Hanımlar beyler için, görgülü, nazik, kibarlar için, sözü buyruğu geçenler için layık gördüğümüz 'efendi' yi günlük hayatımızda sıkça kullanırız. Müslümanın kullanmasıyla bir başka güzel ve kibar olur 'efendi.' İnsanların en kibarı Müslüman, Müslümanların en kibarı ise Hz. Muhammed (sav)'dir. Günlük hayatımızda bu kadar sık kullandığımız 'efendi' yi Ahmed-i Mahmud Muhammed Mustafa nasıl kullanmıştır sizce?
Kendisiyle görüşmek istediğini belirterek sahabeye 'efendiniz kim?' diye soran şahsa Peygamber Efendimiz (sav) 'kavmin efendisi ona hizmet edendir' şeklinde cevap verir. Ve Hz. Muhammed Mustafa (sav) o anda sahabesine su ikram etmektedir. Hadiste geçen 'seyyid' kelimesi dilimize 'efendi' diye tercüme edilmiştir. Arapçada toplumun lideri ve önderi anlamına gelmektedir. Hadis, liderlerin topluma hizmet etmeyi şiar edinmesi gerektiğini vurgularken, topluma hizmet edenlerin baş tacı edilmesi gereğini de öne çıkarmaktadır.
Topluma hizmet etmek elbette sadece su dağıtmak değildir. Öyle olsa adını saki koyardık olurdu. Topluma hizmet geniş bir yelpazedir. Bu efendilik, toplumun hem dünya hem de ahiretini kazanmaya yönelik hizmet sektörleridir. Kısacası maddi ve manevi hizmet sahalarıdır.
Bazen Sevgili Peygamberimiz (sav)'i tanıtan, söz, yazı, çizi, karakter görürüz, edepten ve samimiyetten uzak, sığ anlatım tarzıdır. Vahiy almış, vahiy aktarmıştır. Bu bir müsteşrik anlayışı ve anlatımıdır. Oysa Resûlullah (sav) mü'minin dünya ve ahiret hayatının her noktasında vardır.
Gereği olarak da Hz. Muhammed (sav) her sahada olduğu gibi 'efendilik' sahasında da zirve şahsiyettir. O'nu, dünya ve ahirete yönelik, mü'min için gerekli tüm hizmet sektöründe görmek mümkündür. Aynı efendilik günümüze kadar Ehl-i Beyt kanalı ile devam edegelmiştir. Hz. Ali efendimizin maliyeyi adaletle yönettiği hilafeti dönemine bakılırsa, ahirete yönelik ikaz ve nasihat hizmetinden uzak kalmadığını görürüz. İmam Muhammed Bakır (r.a)'ın dinin özünü koruma hizmetinin yanı sıra, o günün kapital sömürüsüne karşı halifeye milli paralarını bastırması, efendilikte dünya ve ahireti dengede tuttuğunun göstergesidir.
Aynı yolun yolcusu, Ehl-i Beyt evlat ve yareni Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i de efendi yapan; Allah'a ve dinine, Resulüne, Ehl-i Beyt'ine vatan ve milletine için adanmış bir ömürdür.
Din, iman, dünya, ahiret ve kulluk adına ölçülerin ters yüz edildiği bir zamanda yapmış olduğu hizmetlerin her biri O'nu efendi yapmak için yetmiştir. Bu pencereden bakıldığında hayatı efendilikle geçen Prof. Dr. Haydar Baş milletine de efendiliği öğretmekten geri kalmamıştır. Bu işi bir tek ben biliyorum deyip milletine seslendiği meydanda rakip bulamayıp yalnız kalması, O'nun efendiliğinin en büyük ispatıdır.
Efendilik Resûlullah ve Ehl-i Beyt'in kanında vardır. İlmin şehri Muhammed Mustafa (sav), şehre giriş kapısı İmam Ali (as) ve o şehrin sakinleri Ehl-i Beyt . Ben efendiyim demekle efendi olunmaz. İlim şehrinin çeşmelerinden kana kana içeceksin. İşte o zaman efendi olduğunu toplum senin adına seslendirir.
Efendiliğin ilim ve kabiliyetine sahip olan Prof. Dr. Haydar Baş, dünyalık için hizmet sektörünün parasız, ahiret için ise Ehl-i Beyt'siz olmayacağını çok iyi bildiği için işe, merkeze bu ikiliyi yerleştirerek başladı. Para ile dünyayı sömüren kapital gücün aksine Sayın Baş para ile dünyayı doyuracak sistemi ortaya koydu. Çünkü günümüz dünyasında, dini, vatanı, bağımsızlığı, şerefi, namusu, haysiyeti, devleti koruma ve kollama yolundaki güç paradır. Bunun içindir ki Sayın Haydar Baş Beyefendi ömrüne sığdırdığı ana hizmetlerinin bir kısmını Milli Ekonomi Modeli çerçevesinde oluşturmuştur.
Dünyalığını halleden toplumun gönül cebini doldurmak kolaylaşacaktır. Sayın Baş beyefendi, bu alanın gönül gücü, dinin özü ve kulluğun zirvesi Ehl-i Beyt'i toplumun gönül evine buyur etti. Kulluğu, sevgiyi, muhabbeti, aşkı, feyzi, bereketi, kısaca güzel ahlakı misafirinde gören gönül evleri şenlendiler.
Dünya ve ahiret dengesini kuran Müslümanın bulunduğu ev, sokak, mahalle, ülke birliğin, kardeşliğin, huzurun ve mutluluğun adresi olacaktır. Mutlu insan, mutlu toplum ve mutlu devlet… Başka nimet mi istiyoruz?
Prof. Dr. Haydar Baş Hakk'a yürüdü. Efendi yaşadı, efendi yürüdü. Allah'a ve dostlarına misafir oldu. Zaman Baş efendinin emanetini, kadrosunu, gayretini, sistemini, fikrini, zikrini; evimize, cebimize, gönlümüze efendice misafir etme zamanıdır.
Hoca Atatürk'ün sitili ile sorumu sorup huzurunuzdan müsaadeniz ile ayrılmak isterim.
Efendi olmaya var mısınız?
- Kulların hakkını kul yiyor! / 06.04.2021
- Allah’a borç verir misiniz?.. / 12.02.2021
- Gizliler iş başında!.. / 23.12.2020
- Haftayı seyrederken… / 16.11.2020
- Gördün mü eğitimin gücünü? / 10.11.2020
- Geçen haftanın ardından… / 04.09.2020
- Yalnız mü’min! Mümkün mü? / 11.08.2020
- Böyle dost dostlar başına... / 10.07.2020
- Allah’tan nasıl korkarsınız? / 03.07.2020