Bayram değil, seyran değil; dünyanın çeşitli yörelerinden toplama cübbeli-şalvarlı "dinci takım" Mardin'de neden bir araya geldiler, diye sormayın. Mardin fetvası" mızıkacıları halinde neden resmi geçit eylediler, diye sorgulamayın. Bu tip işler artık olağan işler? Bundan sonra BOP işte böyle işler. Dolayısıyla, bundan böyle daha çok cübbeli-sarıklı resmi geçit takımına şahit olacağız. Çünkü?İslam'ın özünü boşaltma ve akaid temellerini Haçlı muharrefatına paralel dönüştürme çabaları, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) önemli stratejilerindendir.Başbakan R. T. Erdoğan, 13 Ocak 2009 günkü konuşmasında "BOP kapsamında misyon üstlendiklerini" TBMM grup kürsüsünden resmen deklare etmiştir. BOP misyonu üstlenmiş Erdoğan'ın riyasetindeki Türkiye'de, cübbeli-şalvarlı "dinci BOP mızıkacıları" resmi geçit yapmasınlar da, nerede yapsınlar?!Bu gelişmeleri Fehmi Koru iyi bilir. ABD'nin BOP'una zemin hazırlamada namlı think-thank kuruluşu Rand Corporation'ın raporunu muhafazakar çevre ondan öğrendi. Papaz Prof. Thomas Michel'in, Graham Fuller'in, ABD'nin meşhur Irak işgal büyükelçisi Zalmay Khalizad'ın eşi Cheryl Barnard'ın Türk-İslam coğrafyasına yönelik BOP eksenli Ilımlı İslam ve Dinlerarası Diyalog rapor ve altyapı çalışmalarının hatırı sayılır katlıları vardır. Ancak Rand Corporation'un 2007 tarihli raporu ve Civil Democratic Islam başlıklı teklifi, Mardin'de geçen hafta ve geçmişte şahit olduğumuz "dinci mızıkacıların resmi geçitleri"nin foyalarını ortaya koymaktadır. "Ilımlı Müslüman Ağlar Oluşturmak" başlığı altında, "ılımlı İslamcı din bilginlerin, ılımlı İslamcı toplumsal liderlerin, ılımlı İslamcı gazeteci ve yazarların desteklenmesi, sübvanse edilmesi, onların modernist görüşlerin İslami eğitim müfredatına derc edilmesi; ilgili ülkelerin medya ve müfredatı vasıtasıyla onlara ait islam öncesi ve İslam-dışı tarih ve kültür unsurları hakkında bilgi pompalanması" projeleri anlatılmaktadır. Açıkça desteklenmesi gerektiği belirtilen ABD-Haçlı borazanı bu dinci mızıkacıların bazılarının bizzat isimleri bile sayılmaktadır. Bu süreçten istifade ederek Amerika'nın kucağına postunu serenler bile vardır.Mardin fetvası mızıkacılarının vaziyetine ve tartışmalarına bakıldığında, bilerek veya bilmeyerek maalesef bu "BOP namlı büyük satranç"ın dinsel piyonu olmaktan kurtulamadıkları görülür.Güya başta el-Kaide olmak üzere birçok radikal İslami grup, eylemlerini meşrulaştırmak için Mardin Fetvası olarak da bilinen 700 yıllık cihat fetvasına dayanıyormuş. Bu fetva İbn Teymiyye'ye ait; İbn Teymiyye, 1300'lü yılların başında verdiği fetvayla Müslümanları, Müslüman olmayan işgalci yönetimlerle savaşmaya çağırıyordu. Bu Mardin Fetvası'nın ve İslam'daki "cihat kavramı"nın bugünün şartlarında yeniden yorumlanması gerekiyormuş!ABD'nin işgalci ortağı İngiltere merkezli Canopus Consulting ve Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi (GCRG) düzenliyor bu toplantıyı. Mardin Artuklu Üniversitesi ise ev sahipliği yapıyor. İslam'a ait bir fetvanın tartışmasında, Hıristiyan, Yahudi, Süryani vs. yetmişikibuçuk milletten temsilci var!