Basın yayına baktığımızda her taraf toz duman içerisinde. Gündem başlıkları hep başkaları tarafından belirleniyor. Peki, halk bu gündemin neresinde? Bu sorunun cevabını halkın arasına karıştığınız zaman hemen alırsınız. İşin ilginç yanı halk içinde de olsanız, eğer belli bir çevrenin dışına çıkmıyorsanız, siz de size dayatılan gündemin içinde kaybolabilirsiniz. Basının boyası ve yayının hareketli animasyonları ile vatandaş sürekli oyalanıyor. Hafta sonu Eskişehir'deydik. Görüştüğümüz esnaf, çiftçi, sanayici istisnasız olarak hep aynı dili konuşuyor. Sürekli "ne olacak bizim halimiz" diyor. Öyle ki, bu ekonomik bunalım tam bir travma etkisi oluşturmaya başlamış. Birikimi biten, yastık altındakileri de tükenen vatandaşın morali oldukça bozulmuş durumda.
Pazar günü Prof. Dr. Haydar Baş beyin Eskişehir'in Bozan beldesinde programı vardı. Bir nevi halkla buluşma, kucaklaşma karakteri taşıyordu bu program. Yöre halkının anlattıkları içler acısı idi. Bu bölge, verimli topraklara sahip. Denilebilir ki, ne ekersen onu üretebiliyorsun. Ancak zamanında ve yeterli sulama şart. İşte tam sulama zamanı elektrik kurumu çiftçinin elektriklerini kesiyor. Gerekçe kooperatifin elektrik borcunu ödeyememiş olması. Bunun üzerine hangi kapı çalınırsa çalınsın, hep yüzlerine kapanıyor Bozan'lıların. Elektrikler açılmıyor, sulama yapılamıyor ve tarladaki bütün mahsul susuzluktan yanıyor. İş işten geçtikten sonra açılan elektrik ise maalesef giden kayıpları geri getiremiyor. Yine yöre halkının bir diğer geçim kaynağı hayvancılık. Vatandaşın sütü de para etmiyor. Yani Bozanlı'nın mağduriyeti arttıkça artıyor. Artık vatandaş, siyasi ayrılıkları unutmuş durumda. Dikkatimizi çeken siyasi duruşu ne olursa olsun, Sayın Baş'a insanlar, "bizi kurtarın" diye yaklaşıyorlar. Hangi konuya girilirse girilsin, söz dönüp dolaşıp ekonomiye geliyor, tarıma geliyor, hayvancılığa geliyor. Diyor ki yöre halkı "gençlerimizin iş bulmak için bölgeden, anadan, yardan ayrılarak gurbete gitmiş olması durumumuzu anlatmıyor mu?" "Bizim halimiz ne olacak" diyorlar.
İşin acı tarafı sorunlar bir tek bu bölgeyle sınırlı değil. Türkiye'nin neresine giderseniz gidin hep aynı tabloyla karşılaşıyorsunuz. Bu ekonomik tablonun sosyal yansımaları artık bir bunalım seviyesine taşıdı, ülkemiz insanını. Bunun sebebi bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar. Artık kaçınılmaz bir şekilde halkın menfaatlerine uygun politikaların uygulanması gerekmektedir. BTP Genel Başkanı sayın Baş'a olan ilgi ve sevgi selinin sebebi işte bu nokta. Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet tezinin de sahibi olan Prof. Dr. Haydar Baş bütün bu dertlerin çözümünü sunuyor. Konuşmasında tarım köylüsüne ihtiyacı olan her türlü desteğin eksiksiz olarak tam zamanında yapılacağının altını çizen sayın Baş, tarım projelerinden bazılarını şöyle açıkladı: Tarım ürünlerine getirilen tahditler kaldırılacaktır. Çiftçi ürün alım garantisiyle doğrudan desteklenecektir. Ürünlerin fiyatı kooperatif ve müstahsil tarafından belirlenecektir. Tarım kesimi istediği ürünü istediği kadar üretecektir. Pazarlama probleminde devlet derhal devreye girecek ve yeni pazarlar oluşturacaktır. Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı, ürün sigorta sistemi getirilerek üreticilerin zararları karşılanacaktır. Çiftçiye devlet tarafından tohum, fidan, gübre ve ilaç konularında yardım edilecektir. Çiftçilere sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı verilecektir. Diyebiliriz ki Sayın Baş'ın her cümlesi yoğun alkışlara muhatap oldu. Vatandaşın unutmaması gereken konu, söz sahibinin kendisi olduğudur. Yani çözümün kaynağı da bizzat vatandaşın kendisi olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025