Bugün Cumhuriyetimizin 92. yıldönümü? Ve Cumhuriyet'in sembolü olan Çankaya Köşkü'nde cumhurun başı yok! O köşk TC Devletinin kurucu başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün eviydi. Zamanımıza kadar 10 cumhurbaşkanı bu evle şereflenmiş, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise eşinin diretmesiyle Dışişleri Bakanlığı konutunda ikametini sürdürmüştür. Gül'ün sarayı olmadığından çalışmalarını ve bazı toplantılarını Köşk'te yapmak zorunda kalmıştır.12. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Atatürk'ü benimsemediğinden, hukuku da karşısına alarak başını kaçak sarayına sokmuştur. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, hem beni halk seçti diyorsun hem de, halkla arana mesafe koyan ve de halka tepeden bakarcasına şatafatlı bir mekâna sarılıyorsun. Seni halk seçmiş ise, halkın sevgisiyle yoğrulmuş Çankaya Köşkü var.Üstelik kaçak sarayını kondurduğun arazi de Atatürk'ün Türk Milletine miras bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği. Milleti ben temsil ediyorum dersen, Anayasa da sana diyor ki, millet adına kullandığın yetkiyi Anayasa ve yasalara uygun kullanacaksın (Anayasa, madde: 8, 101 ve devamı). Yaptırdığın sarayın inşaatı sürerken Danıştay, inşaatın durdurulması sonucunu verecek karar almıştır. Karara rağmen hukuka meydan okurcasına, yıkabilirseniz yıkın! Diyerek, Anayasa'ya, İmar Kanunu'na, Türk Ceza Kanunu'na muhalefet ettiniz yani milletin size verdiği yetkiyi kötüye kullandınız.Hukuk kabadayılığı almış yürümüş, hukuksuz demokrasi can çekişiyor. Ekonomi dibe vurmuş, insan onuruna yakışır hayat seviyesini sağlamak yükümlülüğündeki iktidar, halkın yoksulluk ve açlık sınırında verdiği mücadeleyi ancak seyredebiliyor.Nefret söylemi ve suçu halkımızı birbirine düşürürken, millet kavramı, özellikle Türk Milleti kavramı dillerden ve duygulardan kazınmaya çalışılıyor. "Bayram gelmiş benim neyime" noktasında Türk Milletini milli bayramında boynu bükük bırakma çabalarına inat, "Türk Milleti ayağa kalk!" nidasıyla kükreyen bir lider Prof. Dr. Hayda Baş, sadece Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi için değil, Milletimizin başöğretmeni olarak, yeniden bir Kurtuluş Savaşı'nın Kumandanı olarak tüm Milletimizi Cumhuriyet Bayramını coşkuyla kutlamanın çağrısında bulunmaktadır. Bu coşku oldukça, yüreğimizde hiç küllenmeyen sevda ateşini kimseler söndüremeyecektir. O sevda vatan sevdasıdır, millet sevdasıdır?Yeniden sömürge oluşu, ileri demokrasi diye yutturmaya çalışanlar, halkımızı etnik ve dini temelde ayrıştırarak, ulus bilinci bulandırılarak bölünmeyi gündeme getirebilmektedir.Bağımlı iç ve dış politika, ülkeyi bugünlere taşımış, bağımsızlık ekseninden kayılmıştır.Kurtuluş, tam bağımsızlıkçı milli ve sosyal bir devletin hayata geçirilmesindedir.Ey halkımız! Yoksulluğunun, işsizliğinin, Cumhuriyet değerlerini yozlaştıran, amacından saptıran, demokrasiyi yok eden, ülkeyi iç ve dış sömürüye bağımlı kılan, etnik-dini kamplara ayıran politikalar ve iktidar olduğunu gör, sandığa ona göre git!Milletimizin ekonomik haklarına, yaşamının her kesitindeki hukukuna hayat verecek sosyal projeyi, Milli Ekonomi Modeli'ni ulusumuza sunan Sayın Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'ne desteğiniz, çifte bayram yaşamamıza vesile olacaktır!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023