Sınırlar ardına kadar açık. Giden gelen isyancıların sayısını bilmek mümkün değildir. Ülkemiz ne yazık ki, yabancıların ve bilhassa ajanların ve maaşlı provokatörlerin cirit attığı savaş oyunları arenasına dönüştü. Bütün dünya olaylara seyirci.
Türkiye de bu oyunların hakemi. Ama ne yazık ki taraf tutan hakem. Daha da garibi hakemliğini hâkimliğe dönüştürmüş, meşhur davaları gören hâkimlerimizin adalet anlayışını Suriye’ye uygulamıştır. Hüküm vermiş ve Esad’ı koltuk işgali ile suçlu bulmuştur. Ha! Kimin koltuğunu diye baktığınızda babasının koltuğu cevabı doğru olmaz. % 70 üzerinde oy ile o halkın seçtiği bir devlet başkanıdır. Bu oranda rey alabilmek, her siyasiye nasip olmaz. Öyleyse, bize ne oluyor da demokratik bir seçimi göz ardı edip ABD’nin idealleri uğruna kardeşkanının dökülmesine göz yumuyoruz.
Bizdeki seçimlerle karıştırmak doğru olmaz. Herkesi kendi gibi sananlar, elbette bu seçimleri kabullenemez. Aslında bu devletin iç kargaşasına müdahale etmeğe çalışıyoruz. ABD’nin maksadını anlamaktan aciz miyiz?
Eğer hala anlamadınız ise, ABD’nin Afrika’ya da AKP’nin vasıtası ile el atmasından da mı uyanmayacaksınız. Uzaydan tespit edilen yer altı zenginlikleri ABD’nin iştahını kabarttı. Anlamıyor musunuz? Bütün bu olanlardan sonra ülkemizin ABD karargâhı, sevk ve yönetim merkezi haline geldiğini, daha doğrusu topraklarımızın NATO’nun hizmetine verildiğini en yetkili ağızdan duymadınız mı?
Ülke nereye gidiyor, daha doğrusu sürükleniyor? Bu ülkeyi İsrail’in ve onun hamisi ABD’nin uşağı haline getirenlere şu soruları halkımızın sorması, ve mutlaka cevaplarını alması şarttır. Kalkan kimin için kurulmuştur. Patriotlar neyi ve kimi korumaktadır. Masrafları halkımızın üzerine yüklenmiştir? Neden Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep üçgenindedir?
Aslında bu soruların cevapları son derece açıktır. Suriye’nin bu mücadele içine düşürülmesi aslında malum bir durum. Peki bizim bu haçlı faaliyetinin içinde ne işimiz var? Halk Suriye’nin; oy, koltuk, vatan, Bayrak, her şeyi ile Suriye’nin. Bana bir ülke gösteriniz ki, o ülkede silahlı bir gurup ülkenin idaresini seçimsiz olarak almak istediğinde, daha doğrusu, gasp etmek istediğinde, o ülkede kan akmasın. Üstelik yüzde yetmiş oya sahip bir iktidardan... Bu gün AKP bu isyancılara dur dese bir hafta geçmez Suriye sükûna kavuşacaktır. ABD, İsrail ve Barzani ve bunların yağcıları, şu anda, ne acı bir gerçek ki, bizi, İslam ahlakına uymayan insanlık dışı bir faaliyete alet etmektedirler. Bu yol doğru bir yol olamaz.
Sizin sorumsuzluğunuza dur demeyen halkımız da Allah(c.c) katında sorumlu duruma düştüğünden, aynı duruma milletçe düşmemiz mukadderdir. Komşumuza bela ettiğimiz teröristler, Suriye’de konuşlanan PKK’nın PYD kolu kâh geri duruyor, kâh karışıklığı alevlendirip pusuya yatıyor. Türkiye sınırları içinde bombaları imal eden isyancıların hataları yüzünden patlamalarla karşılaşıyor ve örtbas ediliyor.
Suriye’deki bu kargaşalık çok kısa bir süre sonra ülkemize taşınacaktır. Mahalli olaylar halkımıza ağır gelmeye başlamıştır. Pek çok mafya faaliyetleri basın tarafından örtbas edilmektedir. Suriye’den güney doğuya her türlü gasp veya çalıntı ucuz mal gelmektedir. Ülkemizdeki gaspların ortaya çıkması çok yakındır. Kontrolün sıfır olduğu Cilvegözü sınırından sadece Suriye’den teröristlerin ve devletlerin ajanlarının elini kolunu sallayarak geçtiklerini bilmeyen kaldı mı?
