Prof. Dr. Haydar Baş, "Türk İslam dünyasının birçok ülkesinden çok kıymetli ilim adamlarımızın iştirakiyle gerçekleştirilen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu'ndaki birlik, kardeşlik ve basiret, ülkemizdeki ve bölgemizdeki Haçlı oyununa son verecek kudret ve imanın bir ifadesidir" dedi
Ehl-i Beyt Sempozyu'munda tarihi bir konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş, "Masumiyeti karine olarak kabul edilen Ehl-i Beyt imamlarının hiçbirinin hayatında, ne Sünni, ne de Şia kaynaklarında geçen İslam'ı saptıran bir örnek yoktur" tespitini yaptıktan sonra sözlerine şöyle devam etti: "Araştırmalarımızda birliğin ve beraber olmanın faydalarını gördük. Reva mıdır ki, asırlardan beri devam eden bu kardeşliği yok sayıp, kapılarını bize ardına kadar açan Ehl-i Beyt dünyasının değil de, Haçlının safında yer alıp, yanlışın ve bâtılın safında olunsun. Bu asla düşünülemez. Komşularımız olan İran, Suriye, Irak, Libya bize zararı olmayan ülkelerdir? Kardeşlerimizdir? Bunlardan bazıları bize insan hakları ödülünü verdi, bazıları bize sarayının kapılarını açtı. Bazıları ise her zaman dostumuz oldu. O halde, bu insanlar üzerindeki Haçlı dünyasının projesi bize ait değildir. Türk siyasetinin böyle bir davranış içinde olması düşünülemez. Bir milletin dahili meselelerine müdahale tavrı, senin işlerine de müdahale hakkını doğurur. Onun için dikkatli olmak şarttır. Ehl-i Beyt sevgisiyle yüreği sapasağlam kalmış, iz'an ve iman ehli her bir insan, bu Haçlı oyununu bozmakla, bu fitneyi bitirmekle mükelleftir. Ülkemiz, bölgemiz ve insanlığın huzur ve barışı için, dünya bu kıratta ve bu imanda insanı bekliyor.Türkiye'nin dahili meselelerine gelince; ülke, tamamen terörün kucağına atılmış; her gün onlarca insanın öldürüldüğü terör ülkesi haline dönüşmüştür. Gerek iç, gerekse dış dünyamızda etrafımızı tehdit unsurları haline getirmek ülkenin menfaatine değildir. Ülkemizin bu noktaya gelişi, yabancıların dahilimize müdahalesi nedeniyledir. Her gün onlarca insanımız ölüme mahkum edilmektedir. Bu durum, yanlış siyasetin sonucudur. Şayet bu yabancı yönlendirmeli siyaset devam ederse, Türkiye sadece istemediği insanlarla bir masada oturmak zorunda kalmayacak, bölünüp parçalanmanın tartışmalarına da sahne olacaktır."
"Ehl-i Beyt Sempozyumu birliğin ifadesidir""Yapılması gereken, en fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bugünde Müslümanların birliğini savunarak İslam dünyasına saldıranlara karşı bir blok oluşturmak, hiçbirinin kusurunu görmeden, yanlış araştırması yapmamaktır" diye konuşan Prof. Baş, "Müslümanların birbirlerini olduğu gibi kabul etmesi, saygı ve hürmet göstermesidir. Bütün dünyanın, insanlığın ve Müslüman aleminin de ihtiyacı olan, bu birlik ve beraberliktir. İki gün devam eden ve Türk İslam dünyasının birçok ülkesinden çok kıymetli ilim adamlarımızın iştirakiyle gerçekleştirilen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumumuzdaki birlik, kardeşlik ve basiret, ülkemizdeki ve bölgemizdeki Haçlı oyununa son verecek kudret ve imanın bir ifadesidir.Bu sempozyumumuz, Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in (s.a.v.), "Kavmi için Nuh'un gemisi ne idiyse, ümmetim için de Ehl-i Beyt'imin misali odur. O gemiye binen kurtulur, necat bulur" müjdesinin canlı örneği olmuştur. Bütün katılımcı ilim adamı kardeşlerimi, kıymetli konukları, Yüce Türk milletini ve tüm İslam alemini bir kez daha tebrik eder, Ehl-i Beyt'in sevgisinin rahmetiyle kucaklarım. Baki Hüda'ya emanet olunuz?"
