Ülkemizde uygulanan Recep Akdağ icadı "Sağlıkta Dönüşüm Sistemi" meslek ehli ve tıp otoritelerinin ittifakıyla tam bir ucubedir. Bu ucube sistem acımasız liberal kapitalist anlayışın son ürünüdür. Vicdan ve merhametten, insani duygulardan mahrumdur. Hastalara "para-puan getirecek kelle" muamelesi yapılmaktadır. Para-puan getirmeyen tıp branşlarını sırtında yük olarak görmektedir. Devlete ait sağlık kurumları, satış sırasını bekleyen pazar malı durumuna getirilmiştir. Her ilin devlet hastaneleri bir çatı altında toplanmış, kendisini satın alacak ağzı purolu patronları bekler duruma getirilmiştir. Müstakbel patronların emrine amade olabilmesi için başlarına "Genel Sekreter" konumunda idareciler atanmıştır. Devlet hastaneleri sahibini bekleyen mezat malı durumundadır. Bu günkü devlet hastaneleri ileride müstakbel patronların elinde, "vatandaş yolma makinalarına" dönüşecektir. Elektrik, doğalgaz ve telefon özelleştirmelerinde olduğu gibi.
Bu ve sair sebeplerden dolayı "Sağlıkta Dönüşüm Sisteminin" bir an önce ortadan kaldırılması, memlekete ve millete yapılacak en büyük iyilik olacaktır .
Kars'daki ucubeyi üç beş günde ortadan kaldıran sayın Başbakan, adaşı Recep Akdağ ile birlikte inşa ettikleri kendi ucubelerini bir an önce ortadan kaldırmakla çok önemli bir hizmeti yerine getirmiş olacaktır. Yanlıştan dönebilmek de bir erdemdir.
Bu görüşümüzü her geçen gün destekleyen çok sayıda olay, haber ve gelişmeler var. En son Zaman gazetesinde; “8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Köşk’te kalp krizi geçirdiği gün ile ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı” başlıklı bir haber yayınlandı.
Söz konusu haberde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili suikast şüphelerini destekleyen bazı tespitler yapılmış. Rahatsızlandığında merhum Cumhurbaşkanı'na ilk acil tıbbi müdahaleyi bir kardiyoloji uzmanının değil de göz doktorunun yapmış olması eleştiri konusu edilmiş. Buradan hareketle okuyucuların ve kamuoyunun şuur altına olayın bir suikast olabileceğine dair kanaatler yerleştirilmeye çalışılmış.
Kalp krizi geçiren bir Cumhurbaşkanı'na son anlarında göz doktorunun acil tıbbi müdahale yapmış olması asla kabul edilemez bir hatadır. Bu açıdan kesinlikle desteklediğimiz doğru bir eleştiri yapılmış. Olayda bu yönüyle suikast veya suikaste destek amacı var mıdır bilemiyoruz ama yapılanın tıbbi açıdan yanlışlığı konusunda herkes mutlaka hemfikirdir.
O göz doktorunu o gün göreve kim gönderdiyse mutlaka hesabını vermelidir. İster Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'na, isterse Cumhuriyet Savcılığı'na. Kime verirse versin hesap vermek zorundadır. Çünkü yapılan görevlendirme yanlıştır. Suçun sahibi olan o günkü ilgili idare, branşı kardiyoloji uzmanlığı veya acil tıp uzmanlığı olan bir hekimi görevlendirmesi gerekirken, göz doktorunu acil müdahaleye göndermekle idari ve adli ceza gerektiren bir suç işlemiştir.
Buraya kadar Zaman gazetesinin haberini normal karşılıyoruz.
Fakat bizim anlam veremediğimiz, aynı suç şu anda her gün yaklaşık tüm devlet hastanelerinde işlendiği halde, adı geçen gazete ve diğer yandaş gazetelerde neden haber olmuyor?
Zaman gazetesi ve benzeri basın, ülkemizin devlet hastanelerinde boşalan acil servislerde her gün göz doktorlarının hastalara acil tıbbi kardiyolojik müdahaleler yaptığını bilmiyorlar mı? Acil servislere başvuran hastalara normal şartlarda acil tıp uzmanları ve onların gözetiminde acil eğitimi almış pratisyen hekimlerin müdahale etmeleri gerekirken göz doktorları bu görevi yerine getiriyor.
Aile Hekimliği sistemi kuracağım diyerek yola çıkan sayın Başbakan ve eski TC Sağlık Bakanı Recep Akdağ, acil servislerdeki deneyimli pratisyen hekimleri bir gecede aile hekimi yaptılar. Aile hekimliğine geçiş yapan binlerce pratisyen hekimin boşalttığı acil servislerde, yıllardır göz doktorları acil hastaları tedavi ediyorlar. Fizik tedavi uzmanları, infarktüs geçiren hastaların acil kalp masajlarını yapıyorlar. Yeniden canlandırma-ressusitasyon işlemi çok özel bir acil tıbbi müdahale işlemi olmasına rağmen cildiye doktorlarına yaptırılıyor. Biyokimya uzmanlarından acil hastalara menenjit tanısı koymaları isteniyor.