NATO’nun toprağı ilan edilen ülkemize 40 noktada konuşlandırılmış ABD üsleri ve askerleri, uçağı var ama pilotu kalmamış, harp gemileri kaptansız, kara kuvvetleri komutansız bir ülkede büyük bir tehlikedir. Çekiç gücü ülkeden atamayan bir devlet bu günleri gördü. Hangi akla hizmet ki, gaflet devam ediyor. Söylenenlerin hiç bir faydası olmuyor. Gene de yazıyor ve uyarıyoruz. Bu bizim, yani, aydınların görevidir. Aydınız diye konuşanlara ne oldu da sesleri hiç çıkmıyor diye düşündünüz mü? Demek ki tümü mandacı aydınlarmış. Benim tabirimle dışarıdan aydınlatılmış sahte aydınlarmış. Bunlara, bundan böyle aydın değil, AYDINLIK demek doğru olacaktır.
Ülke fiili işgal altına girmiştir. PKK’ya da teslim olmuş görülmektedir. Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi haçlılarla bir olup batağa atan AKP, şimdi de hainleri af edip, onları, ülkenin siyasetine ortak yapma peşindedir. Bu on binleri aşkın güruh paşa paşa oturacak mı sanıyorsunuz. Galip gelmiş bir ordu davranışı ile birçok beklenti peşine düşecektir. Asla da silah bırakmayacaktır.
Milletimiz bu yeni akbabalara ve Amerikalılara peşkeş çekilmeye kesinlikle tahammül edemez. Haçlı seferleri ile BOP eş başkanlığının desteği ve teşvikiyle batağa saplanan ülkelerin son hallerinden çok daha vahimi inşallah ülkemizde oluşmaz. Ama bu duruma düşülmesinin nedeni kesinlikle BOP’tur. Bu unutulmasın. Anayasanın temelleri asla değişmesin. Muhalefetin sesi çıkmıyor. Görevini yerine getirsin. Gidilen yanlış yoldan her halükarda dönülmelidir. Bir ülkenin halkı eline silah aldığında teröristtir. Bunlara taraf olmak, Terörle aynı yolda olmaktır. Bize düşen ancak DUR YOLCU
DEMEKTİR.
Türkiye de bu oyunların hakemi. Ama ne yazık ki taraf tutan hakem. Daha da garibi hakemliğini hâkimliğe dönüştürmüş, meşhur davaları gören hâkimlerimizin adalet anlayışını Suriye’ye uygulamıştır. Hüküm vermiş ve Esad’ı koltuk işgali ile suçlu bulmuştur. Ha! Kimin koltuğunu diye baktığınızda babasının koltuğu cevabı doğru olmaz. % 70 üzerinde oy ile o halkın seçtiği bir devlet başkanıdır. Bu oranda rey alabilmek, her siyasiye nasip olmaz. Öyleyse, bize ne oluyor da demokratik bir seçimi göz ardı edip ABD’nin idealleri uğruna kardeşkanının dökülmesine göz yumuyoruz.
Bizdeki seçimlerle karıştırmak doğru olmaz. Herkesi kendi gibi sananlar, elbette bu seçimleri kabullenemez. Aslında bu devletin iç kargaşasına müdahale etmeğe çalışıyoruz. ABD’nin maksadını anlamaktan aciz miyiz?
Eğer hala anlamadınız ise, ABD’nin Afrika’ya da AKP’nin vasıtası ile el atmasından da mı uyanmayacaksınız. Uzaydan tespit edilen yer altı zenginlikleri ABD’nin iştahını kabarttı. Anlamıyor musunuz? Bütün bu olanlardan sonra ülkemizin ABD karargâhı, sevk ve yönetim merkezi haline geldiğini, daha doğrusu topraklarımızın NATO’nun hizmetine verildiğini en yetkili ağızdan duymadınız mı?
Ülke nereye gidiyor, daha doğrusu sürükleniyor? Bu ülkeyi İsrail’in ve onun hamisi ABD’nin uşağı haline getirenlere şu soruları halkımızın sorması, ve mutlaka cevaplarını alması şarttır. Kalkan kimin için kurulmuştur. Patriotlar neyi ve kimi korumaktadır. Masrafları halkımızın üzerine yüklenmiştir? Neden Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep üçgenindedir?
