Tarih 13 Şubat 1923, İzmir İktisat kongresinde açılış konuşması yapan Mustafa Kemal'in sözleriyle başlayıp bugüne gelip Sayın Babacan'ın sözlerini okuyacağız. Bakalım nereden aldıkları Cumhuriyeti hükümet olarak nerelere taşımışlar. O günün açılış konuşmasına şöyle başlamış Mustafa Kemal:"EFENDİLER! Tarih, milletlerin, yükseliş ve çöküş nedenlerini ararken birçok siyasi, askeri,içtimai sebepler bulmakta ve saymaktadır. Şüphe yok, bütün bu sebepler, sosyal olaylarda da etkilidir. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselişiyle alakadar ve münasebetdar olan, milletin iktisadiyatıdır. Hakikaten Türk Tarihi tetkik olunursa bütün yükseliş ve çöküş nedenlerinin bu iktisat meselelerinden başka bir şey olmadığı anlaşılır.EFENDİLER! Tarihimizi dolduran bunca muvaffakiyetler, zaferler ve yahut mağlubiyetler yıkılış ve felaketler bunların kaffesi vukua geldikleri devirlerdeki ekonomik durumumuzla münasebatdar ve alakadardır. Yeni Türkiye' mizin layık olduğu mertebeye ulaştırabilmek için behemehal iktisadiyatımıza birinci derecede önem vermek mecburiyetindeyiz. Çünkü zamanımız bir iktisat devresinden başka bir şey değildir."Gelelim bu güne. Davos'ta kah kapalı kapılar ardında kah basının önünde gerçekleşen görüşmelerden bir ara vakit bulan Sayın Babacan öğlene doğru bir mülakat verdi. Mülakat döndü dolaştı küresel ekonomiye geldi. Sayın Babacan, bulunduğu iklimin de verdiği rahatlıkla mı bilinmez küresel ekonomilerde küresel sistemi ayakta tutmanın yolunun küresel bir denetimle olabileceğini söyledi. Bu sistem dünya genelinde devletler üstü, devletlerin ekonomisinde etkin rol oynayan ve hükümetlere, durun burada yaptığınız yanlıştır böyle olmaz diyerek yaptırım uygulayabilen bir sistemin ihtiyacından bahsetti.Hangi ülkenin bakanı gelin benim ekonomime doğrudan müdahale edin diyebilir. Evet hali hazırda zaten bizim ülke ekonomimize bizden başka herkes el atmış durumda fakat Sayın Babacan bunu kastetmiyor. Resmen TCMB'nin de üzerinde, hükümetin de üzerinde hatta TBMM'nin de üzerinde bir resmi kurumun ekonomiye müdahalesinden bahsediyor. Bu bahsin arkasından da; "zira dünyanın bir ucunda olanlar herkesi etkiliyor. O halde bunu kontrol eden bir mekanizma olmalı" diyor.Toprakları yabancılara, en değerli kurumları bedavaya veren bir hükümetin vereceği son bir şey kalmıştı o da milletin kasası. Milletin kasasının anahtarlarını da resmi yollarla bir başka kurumun eline vermenin cevabı bağımsızlıktan topyekün vaz geçmek demektir. Cumhuriyet'in karşısında durup, "Siz o zamanlar yanlış yapmıştınız. Toprağınız için, iktisadınız için ve bağımsızlığınız için verdiğiniz kavga yanlıştı" demekten başka bir şey değildir.Cumhuriyeti kuranlar ancak milli bir ekonominin, bağımsızlığın temellerinden olabileceğini ifade etmişler. Cumhuriyeti emanet eden Mustafa Kemal'in sözleriyle bu anlamda durduğu yer belli, Anayasa'nın değiştirilmez ilkeleriyle Türkiye'nin yeri belli, peki Sayın Babacan bu fotoğrafta nerede derseniz, o şimdi Davos'ta?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012