Davutoğlu itirafları

Hükümetin Suriye konusunda ortaya
koyduğu politikaya yönelik eleştirilere Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Meclis’te cevap verdi.
Arap Baharı’nı Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) hamisi ABD’nin ortaya attığı belli olduğu halde Sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu Meclis’teki konuşmasında “Suriye’de olaylar sokaktaki insandan gelmektedir” diyebilmiştir. Üstüne üstlük bunu demekle de kalmamış ve “Suriye’de yaşananları, dışarıdan empoze edilen planlarla izah etmeye çalışmak bölge insanına hakarettir” ifadelerinde bulunmuştur.
Suriye konusunda gerçekleri gizleyip
yanlışları savunmanın son raddesi sanırım Davutoğlu’nun ve hükümetinin bulunduğu
noktadır.
Türkiye’nin de baş figüranlığında Irak’ın hali ve Libya’da gelinen nokta ortadayken, Suriye’de isyancıların döktükleri kan
durdurulamıyorken Sayın Davutoğlu TBMM’deki konuşmasında, “Amacımız Türkiye’nin etrafında bir barış, istikrar, güvenlik ve refah kuşağı oluşturmaktır” dedi.
Rusya’yı rahatsız ederek, İran’ı tehdit ederek, Suriye’yi karıştırarak, Irak’ın içişlerine müdahale ederek ve de Azerbaycan’ı bile küstürerek mi güvenlik ve refah kuşağı
oluşturacaksınız Sayın Bakan?
Üstelik Davutoğlu’na göre AKP hükümeti, Suriye’de iç savaşın engellenmesi için
çalışıyormuş!
Komik olmayın Sayın Bakan, isyancıları paraya boğmak, elebaşlarına Türkiye’de yardım ve yataklık etmek iç savaşı engellemez, bilakis isyancılara cesaret verir ve savaşı körükler.
Yaptıklarınızla bir İslam ülkesindeki savaşı körüklerken bu konuşmayı yapabilmeniz üniversite hocası kimliğinizden sıyrılıp çoktan politikacı olduğunuzu ispatlıyor.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun en çok içerlediği konunun Suriye konusunda Türkiye’nin yalnız kaldığının iddia edilmesi olduğu anlaşıldı. Konuşmasında bu konuya özellikle değinen Sayın Davutoğlu, “83 ülkeyi, Suriye halkının taleplerine destek olmak
hedefiyle İstanbul’da toplayabilen Türkiye’nin nasıl Suriye konusunda yalnız kalmakla suçlanabiliyor olduğunu anlamak mümkün değildir” dedi.
Masraflarını Türkiye’nin karşıladığı bir toplantıda 83 ülkeden çoğu ikinci sınıf bazı devlet adamlarını toplamış olmanızı dayanak yaparak, Suriye bataklığına saplanmak için koşan Türkiye’nin yalnız kalmadığını
ispatlamaya çalışıyor olmanız durumun ne kadar vahim olduğunu tek başına anlatmaya yetiyor.
Çok yanılıyorsunuz Sayın Bakan…
Türkiye, Suriye bataklığına daha da battığı zaman Kıbrıs Barış harekâtında yaşadığımız ve sözde Ermeni soykırım iddiaları konusunda her yıl 24 Nisan’da yaşadığımız yalnız
kalışlarımızdan daha şiddetlisini yaşadığımız zaman bu gerçeği görmenizin hiçbir faydası olmayacaktır.
AKP’den önceki hükümetleri “bekle gör” politikası yürütmekle itham eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hükümetinin geleneksel “bekle, gör” politikası, büyük
güçlerin peşinden sürüklenmek ve başkalarının gündeminin içinde olmak devrini kapattığını söyledi.
Sayın Davutoğlu AKP hükümeti sayesinde Türkiye’nin her alanda AB’nin ve ABD’nin peşinden sürüklenmeye devam ettiğini
unutmuş gözüküyor. AKP hükümetiyle Türkiye’nin dış politikasında meydana gelen en önemli değişim, ABD ya da AB’nin yap
dediklerini zaman kaybetmeden yerine
getirmenin yanında onların aklına gelmeyen tavizleri bile daha istenmeden verebilmek olmuştur.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yüzde yüz katıldığım tek ifadesi, “Suriye’yle ilgilenmek bizim için bir tercih meselesi değil,
zorunluluktur” cümlesi oldu.
Doğrudur, Suriye konusunu AKP
hükümetine ve Arap Birliği’nde havale
edildiğini ABD’li yetkililer de ifade etmişlerdi. Bundan dolayıdır ki hükümet için bu konu
tercih meselesi olamaz, bir mecburiyettir.
Sayın Davutoğlu’nun “zorunluluk” ifadesi aslında AKP hükümetin her alandaki
icraatlarının tek kelimelik özetidir.
Türk milletinden değil de Washington ve Brüksel’den alınan icazetlerle iktidar olmuş bir kadro efendilerinin taleplerine elbette ki bir mecburiyet gözüyle bakacaktır.
Ecnebi icazetli hükümetin yaptığı hiçbir
yanlış bizi şaşırtmadı, bundan sonra da
şaşırtmayacaktır.