logo
23 NİSAN 2025

‘Çok zengindir bu dağların tüccarı’-I

23.12.2020 00:00:00
'‘Çok zengindir bu dağların tüccarı’-I' seslendirme dosyası:

İcmal dergimizin Aralık sayısında yayımlanan makalemizi siz kıymetli Yeni Mesaj okurları için paylaşıyorum:  

 

'Çok zengindir bu dağların tüccarı

Sabır alır şükür satar bu dağda…'

 

Bu mısralar, meşhur ve merhum halk ozanımız Âşık Yaşar Reyhani'nin bir şiirinden alınmıştır.

Sözü geçen şairimiz emsalleri içinde, şiiri ile usta bir ressam gibi gördüklerini ve yaşadıklarını resmetmekle meşhurdur.

Anlayana, dikkatli bakana ve üzerinde derin derin tefekküre dalana, sadece şu iki mısra bile elbette çok şeyler anlatmaktadır.

Bu mısralarla şair, belki içine doğduğu toplumun, içinde yaşadığı ülkenin, özellikle de ömrünün çoğunu geçirdiği bölgenin ekonomik durumunu, yokluğunu, yoksulluğunu ve çaresizliğini anlatmaktadır ama fotoğrafı biraz daha büyüterek ben bu mısralarda topyekûn İslam coğrafyasının acınası ve ağlanası halini görüyorum.

Bu mısralar bir yönü ile kanaatkârlığı anlatmaktadır ama diğer yönü ile de elbette yoksulluğu ifade etmektedir.

"Bu dağlar" yerine "İslam âlemi" ifadesini koyun ve okuyun, belki şiirin hece ölçüsü bozulur ama anlatmak istediği gerçeğin aynı olduğu rahatlıkla görülecektir.

Niye böyledir, neden bu dünyanın insanının sermayesi sabırdan ve şükürden ibarettir?

İster ülkemiz, ülkemizin bir bölgesi özelinde düşünelim isterse topyekûn İslam coğrafyası üzerinde düşünelim bu perişanlık neden?

Doğal kaynaklarımız mı yok, insan kaynağımız mı eksik, kapımızı-bacamızı tembellik ve beceriksizlik mi sarmış da elimizi-ayağımızı, dilimizi-dudağımızı oynatamaz haldeyiz?

İslam âlemini oluşturan ülkelerin hangisine baksanız diğer birçok ülkede olmadığı kadar genç nüfus var ve nüfus artış hızı da onlardan daha fazladır.

Söz konusu ülkeleri doğal kaynaklar açısından incelerseniz rahatlıkla göreceksiniz ki petrol ve doğalgaz başta olmak üzere yine dünyanın diğer ülkelerinden çok daha zengin durumdalar.

Öyleyse bu perişanlık niye?

Deprem, sel, hortum gibi çeşitli doğal afetler vesilesi ile dünya basınına yansıyan görüntüler gösteriyor ki yok birbirimizden farkımız.

Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğini bitirmekte olduğumuz şu zaman diliminde bile hala, köyleri kerpiç duvarlardan, toprak bacalardan, ufak bir harekette içinde yaşayanların başlarına yıkılacak haldeki evlerden oluşuyor.

Şehirleri dersen yine içler acısı.

Orta dereceli bir depremde bile hem bizde hem diğer İslam ülkelerinde onlarca, yüzlerce can kayıpları yaşanıyor ve derin ekonomik çöküntüler baş gösteriyor.

Dünyayı imar etmeye memur olan Müslümanların kendi evlerini, kendi köylerini ve kendi şehirlerini imardan aciz görüntüleri elbette inançları ile yaşayışlarının çelişkisini ortaya koyuyor.

Yine bu ülkelerdeki gelir dağılımındaki dengesizlik, milli gelirin paylaşımındaki eşitsizlik, zenginle-fakir arasındaki korkunç uçurum, asırdan aşıra devreden müzmin problemlerin başında geliyor.

Sözün burasında durup, Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'yı hasretle, rahmetle ve minnetle yâd etmemiz gerekiyor.

Kendileri, sözünü ettiğimiz bu konular üzerinde uzun yıllar dertlendi, kafa yordu, çare sordu ve çözüm aradı.

Dünya genelinde yaşayan iki milyara yaklaşan nüfusu ile Müslümanların birçoğunun açıktan bir kısmının da dolaylı olarak hala sömürge altında olduğu gerçeği onun uzun yıllar uykusuz geceler geçirmesine sebep oldu.

Müslümanlar yaşadıkları ülkelerdeki doğal kaynaklara neden sahip çıkamıyorlar, neden kendi kaynaklarını kendi yararlarına kullanamıyorlar da, ancak 'tavşanın suyunun suyunun suyu' mesabesinde istifade edebiliyorlar?

