Eğitimde 4D x 4D x 4D Heybeliada sistemi - 1

Vakti zamanında ilkokuldan başlardık talime. Beş senenin sonunda Ortaöğretime Geçiş Sınavı (OGS) olurdu.
Puanı tutturanlar Anadolu Liseleri veya Fen Liselerine kapağı atarlardı. Pensilvanya’dan sonsuz destekli rahmetli Karaoğlan’ın son iktidarında İmam-Hatiplerin önü kesilmek istenince mecburi eğitim 8 yıla çıkarılarak adına da “ilköğretim” denilmeye başlanmıştı.
Fethullah Efendi’nin içtihadına göre 28 Şubat’ın çift sevaplarından en önemlisi bu kararla kapanan Kur’an Kursları ve İmam-Hatip okullarıydı. Dolayısıyla OGS sınavları bu sekiz yıllık mecburi eğitimin sonunda yapılmaya başlanmıştı.
O günden beri çocuklarımız artık gönüllü kobaylar oldular. Kendi ellerimizle “eti senin kemiği benim” diyerekten teslim ettik çocuklarımızı sistem kurucularına. Sorgulamadan. Vardır mutlaka bilinmez bir sevap ve hikmeti diyerekten. Tecrübe edildiği üzere AKP iktidarı başımıza düştüğünden beri atanan her bir yeni bakanımız kendi üstün zekâ seviyelerini test etmek için yeni bir eğitim modeli denemesi dayattılar.
Gelen her mübarek yepyeni bir modelle geldi. Nereden bulduysa?
Birileri “-Hıh işte bu !” diyene kadar durmak yok model denemeye devam dediler.
Her salataya ketçap olan AB-ABD-IMF üçlüsü nedense eğitim sistemimiz için herhangi bir “kriter” dayatmadılar. AB’eyimiz tenezzül buyurup hazır model paketi göndermeyince müstemleke Hindistan benzeri her bakan gelişinde, değişen sınav sistemleriyle yola devam etme kararı alındı. Malum bunların anlayışına göre eğitim demek sınav demek, sınav demek eğitim demekti.
Milli Eğitimde on yıldır kaçıncı model denemesinin uygulandığını hatırlayanınız var mıdır?
Van’lı Hüseyin Çelik geldiğinde 8+3 vardı.
Bizim çocuklarımız tek oturumlu Ortaöğretime Geçiş Sınavına (OGS) hazırlanmak için son 8. sınıfta özel dersanelere giderlerdi. Bir yıllık dersane takviyesi sonrasında OGS’ye girerlerdi.
Fakat pek büyük hızlı eğitimci bakanımız göreve gelir gelmez:
“-Bir fikrim geldi. OGS’ yi kaldıracağım. Böyle eğitim mi olur? Çocuklarımızı sınav stresinden kurtarmak şart olmuştur” demişlerdi.
Bunun üzerine veli ve öğrencilerimiz “-Yaşasıın! Anlamsız bir sınavın stresinden kurtulduk” demek üzereyken bir gece ansızın 3 basamaklı Seviye Belirleme Sınavını (SBS) bindirmişlerdi. Artık çocuklarımız sadece son bir yılda değil, tam üç yıl boyunca dershanelere gideceklerdi. Bundan büyük mutluluk mu olurdu?
Hiç unutmam eski zamanlarda dersanelerin öğrenci kapma yarışları olurdu. Hey gidi günler hey... Ücretsiz çanak deneme sınavları düzenlerler. Gülücükler eşliğinde % 50 indirimcikler dağıtırlardı.
Sırf bir sonraki yılın kapasitesini tamamlayabilmek için ailelere sempati ve güven hissi serpiştirirlerdi. OGS döneminde bu çocuk kapma yarışında sempatik görüntüler sergileyen dersane sahibi bir kardeşimiz(!) vardı. SBS sonrası karakterinde gözlemlediğim değişimi kelimelere sığdırmam mümkün değil. Veresiye satan/peşin satan tablosu vardır ya. İşte oradaki ağzı puroluya dönmüştü tüccar kardeşim.
O tarihlerde Sultan Abdülhamit Han büyüğümüzden kalma tren raylarının vidaları bile değiştirilmeden üzerinde hızlı tren yürütülmüştü ya. İlyas Salman’ın deyimiyle “Benim neyim eskik? Eski rayda hızlı tren olur da milli eğitimde hızlı sınav sistemi olmaz mı?” diyen Hüseyin Çelik ve onun mühür basıcısı Sayın Serdar-ı Ekrem’imiz sayesinde çocuklarımız bunalıma, velilerimiz de ekonomik darboğaza yuvarlanmışlardı. Asgari ücretten 600 banknota talim eylemekte olan aile reislerimiz eskiden sadece bir yıl için dersanelerin kapısını çalarlarken hızlı tren taklitçisi hızlı eğitimci büyüğümüzün sistem değişikliği sayesinde her ay dersanelere torbayla para ödemek zorunda kalmışlardı. Literatüre eşşek yükü kadar ağır, “dersane aidatı” namıyla geçen, ev kirası tonajlı ek bir yük getirilmişti. Yumurta-mısır branşında export-import işlerinden çakmayan veli takımı da çaresiz boyun eğerek ödemelerini günü gününe yapabilmenin telaşesine düşmüşlerdi. Kimileri intihar ederek. Her ay motorlu taşıtlar vergisi (MTV) öder gibi dersane aidatı ödemeye mahkûm olmuşlardı. Mevzuat desteğinde ve mehter marşı eşliğinde. Üstelik başörtülü-örtüsüz ayrımı yapılmadan... Tüm öğrenci velilerini kapsayacak şekilde. Adaletin gereği olarak...