Ey zamane gazeteler! Ey hükümeti "eleştirmemek" konusunda akit yapmış mevkuteler! Neredesiniz? Neden gözleriniz kapalı, niçin kulaklarınız işitmez?
Ananız babanız acil servislere düşüp de acil deneyimi olmayan bir psikiyatri uzmanının ellerinde can verse razı gelir misiniz?
Son demlerinde dedenize bir kadın doğum uzmanı acil müdahale ve kardiyak masaj işlemi yapsa içinize siner mi? Büyüklerinize karşı üstünüze düşen görevinizi hakkıyla yerine getirmiş olduğunuzu düşünerek huzur içerisinde toprağa verir misiniz ?
Her gün acil servislerde ilgisiz ve yetkisiz branş hekimlerinin yaptığı eksik müdahaleler sonrasında kaybedilen kaç can olduğunu merak edeniniz var mıdır? Neden buna sebep olanlardan hesap sormazsınız?
Bu gün rahmetli Özal'a müdahale eden hekimin branşını sorgulayanlar! Neden yıllardır vatandaşa yapılan ikinci sınıf insan muamelesini sorgulamadınız?
Neden bu gecekondu sağlık sisteminin sahiplerini incitmediniz?
"-Bakın bakın, Aile hekimliği sistemi kuruyorum. Dünyada eşi benzeri yok. ABD bile bu kadarını yapamadı haa!" diyerek tüm deneyimli acil hekimlerini bir gece içinde aile hekimi yaparak acil servisleri boşaltan sayın Recep T. Erdoğan ve sayın Recep Akdağ ikilisine bu yaptıklarının yanlış olduğunu neden hiç söylemediniz?
Söz konusu olan fakir fukara vatandaşlarımızın canı diye mi görmezden geldiniz?
Merhum Özal'dan sonra Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde, Başbakanlık konutunda ve TBMM'de gereken doğru sağlık tedbirleri mutlaka alınmıştır.
Adı geçenler için mutlaka birer kardiyoloji uzmanı, acil tıp uzmanı veya deneyimli acil pratisyen hekimi bulundurulmaktadır. Gereğinde kendilerine göz veya kadın doğum uzmanları değil, kardiyologlar müdahale edeceklerdir inanıyorum.
Hatta şu Ukala takımı için bile aynı sağlık tedbirleri alınmıştır mutlaka.
Peki ya her gün milyonlarca vatandaşın muayene olduğu devlet hastanelerinin hali ne olacak?
Onların canı can da, vatandaşın canı patlıcan mı?
Bu ve sair sebeplerden dolayı "Sağlıkta Dönüşüm Sisteminin" bir an önce ortadan kaldırılması, memlekete ve millete yapılacak en büyük iyilik olacaktır .
Kars'daki ucubeyi üç beş günde ortadan kaldıran sayın Başbakan, adaşı Recep Akdağ ile birlikte inşa ettikleri kendi ucubelerini bir an önce ortadan kaldırmakla çok önemli bir hizmeti yerine getirmiş olacaktır. Yanlıştan dönebilmek de bir erdemdir.
Bu görüşümüzü her geçen gün destekleyen çok sayıda olay, haber ve gelişmeler var. En son Zaman gazetesinde; “8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Köşk’te kalp krizi geçirdiği gün ile ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı” başlıklı bir haber yayınlandı.
Söz konusu haberde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili suikast şüphelerini destekleyen bazı tespitler yapılmış. Rahatsızlandığında merhum Cumhurbaşkanı'na ilk acil tıbbi müdahaleyi bir kardiyoloji uzmanının değil de göz doktorunun yapmış olması eleştiri konusu edilmiş. Buradan hareketle okuyucuların ve kamuoyunun şuur altına olayın bir suikast olabileceğine dair kanaatler yerleştirilmeye çalışılmış.
Kalp krizi geçiren bir Cumhurbaşkanı'na son anlarında göz doktorunun acil tıbbi müdahale yapmış olması asla kabul edilemez bir hatadır. Bu açıdan kesinlikle desteklediğimiz doğru bir eleştiri yapılmış. Olayda bu yönüyle suikast veya suikaste destek amacı var mıdır bilemiyoruz ama yapılanın tıbbi açıdan yanlışlığı konusunda herkes mutlaka hemfikirdir.
O göz doktorunu o gün göreve kim gönderdiyse mutlaka hesabını vermelidir. İster Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'na, isterse Cumhuriyet Savcılığı'na. Kime verirse versin hesap vermek zorundadır. Çünkü yapılan görevlendirme yanlıştır. Suçun sahibi olan o günkü ilgili idare, branşı kardiyoloji uzmanlığı veya acil tıp uzmanlığı olan bir hekimi görevlendirmesi gerekirken, göz doktorunu acil müdahaleye göndermekle idari ve adli ceza gerektiren bir suç işlemiştir.
Buraya kadar Zaman gazetesinin haberini normal karşılıyoruz.
Fakat bizim anlam veremediğimiz, aynı suç şu anda her gün yaklaşık tüm devlet hastanelerinde işlendiği halde, adı geçen gazete ve diğer yandaş gazetelerde neden haber olmuyor?