Ehl-i Beyt Sempozyu'munda tarihi bir konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş, "Masumiyeti karine olarak kabul edilen Ehl-i Beyt imamlarının hiçbirinin hayatında, ne Sünni, ne de Şia kaynaklarında geçen İslam'ı saptıran bir örnek yoktur" tespitini yaptıktan sonra sözlerine şöyle devam etti: "Araştırmalarımızda birliğin ve beraber olmanın faydalarını gördük. Reva mıdır ki, asırlardan beri devam eden bu kardeşliği yok sayıp, kapılarını bize ardına kadar açan Ehl-i Beyt dünyasının değil de, Haçlının safında yer alıp, yanlışın ve bâtılın safında olunsun. Bu asla düşünülemez. Komşularımız olan İran, Suriye, Irak, Libya bize zararı olmayan ülkelerdir? Kardeşlerimizdir? Bunlardan bazıları bize insan hakları ödülünü verdi, bazıları bize sarayının kapılarını açtı. Bazıları ise her zaman dostumuz oldu. O halde, bu insanlar üzerindeki Haçlı dünyasının projesi bize ait değildir. Türk siyasetinin böyle bir davranış içinde olması düşünülemez. Bir milletin dahili meselelerine müdahale tavrı, senin işlerine de müdahale hakkını doğurur. Onun için dikkatli olmak şarttır. Ehl-i Beyt sevgisiyle yüreği sapasağlam kalmış, iz'an ve iman ehli her bir insan, bu Haçlı oyununu bozmakla, bu fitneyi bitirmekle mükelleftir. Ülkemiz, bölgemiz ve insanlığın huzur ve barışı için, dünya bu kıratta ve bu imanda insanı bekliyor.Türkiye'nin dahili meselelerine gelince; ülke, tamamen terörün kucağına atılmış; her gün onlarca insanın öldürüldüğü terör ülkesi haline dönüşmüştür. Gerek iç, gerekse dış dünyamızda etrafımızı tehdit unsurları haline getirmek ülkenin menfaatine değildir. Ülkemizin bu noktaya gelişi, yabancıların dahilimize müdahalesi nedeniyledir. Her gün onlarca insanımız ölüme mahkum edilmektedir. Bu durum, yanlış siyasetin sonucudur. Şayet bu yabancı yönlendirmeli siyaset devam ederse, Türkiye sadece istemediği insanlarla bir masada oturmak zorunda kalmayacak, bölünüp parçalanmanın tartışmalarına da sahne olacaktır."
"Ehl-i Beyt Sempozyumu birliğin ifadesidir""Yapılması gereken, en fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bugünde Müslümanların birliğini savunarak İslam dünyasına saldıranlara karşı bir blok oluşturmak, hiçbirinin kusurunu görmeden, yanlış araştırması yapmamaktır" diye konuşan Prof. Baş, "Müslümanların birbirlerini olduğu gibi kabul etmesi, saygı ve hürmet göstermesidir. Bütün dünyanın, insanlığın ve Müslüman aleminin de ihtiyacı olan, bu birlik ve beraberliktir. İki gün devam eden ve Türk İslam dünyasının birçok ülkesinden çok kıymetli ilim adamlarımızın iştirakiyle gerçekleştirilen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumumuzdaki birlik, kardeşlik ve basiret, ülkemizdeki ve bölgemizdeki Haçlı oyununa son verecek kudret ve imanın bir ifadesidir.Bu sempozyumumuz, Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in (s.a.v.), "Kavmi için Nuh'un gemisi ne idiyse, ümmetim için de Ehl-i Beyt'imin misali odur. O gemiye binen kurtulur, necat bulur" müjdesinin canlı örneği olmuştur. Bütün katılımcı ilim adamı kardeşlerimi, kıymetli konukları, Yüce Türk milletini ve tüm İslam alemini bir kez daha tebrik eder, Ehl-i Beyt'in sevgisinin rahmetiyle kucaklarım. Baki Hüda'ya emanet olunuz?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.