Borç vermek, borç almak… Belki vereni değil ama alanı biraz düşündüren borç… Ancak tarafların alışverişinde Allah'ın rızası gözetilmişse sevinç ve bereket vesilesi olacaktır. Bu açıdan bakıldığında borcu vermek de almak da güzeldir. Veren fazlasıyla kazanacak, alan ise sıkıntısını giderecek. Hayır, Hayır! Faiz değil! Gerçi haklısınız günümüz kapitalist sistemi faizden başkasını çağrıştırmaz. Dikkatinizi çekerim, borcu Allah'a veriyorsunuz.
Fazlasıyla geri vereceğimi söyleyerek borç istesem, itiraz edersiniz. Tabi ki itiraz edeceksiniz, Müslümansınız. Elbette karşı olacağız, faiz yemenin ahiretteki karşılığını çok iyi biliyoruz. Benim vereceğim fazlalık seni cehenneme götürürken, Allah'ın fazlalığı cennete koyacaktır. Çünkü benimki faiz, Allah'ınki nimettir. Allah rızası için borç veren fazlasıyla karşılığını Allah'tan alırken, ödemek üzere borç alana Allah ödemeyi nasip eder. Allah'ın razılığı budur işte.
Bizim ihtiyacımız vardır Allah'ın fazlasına. Muhtaç olan biziz. Affedip cennetine koymak için bir sebeptir Allah'ın borç istemesi. Allah'ın rızasını gözeterek kulunun ihtiyacını gidermek, vatan ve içindekileri korumak için çalışanlara yardımcı olmak, dini öğretmek ve ayakta tutmak, Resûlullah (s.a.v)'in sünnetini ihya etmek, dinin özünü koruyup yaşayan ve yaşatan pak nesil Ehl-i Beyt yolunu yeşertmek için gayret edenlerle bir ve beraber olup maddi ve manevi destek sağlamak Allah'a borç vermektir, tahsili de ahiret yurdudur. Allah'ın ödemedeki cömertliği ise en kârlı ticarettir.
Yüce Allah ödemesini en az 10 katından başlatır. Enam sûresi 160. ayetteki taban ödemenin dışında; "kat kat fazlasıyla, daha iyisiyle, daha güzeliyle" ödeyeceğini diğer ayetlerde müjdelemiştir. Bu oran Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in hadislerinde 100, 700 ve daha fazlası olarak yükseltilmiştir.
Çok kazanmak, kâr etmek insanoğlunun fıtratında vardır. Fıtrata uygun en yüksek kazanç ise Allah ile yapılan ticarettir, o da Allah'a borç vermektir. Madem fıtratında çok kazanmak var, Allah'ın sünnetine yönel, çünkü O'nun sünnetinde de çok kazandırmak var. Zaten Yüce Allah'ın mülkünü kullanmıyor muyuz? Emanetçi değil miyiz? Mal mülk yalan diyen Yunus'umuzu duymadık mı? Allah'ın benzetmesiyle oyuncağımızla oynamıyor muyuz? Vereceğimiz bütün cevaplar Allah'ın ve Ehl-i Beyt'in ölçüleridir. Allah'ın ahlakıyla ahlaklanan Ehl-i Beyt'in en büyük sıfatlarındandır cömertlik. Yurt olarak cenneti arzu etmektedirler. Bundan dolayıdır ki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in doya doya yaşadığı cömertlik ahlakını her daim dosta ve sevenlerine tavsiye ettiğine herkes şahittir. Allah'a ne kadar verdiyse kat kat fazlasını aldığını anlatırdı çevresine.
Hz. Ali (a.s)'ın nar alışverişini bilmeyenimiz yoktur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v)'in gönderdiği onların birini saklayan Selman'a "Bu narlar bana gönderildiyse 10 tane olması lazım" demesi Allah ile yapılan kârlı ticaretin canlı örneğidir. Selman'ın Hz. Ali (k.v)'nin ilim, irfan ve imanını görmek ve göstermek üzere saklamak üzere sakladığı narı tabağa koymasını bizim de görmemiz gerekmez mi?
Cimrilik şeytanın fısıltısıdır, fakirlikle korkutmasıdır. Vermiyorsak Allah muhafaza, fısıltının sahibine kulak vermemizdendir. Allah'a borç vermek, şeytanı gocundurmak ayrı bir mutluluktur.
Kulak vermemiz gereken Allah'tır, Resul'dür, Ehl-i Beyt ve evlatlarıdır, Prof. Dr. Haydar Baş'tır…
Ahirette kat kat fazlasıyla tahsil etmek üzere Allah'a borç vermeye var mısınız?
Eyvallah…
- Kulların hakkını kul yiyor! / 06.04.2021
- Allah’a borç verir misiniz?.. / 12.02.2021
- Gizliler iş başında!.. / 23.12.2020
- Haftayı seyrederken… / 16.11.2020
- Gördün mü eğitimin gücünü? / 10.11.2020
- Geçen haftanın ardından… / 04.09.2020
- Yalnız mü’min! Mümkün mü? / 11.08.2020
- Böyle dost dostlar başına... / 10.07.2020
- Allah’tan nasıl korkarsınız? / 03.07.2020