Zaman gazetesi ve benzeri basın, ülkemizin devlet hastanelerinde boşalan acil servislerde her gün göz doktorlarının hastalara acil tıbbi kardiyolojik müdahaleler yaptığını bilmiyorlar mı? Acil servislere başvuran hastalara normal şartlarda acil tıp uzmanları ve onların gözetiminde acil eğitimi almış pratisyen hekimlerin müdahale etmeleri gerekirken göz doktorları bu görevi yerine getiriyor.
Aile Hekimliği sistemi kuracağım diyerek yola çıkan sayın Başbakan ve eski TC Sağlık Bakanı Recep Akdağ, acil servislerdeki deneyimli pratisyen hekimleri bir gecede aile hekimi yaptılar. Aile hekimliğine geçiş yapan binlerce pratisyen hekimin boşalttığı acil servislerde, yıllardır göz doktorları acil hastaları tedavi ediyorlar. Fizik tedavi uzmanları, infarktüs geçiren hastaların acil kalp masajlarını yapıyorlar. Yeniden canlandırma-ressusitasyon işlemi çok özel bir acil tıbbi müdahale işlemi olmasına rağmen cildiye doktorlarına yaptırılıyor. Biyokimya uzmanlarından acil hastalara menenjit tanısı koymaları isteniyor.
Ey zamane gazeteler! Ey hükümeti "eleştirmemek" konusunda akit yapmış mevkuteler! Neredesiniz? Neden gözleriniz kapalı, niçin kulaklarınız işitmez?
Ananız babanız acil servislere düşüp de acil deneyimi olmayan bir psikiyatri uzmanının ellerinde can verse razı gelir misiniz?
Son demlerinde dedenize bir kadın doğum uzmanı acil müdahale ve kardiyak masaj işlemi yapsa içinize siner mi? Büyüklerinize karşı üstünüze düşen görevinizi hakkıyla yerine getirmiş olduğunuzu düşünerek huzur içerisinde toprağa verir misiniz ?
Her gün acil servislerde ilgisiz ve yetkisiz branş hekimlerinin yaptığı eksik müdahaleler sonrasında kaybedilen kaç can olduğunu merak edeniniz var mıdır? Neden buna sebep olanlardan hesap sormazsınız?
Bu gün rahmetli Özal'a müdahale eden hekimin branşını sorgulayanlar! Neden yıllardır vatandaşa yapılan ikinci sınıf insan muamelesini sorgulamadınız?
Neden bu gecekondu sağlık sisteminin sahiplerini incitmediniz?
"-Bakın bakın, Aile hekimliği sistemi kuruyorum. Dünyada eşi benzeri yok. ABD bile bu kadarını yapamadı haa!" diyerek tüm deneyimli acil hekimlerini bir gece içinde aile hekimi yaparak acil servisleri boşaltan sayın Recep T. Erdoğan ve sayın Recep Akdağ ikilisine bu yaptıklarının yanlış olduğunu neden hiç söylemediniz?
Söz konusu olan fakir fukara vatandaşlarımızın canı diye mi görmezden geldiniz?
Merhum Özal'dan sonra Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde, Başbakanlık konutunda ve TBMM'de gereken doğru sağlık tedbirleri mutlaka alınmıştır.
Adı geçenler için mutlaka birer kardiyoloji uzmanı, acil tıp uzmanı veya deneyimli acil pratisyen hekimi bulundurulmaktadır. Gereğinde kendilerine göz veya kadın doğum uzmanları değil, kardiyologlar müdahale edeceklerdir inanıyorum.
Hatta şu Ukala takımı için bile aynı sağlık tedbirleri alınmıştır mutlaka.
Peki ya her gün milyonlarca vatandaşın muayene olduğu devlet hastanelerinin hali ne olacak?
Onların canı can da, vatandaşın canı patlıcan mı?
Dr. Hüseyin Kernekli / diğer yazıları
- Vatandaşın canı patlıcan mı? / 25.04.2013
- T.C. Sağlık Bakanlığı gazetemize aboneymiş! / 20.04.2013
- Acil servislerde hızlı tren sistemi / 07.04.2013
- Sağlıkta lambayı söndürecekler / 02.04.2013
- Mesir Macunu da yasaklanacak mı? / 23.03.2013
- 14 Mart kimlerin bayramı? / 19.03.2013
- Eğitimde 4D x 4D x 4D Heybeliada sistemi - 2 / 16.03.2012
- Eğitimde 4D x 4D x 4D Heybeliada sistemi - 1 / 15.03.2012
- T.C. Sağlık Bakanlığı gazetemize aboneymiş! / 20.04.2013
- Acil servislerde hızlı tren sistemi / 07.04.2013
- Sağlıkta lambayı söndürecekler / 02.04.2013
- Mesir Macunu da yasaklanacak mı? / 23.03.2013
- 14 Mart kimlerin bayramı? / 19.03.2013
- Eğitimde 4D x 4D x 4D Heybeliada sistemi - 2 / 16.03.2012
- Eğitimde 4D x 4D x 4D Heybeliada sistemi - 1 / 15.03.2012