Gerçeği görenler günden güne artıyor, seviniyoruz. Olayların arka planını okuyanlar gün gün çoğalıyor, seviniyoruz.Esen Sam yelini rüzgar zannedip yel değirmeni kurmakla övünenlerin fena halde yanıldıklarını tesbit eden kalem erbabına rastladıkça gelecek adına umutlanıyoruz.Perdenin önündeki figürlere ve figüranlara takılıp kalmadan perde arkasına nüfuz edenler, arkadaki gerçek şahsiyetleri keşfedenler konuştukça, yazıp çizdikçe sırlar ortaya çıkıyor, takkeler düşüyor ve keller görünmeye başlıyor."Biz yaptık oldu" türünden bir Abant toplantısı yapıldı bitti Erzurum'da. Yerel Medyada kalem oynatan basiret ve firaset ehli hemşehrilerimiz "dağın fare doğurduğu" noktasında ittifak ediyorlar.Ulusal medya ise, Yeniçağ gazetesinde yayınlanan bir yazı oldukça dikkat çekiciydi "Doğru söze ne denir ki?" dedirtecek olan Vedat Yenerer'in "Abant toplantıları, Güneydoğu ve Hüseyin Çelik" adlı yazısında bazı paragrafları sizlerle paylaşmak istiyoruz:"Abant toplantıları her geçen gün daha büyük önem kazanır hale geldi. Her toplantıda bir öncesinden daha cesur kararlar alınıyor. ABD'den Türkiye'ye gelemeyen Fethullah Gülen cemaatinin organizasyonlarından biri olan Abant toplantıları, artık Türk milletine, AB ve ABD'nin isteklerini iletir hale geldi. Toplantıya katılanlar ve toplantı ile ilgili yazı yazanlara bir bakarsanız bunların kimler olduğunu görürsünüz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın çoğulcu bir yapıya göre düzenlenmesi şeklinde bir önerisinin de getirildiği toplantıda ülkedeki Laz, Çerkez, Gürcü, Kürt... vs.'nin kimliklerinin geliştirilmelerine imkan tanınması isteniyor. Sanki Türkiye'de bu insanların kimlikleri yokmuş gibi bölücüler, Sevr dayatmalarının ve Türkiye düşmanlarının önümüze koyduğu dosyalara ne kadar da benziyor.Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, övdüğü Abant toplantılarının 'yol gösterici' olduğunu söyleyip yere göğe sığıdıramadı. Abant toplantılarına katılıp Kürt kimliğini konuşan ama PKK terörünü lanetlemeyenler acaba hayatlarında Diyarbakır ve ötesini gördüler mi?Türkiye'de kimlik değil de terör sorunu olduğunu bir türlü anlamayan, anlamak istemeyenler medya maymunu gibi TV'den TV'ye, seminerden seminere gider ve bölücülerin istediği gibi konuşur. Diğer hükümetler gibi AKP'nin de beceriksiz politikalarla Güneydoğu Anadolu'yu yoksul ve ilgisiz bıraktığını asla ve asla söylemezler... Çünkü bilmez ve görmezler.AKP hükümetinin tamamen ilgisiz ve yetersiz kaldığı Güneydoğu'da hayat durma noktasına geldi kimse farkında değil. Kaçak mazot işi de olmasa vaziyet kötü. "Anam Kürt, babam Arap, ben kimim?" diye soran Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dünyanın ne kadar gereksiz ülkesi varsa oralarda en donanımlı okulları kuran, personel yollayan ve bu okullarda ABD'lileri de çalıştıran Fethullahçıların kürsüsüne çıkıp; 'Siz Türkiye'yi bu kadar düşünüyor ve seviyorsanız, binlerce okula ihtiyaç duyulan Güneydoğu'ya neden okul yaptırmıyorsunuz? Çocuklarımız kerpiçten okullarda perişan durumda, neden ihtiyaç duyulan malzemeleri bizim çocuklarımız yerine Gana veya Etyopya'ya gönderiyorsunuz?' diye sormaya dili varmıyor. Hükümetin doktor gönderemediği kuş konmaz kervan geçmez yerlerde, en zor şartlarda Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu doktorlar hastalara ulaşıyor. Hortumcuların ve bölücülerin cirit attığı bazı medya, bunları söylemiyor ve yayınlamıyor...Türkiye'yi korumaya yemin etmiş olanları acele etmeye çağırıyorum.... Zamanımız tükeniyor. Gidecek ne başka ülkemiz ne pasaportumuz ne de ABD'de okuyan çocuklarımız var..." (4 Temmuz 2005 Yeni Çağ).Evet, doğru söze ne denir ki?Sözün başında da dediğimiz gibi olayların farkına varanlar, kimlerin, kimin arabasına binip kimin şarkısını söylediğini tesbit edenler arttıkça, gelecek adına umutlarımız artıyor.İşgalin, sömürünün işbirlikçiğin her çeşidine karşı bayrak açmış olanlar derhal kalembaşı yapmalılar diye düşünüyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025