İktisatta, ticarette, sanayide…
Eğitimde, kültürde, sanatta, estetikte…
Tarımda, hayvancılıkta, tohumculukta…
Üretimde, tüketimde, pazarlamada…
Şehircilikte, mimaride, çevreyi ve yeşili koruma hassasiyetinde…
Ekonomide, işsizlikle mücadelede, yeni istihdam alanları oluşturmada…
Kaynakların yerli yerince ve verimli kullanılmasında ve kaynaklara millet ve devlet adına sahip çıkılmasında…
Daha önce kurulmuş olan kamu kurumlarının korunmasında ve yenilerinin kurulmasında…
Özgürlüklerin gelişmesi ve genişlemesinde, fikir hürriyetinin sağlanmasında…
Hayata dair, hayatın bütün alanlarına dair, iç ve dış gelişmelere dair bugün, el an, yapılması gerekenleri yapmayarak, alınması gereken tedbirleri almayarak geçmişe öykündük, ecdad edebiyatına yöneldik, 'tarihin şeref levhalarını' yeniden canlandırmaya çalıştık, yani pirincin peşinde koştuk bir de döndük ki bulgur da elden gitmiş.
Bir de gördük ki, küresel tefeciler iktisadımıza çökmüş, ticaretimizi ele geçirmiş, üretimde elimizi-kolumuzu bağlayarak bizi Pazar haline getirmişler.
Dönüp bir de baktık ki, kaynaklarımız el değiştirmiş, madenlerimiz el değiştirmiş, araç muayenesi gibi, Telekom gibi iç hizmet sektöründe de yabancılar söz sahibi olmuşlar.
Döndük bir de ürpererek şahit olduk ki, biz güya pirincin peşinde koşarken, elin bulguruna, yabancının mercimeğine, ecnebinin fasulyesine, soğanına ve sarımsağına muhtaç olmuşuz.
Bir de baktık ki, ecdad edebiyatı yaparken, Osmanlının ihtişamlı günlerini ve debdebeli devirlerini hayal ederken nerdeyse her gün bir ecnebi ülkesinin yöneticileri tarafından en ağır şekilde istiskale, en ağır hakaretlere maruz kalan ve fakat ses çıkaramaz hallere düşmüşüz.
Bugün, el an yapılması gerekenleri yapmadığımız için, asli vazifelerimizi sürekli ertelediğimiz için ve kıymetli vakitlerimizi hep geçmişi konuşarak geçirdiğimiz için, an elimizden kaçmış, bugün boşa harcanmış ve yarınlara da eli boş bir şekilde çıkar olmuşuz.
Döndük bir de fark ettik ki, pirincin peşinden koşarken, kitleleri de koştururken eldeki bulgur da, evde ki bulgur da elden çıkmış.
Gerçekten fark ettik mi acaba?
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025