Türkiye Cumhuriyeti nice 29 Ekim'lere derken, iki anıt esere de odaklanmamızın tam sırasıdır.
Önce milletimizin ortak paydası Mustafa Kemal Atatürk'ü içerde ve dışarda doğru şekilde anlatan, asla vitrin süsü olmayan, içten gelen sevgiyle kaleme alınan bir eser, "Hoş Geldin Atatürk" ten söz etmek istiyorum. Bilge insan, gerçek bilim adamı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ATATÜRK sevgisiyle yola çıkarak, işi çıkmaza sokacak polemiklere rağbet etmeden, belgelere ve tarihe tanıklık eden sahih ifadelere dayanan, olağanüstü gayret ve titiz bir çalışmayla sürdürdüğü hizmetinin semeresidir bu kitap.
Haydar Baş Hocamız bu eseriyle ATATÜRK'ü doğru anlamamızı sağlarken Cumhuriyet'le hesaplaşmayı sürdürenlerin ve Atatürk düşmanlarının da önünü kesmiştir.
MEM'e (Milli Ekonomi Modeli) gelince;
Yine Haydar Baş Hocamızın arzın temeline inşa ettiği bu eser çoğu ülkenin kurtuluş reçetesi olmuş, ekonomilerine soluk aldırmıştır.
Cumhuriyet'imizin sadece 95. yılı değil, 100 yılına beş kala, yüzüncü yılının da şimdiden gurur vesilesi olacak tez, MEM'dir.
MEM, milli devletin ekonomik temelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin milli ekonomisinin inşası Mustafa Kemal'le başlamıştır;
(Milli ekonomi/Bağımsız ekonomi/Denk bütçe/Denk dış ticaret/Borçsuz kalkınma/Enflasyonsuz kalkınma/Hammaddesi yerli olan sanayiye öncelik/Sanayileşmeyi bölgelere dağıtma/Planlı kalkınma/Ekonominin amacı; halkın ihtiyaçlarını karşılama, refahını yükseltme, sömürülmekten kurtarma/Adaletli gelir dağılımı/Yerli malı tüketme/Dış ticarette malımızı alanın malını alma)
Atatürk'ün ekonomi politikasının esaslarıdır.
Atatürk'ün ekonomide uyguladığı esasları sadece konu başlıkları ile belirttik; açmaya kalksak günlerce sürecek yazı dizisi olur. Ancak, Mustafa Kemal'in 15 yılda Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini, ekonomi alanında kazandırdıklarına özetle değinecek olursak, tablo şudur:
Kişi başına gelir 1918'de 10 lira iken 1938'de 115 lira;
Şekerin kilosu 1918'de 250 Krş., 1938'de 12 Krş.;
Patatesin kilosu 1918'de 27 Krş., 1938'de 9.7 Krş.;
K. Fasulyenin kilosu 1918'de 65 Krş., 1938'de 15.7 Krş.;
Peynirin kilosu 1918'de 280 Krş., 1938'de 50 Krş.;
Koyun etinin kilosu 1918'de 120 Krş., 1938'de 43.5 Krş.
Bu tablo, Atatürk'ün Türk insanının refah düzeyini büyük oranda artırdığını gösteriyor;
Nelere rağmen:
Kalkınma ve yatırımlar için sermaye yok,
tasarruflarla sermaye birikimi sağlanır.
Osmanlı borçları üstlenilmiştir. Bunlar
ödenmektedir.
Ülkenin yarıdan fazlası işgaller, savaşlar ve iç isyanlar nedeniyle harabeye dönmüştür. Köyler, şehirler yeniden yaşanacak hale getirilmektedir. Yeni köyler kurulmaktadır. İşgaller üzerine yerini yurdunu terk eden 750 bin kişi ile mübadele ile gelen 500 bin kişiye yer, yurt bulunmakta ve yapılmaktadır.
Ülkede var olan ama yabancıların elinde olan tüm tesisler, işletmeler, madenler tek tek satın alınmaktadır. Sanayileşme seferberliği başlatılmış, bunlara kaynak temin edilmiştir.
Tüm bunlar borç almadan ve enflasyonsuz
yapılmaktadır. Bu da demektir ki, halka ciddi oranda kemer sıktırılmaktadır. 1930'a gelindiğinde bu durum tartışmalara neden olur. Derler ki, tüm yükü, tüm sıkıntıyı bu kuşağa çektirmeyelim. Yükü gelecek kuşaklara da dağıtalım. Muhalif görüşlere rağmen, uygulanan politika sürdürülür, sürdürülmek
zorundadır. Çünkü yeni Türkiye'nin yaşaması için ayağa kalkması gerekmektedir.
İşte bu koşullarda, o dönem kuşakların yemesinden, içmesinden, giymesinden kısarak yaptığı tasarruflarla kamu iktisadi teşebbüsleri ve kuruluşları tesis edilir veya satın alınır.
Tüm bunlara rağmen Atatürk'ün ulaştırdığı refah düzeyinin büyüklüğünü, bir kıyaslama ile belirtelim;
1938'de Türkiye'deki kişi başına milli gelir, ABD'nin 7'de biri idi.
Bugünkü tablo, Atatürk'ün bıraktığı Türkiye değildir. Görünen o ki, kurtuluş Atatürk'e
dönmektedir.
Kurtuluş, Atatürk'ün milli ve bağımsız ekonomi politikasının esaslarında ise, bu esasların izdüşümü Prof. Dr. Haydar Baş'ın MEM projesindedir. Bu proje bugün Cumhuriyet'imizin en büyük tezidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023