonomistlerimiz, Atatürk'ü önceden eleştirip de sonradan başlarını duvarlara vuranlar gibi olmamaları için, çözüm olduğunu gayet iyi bildikleri Milli Ekonomi Modeli'ni sürekli gündeme taşımalı ve milletimizi ayıktırmalıdır.İşte o zaman bu aziz milletimiz onları baş tacı edecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025