İbn Teymiyye'nin Türkiye'deki haleflerinden ve dinlerarası diyalog meclislerinin demirbaşlarından sayın Hayrettin Karaman'ın iştirak etmeyişine hayret ettim doğrusu?Düne kadar İslam coğrafyasında, İslam'ın geleneksel temel kurumlarının sarsılması için İbn Teymiyye'yi kullananlar, bir Amerikan işmarıyla onu da Mardin'de sattılar.Afganistan'da ve Irak'ta işgalci ABD ve ortakçılarının karşısına bu ve benzeri cihat fetvaları çıkıyor. ABD'nin toplum mühendisliği yatırımlarıyla BOP ülkelerinin başına yerleştirdiği kendine bağlı stratejik-kukla siyasetçilerin koltukları bu öğretilerle sarsılıyor. Dolayısıyla bazen büyük oyun bozuluyor, bazen sömürüye ve işgallere karşı gelişen milli-dini direniş sebebiyle lokmalar işgalcilerin kursaklarına tıkanıyor.Mardin mızıkacılarının resmi geçidi, iştirakçilerin ve gözlemcilerin ifadesiyle tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Zerre kadar iman ve iz'anı olan Müslüman, vatanını asla ecnebiye peşkeş çekemez, Müslümanların canlarına, mallarına ve namuslarına musallat olanlara ortakçılık yapamaz, gayr-i müslime çanakçılık yapamaz, işgalcilere yatakçılık yapamaz. Bilakis bir karış toprak parçası bile olsa, onu canı pahasına da olsa korur; bu uğurda can verirse şehit olur. Nahak yere hiç kimsenin de canına ve malına dokunmaz. Bu İslam'ın temel şiarıdır. Bu duruş, canlı Kur'an olan Rasulüllah'ın ve Ehl-i Beyti'nin bizzat hayatıdır; Bedir'dir, Uhud'dur, Hendek'tir, Hayber'dir? vs. İlahî ve nebevî duruş bu iken; burada İbn Teymiyye'nin adını zikretmek bile abestir, güya onun fetvası üzerinden İslam'ın temellerini ve işgalcilere karşı direniş talimatını BOP ekseninde örselemeye çalışmak, olsa olsa dini beş paraya satmaktır.Ahir zamanda bu tip Deccal çömezleri çıkacaktır.Nitekim Milli Mücadele yıllarında "el-İkdam" gazetesinde işgalcilere karşı direnen Kuvay-ı Milliye kadrosu ve M. Kemal hakkında "kâfir fetvası" yayınlayan Said Nursî'nin yol evlatları, şimdilerde dinlerarası diyalog furyasıyla ABD ve Vatikan'a yelken açmışlardır. Bunlar olağan işler; orman çakalsız olmaz.Vakıa şu ki en basit bir fıkıh eserinde bile, "Kâfir tasallutuna maruz kalmış herhangi bir İslam toprağında "nefîr-i âmm" (umumî seferberlik) muvacehesinde cihada iştirak etmek ve vatan müdafasına gücü nispetinde katkıda bulunmak her Müslüman üzerine farz-ı ayndır" hükmünü vardır. Hatta böylesi bir durumda vatan müdafaasına iştirak etmek için Müslüman kadınlar eşlerinden ve köleler efendilerinden izin almak zorunda bile değildir. Zira bu müdafaaya iştirak herkes için, tıpkı namaz, oruç? gibi farz-ı ayn olur (Bkz. el-Kâsânî, Bedâi'u's-Sanâyi', VI, 57). Dahası İmam eş-Şâfi'î, herhangi bir kalenin/beldenin kâfirler tarafından muhasara edilmesi durumunda, orada yaşayanların işgalcilere karşı mukavemet etmeleri için başlarındaki idarecilerden izin almak mükellefiyetleri bile yoktur (İmam Şafi, el-Ümm, VII, 580).Akl-ı evvel dinci mızıkacılar, İslam'ın ölçü ve temellerini işgalcilerin BOP aklıyla tartışmak yerine; İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğan sömürgeci Haçlı işgalcilerinin ne işlerinin olduğunu, bu küresel sömürgecilerin yerel ortakçılarının ve Müslüman kılıklı politik kuklalarının akıbetlerinin ne olacağını ortaya koysalar ya? Belki o zaman, kendileri Deccal çömezi olmaktan kurtulurlar, İslam coğrafyasındaki işgal, kan ve gözyaşları da azalır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019