"Sen eşsiz bir derya mısın, mehtabında kayboldum Anne.
Sen narin bir nergis çiçeği misin, kokunda seni buldum Anne.
Sen aydınlık bir yaz gecesisin, esti seher yelin.
Sen dikensiz bir gül dalısın, açtı bahar çiçeğin."
(Ebe Anne'ye)
Asıl adı Ayşe Baş olan Ebe Anne Trabzon'un Akçaabat ilçesinin Sarıtaş mahallesinde yaşamıştır. Takva ehli ve çok muttaki bir hanımdır. Hatta denilebilir ki bölgenin en dindar hanımefendisi kendisidir. Hiçbir zaman geceyarısından sonra sabaha kadar kalan vakti uyuyarak geçirmemiştir. Ömrünün çok uzun bir kısmında sabahlara kadar Allah'ı zikretmiş, O'nun rızasını kazanmak için uykusundan vazgeçmiştir. O'nun tek derdi ve gayesi Allah'ı sevmek ve Allah'tan korkmaktır. Bu hal eşi Hasan Bey'de de apaçık bir biçimde görülmektedir. Ayrıca kendisi çok akıllı ve mantıklı bir insandır.
Ebe Anne'nin, 5 erkek evladı olmuş fakat 4 erkek evladı doğmuş ve ölmüştür. Çocukları yaşasın diye gitmediği doktor ve maneviyat ehli insan kalmamıştır. Herkesten alınan dua ve görüşler istikametinde 1947 yılının kış mevsiminde bir erkek çocuğu doğmuştur.
Bu doğum geniş aile üzerinde büyük bir sevinç, büyük bir mutluluk uyandırmıştır. Bu çok yerinde bir mutluluk ve sevinçtir. Öyle ki Ebe Ayşe Anne'nin o erkek evladı, ileride dünyanın kaderini değiştiren bir insan olacaktır.
Daha doğmadan evvel, maneviyat ehli insanların dualarıyla belki de nasiplenen o çocuk; ileride milyarlara yön veren, milyonlar yetiştiren, binlerce makale ve onlarca kitap yazan, yepyeni bir sistem ortaya koyan, Nobel'e aday gösterilen, onlarca ödül sahibi bir insan olacaktır.
O'nun adı Haydar Baş'tır.
Prof. Dr. Haydar Baş, yalnızca düzenlemiş olduğu uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu ve yüzlerce Ehl-i Beyt paneli ile yazmış olduğu on dört ciltlik, on bini aşkın sayfalık Ehl-i Beyt Külliyatı ile yaşayan en büyük Ehl-i Beyt âşıklarındandır diyebiliriz.
Niyâzî-i Mısri (kaddesellâhu sırrahu'l âlî) Efendimiz, Mevâidü'l-İrfân isimli eserinde şöyle buyurmuştur: "Sevgi ve buğz ezeli ve gizlidir. Resûlullah (s.a.v.)'in evladını seven kişinin sevgisi, kendisinden sonra çocuklarına, Ehl-i Beyt'e düşmanlık edenin düşmanlığı da çocuklarına geçmiştir."
Yani Ebe Ayşe Anne, bir Ehli Beyt taraftarıdır. Bunun en büyük iki delili, doğsun diye çok arzuladığı evladının ismini İmam Ali Efendimizin sıfatlarından olan, aslan manasına gelen, 'Haydar' ismini koyması ve Prof. Dr. Haydar Baş gibi dosdoğru bir Ehl-i Beyt taraftarı ve âlimi yetiştirmesidir.
Gerçek mü'minler veya mü'mineler Ehl-i Beyt'i seven insanlardır. Ebe Anne, gerçek bir mü'minedir. Allah bu mübarek insanın şefaatine nail eylesin ve onun gibi muttaki olabilmeyi cümlemize nasip eylesin.
Sen narin bir nergis çiçeği misin, kokunda seni buldum Anne.
Sen aydınlık bir yaz gecesisin, esti seher yelin.
Sen dikensiz bir gül dalısın, açtı bahar çiçeğin."
(Ebe Anne'ye)
Asıl adı Ayşe Baş olan Ebe Anne Trabzon'un Akçaabat ilçesinin Sarıtaş mahallesinde yaşamıştır. Takva ehli ve çok muttaki bir hanımdır. Hatta denilebilir ki bölgenin en dindar hanımefendisi kendisidir. Hiçbir zaman geceyarısından sonra sabaha kadar kalan vakti uyuyarak geçirmemiştir. Ömrünün çok uzun bir kısmında sabahlara kadar Allah'ı zikretmiş, O'nun rızasını kazanmak için uykusundan vazgeçmiştir. O'nun tek derdi ve gayesi Allah'ı sevmek ve Allah'tan korkmaktır. Bu hal eşi Hasan Bey'de de apaçık bir biçimde görülmektedir. Ayrıca kendisi çok akıllı ve mantıklı bir insandır.
Ebe Anne'nin, 5 erkek evladı olmuş fakat 4 erkek evladı doğmuş ve ölmüştür. Çocukları yaşasın diye gitmediği doktor ve maneviyat ehli insan kalmamıştır. Herkesten alınan dua ve görüşler istikametinde 1947 yılının kış mevsiminde bir erkek çocuğu doğmuştur.
Bu doğum geniş aile üzerinde büyük bir sevinç, büyük bir mutluluk uyandırmıştır. Bu çok yerinde bir mutluluk ve sevinçtir. Öyle ki Ebe Ayşe Anne'nin o erkek evladı, ileride dünyanın kaderini değiştiren bir insan olacaktır.
Daha doğmadan evvel, maneviyat ehli insanların dualarıyla belki de nasiplenen o çocuk; ileride milyarlara yön veren, milyonlar yetiştiren, binlerce makale ve onlarca kitap yazan, yepyeni bir sistem ortaya koyan, Nobel'e aday gösterilen, onlarca ödül sahibi bir insan olacaktır.
O'nun adı Haydar Baş'tır.
Prof. Dr. Haydar Baş, yalnızca düzenlemiş olduğu uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu ve yüzlerce Ehl-i Beyt paneli ile yazmış olduğu on dört ciltlik, on bini aşkın sayfalık Ehl-i Beyt Külliyatı ile yaşayan en büyük Ehl-i Beyt âşıklarındandır diyebiliriz.
Niyâzî-i Mısri (kaddesellâhu sırrahu'l âlî) Efendimiz, Mevâidü'l-İrfân isimli eserinde şöyle buyurmuştur: "Sevgi ve buğz ezeli ve gizlidir. Resûlullah (s.a.v.)'in evladını seven kişinin sevgisi, kendisinden sonra çocuklarına, Ehl-i Beyt'e düşmanlık edenin düşmanlığı da çocuklarına geçmiştir."
Yani Ebe Ayşe Anne, bir Ehli Beyt taraftarıdır. Bunun en büyük iki delili, doğsun diye çok arzuladığı evladının ismini İmam Ali Efendimizin sıfatlarından olan, aslan manasına gelen, 'Haydar' ismini koyması ve Prof. Dr. Haydar Baş gibi dosdoğru bir Ehl-i Beyt taraftarı ve âlimi yetiştirmesidir.
Gerçek mü'minler veya mü'mineler Ehl-i Beyt'i seven insanlardır. Ebe Anne, gerçek bir mü'minedir. Allah bu mübarek insanın şefaatine nail eylesin ve onun gibi muttaki olabilmeyi cümlemize nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018