Milli Ekonomi Modeli'nde para ile ilgili şu çarpıcı bilgiler verilmiştir:
"Para hakkında günümüz iktisat modelleri yanlış ve eksik tarifler yapmışlardır. Kapitalist anlayışa göre para sadece mübadele ve tasarruf aracıdır. Bu anlayışta paranın tahrik unsuru olma özelliği ve emeğin devreye konması sonucu elde edilen üretimin karşılığı olma özelliği yok sayılmıştır.
Para hakkında bilgi sahibi olmak için paranın hangi fonksiyonları yerine getirildiğini incelemek gerekir.
Para bir mübadele ve tasarruf aracıdır. Ekonomideki unsurları harekete geçiren bir tahrik unsurudur. Ayrıca emeğin devreye girmesi sonucu elde edilen üretim ve hizmetin karşılığıdır. Kısaca paranın tanımı; mübadele, tahrik unsuru olma, tasarruf ve üretilen mal ve hizmetinin karşılığı olması özelliklerinden hareketle yapılabilir.
Emeği devreye koyan, atıl duran yeraltı ve yerüstü kaynaklarını harekete geçirerek ekonomik değer üreten, tüketicinin ihtiyaçlarını talebe dönüştüren, piyasalarda oluşan talebe cevap verecek üretimi devreye koyan, üretim faktörlerini tetikleyen, üretimde ve tüketimde tahrik unsuru olan mal ve hizmetin karşılığı olan maliyetsiz para ekonomide her şeydir."
Günümüzde yaşadığımız ekonomik krizin temelinde döviz krizi vardır. Türkiye'de yaşanan krizlerin tamamı döviz krizidir.
Bunun başlıca sebebi Milli Para'nın olmaması ve paramızın üretilen mal ve hizmetler karşılığı basılmamasıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nde yapılan para tanımı ve temel özellikleri doğrudan krizden korunmanın nasıl mümkün olduğunu aynı zamanda açıklamaktadır.
Ekonomiyi yönetenler şu sorunun cevabını vermek zorundadırlar:
Neden bizim paramız üretilen mal ve hizmetler karşılığı basılmamaktadır?
Ekonomiye baktığımız zaman iki temel unsura ayrıldığını görebiliriz.
Birincisi reel piyasalar yani elle tutulan gözle görülen fiziki dünya ki fabrikalar, madenler, yollar, köprüler, havaalanları, işçiler, işverenler gibi ekonominin aslını temsil edenler.
Diğer taraftan reel ekonomiyi temsil eden finans piyasaları...
Reel ekonomi olmadan finans piyasalarının ki diğer adıyla temsil piyasalarının hiçbir anlamı olmaz.
Dikkat edilirse bizlere dahi diye pazarlanan siyasiler ve ekonomistler reel piyasa ile ilgili neredeyse hiç açıklama yapmadan sadece para piyasaları ile oynayarak ekonomiyi düzlüğe çıkaracaklarını iddia ediyorlar.
Temel yanılgı da buradan başlamaktadır.
Hâlbuki Prof. Dr. Haydar Baş'a göre para, üretim olmadan yani üretilen mal ve hizmetler karşılığı basılmadan hiçbir anlam taşımamaktadır.
Bu gerçekten yola çıkılmış olsaydı yani sadece Milli Ekonomi Modeli'ndeki para tanımının bu özelliği dikkate alınsaydı bugün yaşadığımız krizlerin hiçbirini kesinlikle yaşamayacaktık.
Dikkat edilirse Türkiye'nin fiziki varlıkları itibarıyla dünyanın en ileri ekonomisine sahip olan ülkelerden bile çok daha üstündür.
Madenlerimiz, enerji kaynaklarımız, iklimimiz, coğrafyamız, tarım potansiyelimiz, hayvancılık potansiyelimiz, insan kaynaklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız yani aklınıza gelebilecek her türlü zenginliğimiz mevcutken bu krizleri neden yaşıyoruz hiç düşündük mü?
Maalesef tek sebebi bu fiziki varlığımıza mukabil bir para politikası uygulamamaktan ve el alemin parasına muhtaç olmaktan kaynaklanıyor.
Milli Ekonomi Modeli'nin Milli Para sistemi ile yürütülecek senyoraj politikası uygulanmadan da asla bu krizlerin içinden hiç kimse çıkamaz.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024