Denize düşen

Türkiye'de gözler kulaklar Diyarbakır'da gerçekleşen buluşmaya çevrildi. Başbakan, bundan birkaç yıl önce terör örgütü kabul ettiği PKK'ya yardım etmekle suçladığı Barzani ile kol kola pozlar verdi.
Geçen sene AKP kongresine davet edilen ve "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları ile salona alınan Barzani ile Erdoğan arasından su sızmıyor.
Merkezi Irak yönetiminin tüm ikazlarına rağmen, bölgesel Kürt yönetimi ile ilişkileri ilerleten AKP, görünen o ki, Kürt liderliği ve geleceği konusunda yatırımını Barzani üzerinden yapıyor.
PKK'yı ve Kandil'i memnun etmeyen bu gelişmeler, ABD tarafında bakalım nasıl karşılanacak? AKP, son kozlarını oynuyor.
Zira, el-Kaide'ye verdiği destek Birleşik Devletler'in ve Batı basınının gündeminde delilleri ile ortada?
ABD'nin Ankara eski büyükelçisi Abramowitz ve Eric Edelman, Türkiye hakkında yeni bir rapor hazırladılar. Abramowitz, Türkiye ile aralarında derin görüş ayrılıkları olduğunu belirterek, "Bence Türkiye'nin Ortadoğu'daki nüfuzu çok azaldı" yorumunu yaptı.
Türkiye'nin değil, aslında AKP'nin ve liderinin bölgede ve dünya nezdinde tüm prestiji kayboldu.
- Hz. Peygamberin ikazlarını dahi hiçe sayarak, Hıristiyan dünya ile birlikte Müslümana namlu doğrultan aslında Türkiye değil, bu hükümetti, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nde, Kaddafi'nin reddettiği eşbaşkanlığı kabul eden de elbette ki Türk halkı değil, "eş başkanım" diyen kişi idi,
- Irak'ta binlerce kadının namusu kirletilirken, ABD askerlerine dua eden de elbette ki, Türk kamuoyu değildi.
Öyleyse kaybolan prestij de, Türkiye'nin değil, Türkiye'yi yöneten iradenin prestijidir.
Son günlerde dershanelerin kapatılması konusuyla kılıçları çeken cemaat-AKP saflaşmasında netleşen görüntü, ABD'nin dirsek temasını hiç bırakmadığı cemaatin AKP'yi tam olarak karşısına aldığıdır.
Kim bilir, Erdoğan, Barzani kozu ile, ABD ile arasındaki güven problemini halletmeye çalışıyor?
Önümüzdeki yerel seçimler iyi bir turnusol olacak. Bu seçimlerde iyi bir netice alınmazsa, Birleşik Devletler, Erdoğan'ı bu kez "delikten süpürmeye" kararlı.
Hazırlanan raporda, Erdoğan'ın son dönemdeki gidişatı için neler dedikleri ile bitirelim: "Başbakan Erdoğan, Esad'ın gitmesi konusunda kararlı. Ancak bu iki yıl Türkiye'ye büyük yükler getirdi. Türkiye'nin büyük bir mülteci sorunu var. Türkiye, Suriye savaşına fazla müdahil oldu ki cihat yanlısı gruplara verilen destek ABD'yi ciddi ölçüde rahatsız etti. Erdoğan savaş nedeniyle mezhepsel gerilim yarattı?"
Gördünüz mü? ABD raporunda, Şii-Sünni gerginliği, Suriye'den kaçan mültecilerin durumu, Türkiye'nin ekonomik sıkıntıları ve neredeyse Suriye'ye müdahale dahi Erdoğan'ın başına kalmış durumda?
Barzani'ye sarılmak boşa değil; denize düşen can simidinin nereden geldiğine bakmaz.