Bu ve benzeri sorular onu uzun yıllar meşgul etti, hem sebeplerini araştırdı hem de çözüm yollarını formüller halinde ortaya koydu.

Elbette dolu dolu yaşadığı hayatına çok şeyler sığdırdı, bir adam boyunu aşacak çapta eserler yazdı, sayısız konferanslar verdi, mitingler yaptı ve televizyon programlarına katıldı ama işlediğimiz bu konu açısından ikisinin altını çizmek boynumuzun borcudur.

Bunlardan ilki, topyekûn İslam âleminin derdine derman olacak, iktisadi ve ekonomik açıdan bellerini doğrultacak olan Milli Ekonomi Modeli, diğeri ise, asırlardır süren kavga ve kargaşalıkları bitirecek olan Ehli Beyt çıkışı, kaleme aldığı Ehli Beyt külliyatı.

Milli Ekonomi Modeli tezi ile hem bize hem de topyekûn İslam âlemine akıl vererek, yol-yordam öğreterek, formüller üreterek sahip olduğumuz kaynakları en verimli bir biçimde nasıl kullanacağımızı öğretti.

Bugün İslam ülkeleri adı ile anılan ülkelerin tamamı, başta bizim ülkemiz olmak üzere, kaynaklarımızın, emeğimizin ve alın terimizin neredeyse hepsini faiz yolu ile küresel tefecilerin kasalarına aktarıyoruz.

Milli Ekonomi Modeli hangi ülkede hayata geçirilirse daha işin başında faize giden kaynakları kurtarmış ve milli gelire katmış olacak. (devam edecek…)

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Aziz Karaca / diğer yazıları
Irak'tan acı haber
1 askerimiz şehit oldu
İstanbul'da okullar 2 gün tatil edildi
Eğitime deprem arası
13 saniye sürdü
7 km derinlikte meydana geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ilk açıklama
'Devletimiz teyakkuz halinde'
Prof. Dr. Sedat Türkmen
'Marmara depremi endişesi sürüyor'
6.2'lik deprem fena salladı
Fatih'te metruk bina çöktü
Prof. Dr. Naci Görür
'Fay enerji biriktiriyor'
İstanbul'da büyük panik
Deprem sonrası İstanbul havadan böyle görüntülendi
Valilikten vatandaşa uyarı
'Telefon kullanmayın'
İstanbul'da 6,2 büyüklüğünde deprem
Vatandaşlar kendini dışarı attı
Zelenski'ye son teklif
'!Kırım'ı Rusya'ya ver' baskısı
Silivri açıklarında meydana geldi
İstanbul'da korkutan deprem
23 Nisan Atatürk'süz kutlanmaz
AKP'li belediyelerde gelenek oldu!
23 Nisan kutlanıyor
Anıtkabir'de resmi tören
İsrail’de yaşayanlara rahat uyku yok…
Yemen’den füze saldırısı: Ülkenin bir çok yerinde sirenler çaldı
Irak'tan acı haber
1 askerimiz şehit oldu
İstanbul'da okullar 2 gün tatil edildi
Eğitime deprem arası
123456789101112131415
Irak'tan acı haber
1 askerimiz şehit oldu
İstanbul'da okullar 2 gün tatil edildi
Eğitime deprem arası
13 saniye sürdü
7 km derinlikte meydana geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ilk açıklama
'Devletimiz teyakkuz halinde'
Prof. Dr. Sedat Türkmen
'Marmara depremi endişesi sürüyor'
6.2'lik deprem fena salladı
Fatih'te metruk bina çöktü
Prof. Dr. Naci Görür
'Fay enerji biriktiriyor'
İstanbul'da büyük panik
Deprem sonrası İstanbul havadan böyle görüntülendi
Valilikten vatandaşa uyarı
'Telefon kullanmayın'
İstanbul'da 6,2 büyüklüğünde deprem
Vatandaşlar kendini dışarı attı
Zelenski'ye son teklif
'!Kırım'ı Rusya'ya ver' baskısı
Silivri açıklarında meydana geldi
İstanbul'da korkutan deprem
23 Nisan Atatürk'süz kutlanmaz
AKP'li belediyelerde gelenek oldu!
23 Nisan kutlanıyor
Anıtkabir'de resmi tören
İsrail’de yaşayanlara rahat uyku yok…
Yemen’den füze saldırısı: Ülkenin bir çok yerinde sirenler çaldı
Irak'tan acı haber
1 askerimiz şehit oldu
İstanbul'da okullar 2 gün tatil edildi
Eğitime deprem arası
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.