Son on yıldan fazla bir zamandır, emperyalist Haçlı-Siyon cephe tarafından tarihî kin besledikleri Türk milletinden intikam almak ve bu coğrafyayı daha kolay yağmalayabilmek ve İsrail'in güvenliğini sağlama almak adına Türkiye'yi hem vatan, hem de millet olarak bölme, parçalama görevi verilen PKK eşkıya örgütüne büyük tavizler, imkan ve fırsatlar verildi. Verilen hukuki, ekonomik, siyasi ve psikolojik destekle Türkiye, vatan, millet ve zihniyet bağlamında bölünme aşamasına gelmiştir. Çözüm süreci diye masum bir paket içinde sunulan tezgâh, tamamen bir çözülme projesidir. PKK'yı bitirmek, silah bıraktırmak, terörü önlemek, anaları ağlatmamak adına içine girilen çarpık politik süreçte PKK, hem silah bırakmamış, hem eleman sayısını artırmış, hem Güneydoğu Anadolu'da kurmak istedikleri PKK devletçiğinin alt yapısını oluşturmuş, vergi toplayan, mahkeme kuran, polislik eğitimi veren, yol kesen, bölücü, ayrılıkçı, etnik ırkçı eğitim veren, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kurumlarıyla bölgeye olan hâkimiyetini etkisiz hale getirmeye çalışan bir yapıya dönüşmüştür. Bir terör örgütü olan PKK, gâvurun keyfi için kademe kademe meşru siyasi bir aktör olarak muhatap alınır olmuş, devletin ve milletin egemenliği ve tekliği, gizli, sinsi, çarpık, Türk milletini aldatan politikalarla taksim edilir hale gelmiştir. Kürtlükle de Müslümanlıkla da alakası olmayan, tamamen emperyalist Haçlı dünyasının desteklediği bir şer, fitne, fesat örgütü olan PKK'nın İslamcı geçinenler tarafından müzakere edilir meşru bir muhatap olarak alınması, küresel bir projenin ürünüdür. Zira Türkiye'nin PKK eliyle bölünmesi, parçalanması ancak PKK'nın dindar kitleler nezdinde hoş görülebilir, sevimli bir yapı halinde sunulmasıyla mümkündür. İslamcılık iddiasını taşıyan Amerika ve İsrail vesayetçisi siyasi merkezin PKK'yı azdıran, şımartan, güçlendiren politikaları dindar kitlelerde millî hassasiyetlerin törpülenmesine; hatta yok edilmesine zemin hazırlamıştır.Özellikle son on iki yıldır İslamcılık adına Türk milliyetçiliğine, Türk millî değer, sembol ve kurumlarına yapılan saldırıların amacı da, Türk milletinin milliyet ruh ve şuurunun yok edilerek, PKK eşkıyalığına ve Büyük Orta Doğu Projesine tepki duymayacak, reddetmeyecek, günlük kişisel menfaatlerinden başka bir kaygısı olmayacak kuru bir kalabalık oluşturmaktır. Yani şuurlu bir milleti şuursuz bir kalabalık ve yığın haline getirmektir. Bunu büyük ölçüde başarmışlardır. İnce hesaplanmış, iyi planlanmış bu Türk'ü mankurtlaştırma projesinin kuramcılarını ve uygulayıcılarını işlerini çok iyi yaptıkları için kutluyorum. Öbür taraftan Türk milletini temsil konumunda olan kişi ve kurumların, "saldım çayıra Mevlâm kayıra" yaklaşımıyla Türk milletine, millî değerlerine, kurumlarına, vatan evlatlarına sahip çıkmamalarını, devletiyle, milletiyle, bayrağıyla, vatanıyla, diliyle, diniyle tasfiye sürecine bırakmalarını da Türk'e ihanet olarak görüyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015