Aslında bu soruların cevapları son derece açıktır. Suriye’nin bu mücadele içine düşürülmesi aslında malum bir durum. Peki bizim bu haçlı faaliyetinin içinde ne işimiz var? Halk Suriye’nin; oy, koltuk, vatan, Bayrak, her şeyi ile Suriye’nin. Bana bir ülke gösteriniz ki, o ülkede silahlı bir gurup ülkenin idaresini seçimsiz olarak almak istediğinde, daha doğrusu, gasp etmek istediğinde, o ülkede kan akmasın. Üstelik yüzde yetmiş oya sahip bir iktidardan... Bu gün AKP bu isyancılara dur dese bir hafta geçmez Suriye sükûna kavuşacaktır. ABD, İsrail ve Barzani ve bunların yağcıları, şu anda, ne acı bir gerçek ki, bizi, İslam ahlakına uymayan insanlık dışı bir faaliyete alet etmektedirler. Bu yol doğru bir yol olamaz.
Sizin sorumsuzluğunuza dur demeyen halkımız da Allah(c.c) katında sorumlu duruma düştüğünden, aynı duruma milletçe düşmemiz mukadderdir. Komşumuza bela ettiğimiz teröristler, Suriye’de konuşlanan PKK’nın PYD kolu kâh geri duruyor, kâh karışıklığı alevlendirip pusuya yatıyor. Türkiye sınırları içinde bombaları imal eden isyancıların hataları yüzünden patlamalarla karşılaşıyor ve örtbas ediliyor.
Suriye’deki bu kargaşalık çok kısa bir süre sonra ülkemize taşınacaktır. Mahalli olaylar halkımıza ağır gelmeye başlamıştır. Pek çok mafya faaliyetleri basın tarafından örtbas edilmektedir. Suriye’den güney doğuya her türlü gasp veya çalıntı ucuz mal gelmektedir. Ülkemizdeki gaspların ortaya çıkması çok yakındır. Kontrolün sıfır olduğu Cilvegözü sınırından sadece Suriye’den teröristlerin ve devletlerin ajanlarının elini kolunu sallayarak geçtiklerini bilmeyen kaldı mı?
NATO’nun toprağı ilan edilen ülkemize 40 noktada konuşlandırılmış ABD üsleri ve askerleri, uçağı var ama pilotu kalmamış, harp gemileri kaptansız, kara kuvvetleri komutansız bir ülkede büyük bir tehlikedir. Çekiç gücü ülkeden atamayan bir devlet bu günleri gördü. Hangi akla hizmet ki, gaflet devam ediyor. Söylenenlerin hiç bir faydası olmuyor. Gene de yazıyor ve uyarıyoruz. Bu bizim, yani, aydınların görevidir. Aydınız diye konuşanlara ne oldu da sesleri hiç çıkmıyor diye düşündünüz mü? Demek ki tümü mandacı aydınlarmış. Benim tabirimle dışarıdan aydınlatılmış sahte aydınlarmış. Bunlara, bundan böyle aydın değil, AYDINLIK demek doğru olacaktır.
Ülke fiili işgal altına girmiştir. PKK’ya da teslim olmuş görülmektedir. Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi haçlılarla bir olup batağa atan AKP, şimdi de hainleri af edip, onları, ülkenin siyasetine ortak yapma peşindedir. Bu on binleri aşkın güruh paşa paşa oturacak mı sanıyorsunuz. Galip gelmiş bir ordu davranışı ile birçok beklenti peşine düşecektir. Asla da silah bırakmayacaktır.
Milletimiz bu yeni akbabalara ve Amerikalılara peşkeş çekilmeye kesinlikle tahammül edemez. Haçlı seferleri ile BOP eş başkanlığının desteği ve teşvikiyle batağa saplanan ülkelerin son hallerinden çok daha vahimi inşallah ülkemizde oluşmaz. Ama bu duruma düşülmesinin nedeni kesinlikle BOP’tur. Bu unutulmasın. Anayasanın temelleri asla değişmesin. Muhalefetin sesi çıkmıyor. Görevini yerine getirsin. Gidilen yanlış yoldan her halükarda dönülmelidir. Bir ülkenin halkı eline silah aldığında teröristtir. Bunlara taraf olmak, Terörle aynı yolda olmaktır. Bize düşen ancak DUR YOLCU
DEMEKTİR.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017