Hz Ömer'in oğlu Abdullah (ra) anlatıyor. Bir adam Resûlullah (sav)'a gelerek: "Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkânım var mı?" dedi. Hz. Peygamber (sav): "Annen var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır yok" dedi. "Peki, teyzen de mi yok?" dedi. Adam, "Hayır, var" deyince; Resûlullah (sav) "Öyle ise ona iyilik yap. Teyze, anne makamındadır" buyurdu. (Tirmizi, Sünen, birr 6)
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda üç tane hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın, ikisini çocuklara birer tane paylaştırdı. Üçüncüsünü kendisi yiyeceği sırada çocuklar onu da isterdiler. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp gittiler. Arkadan Resûlullah (sav) girdi. Durumu ona anlattım. Dedi ki: "Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir o da onlara iyi davranırsa, kızlar, onun için, ateşe karşı perde olurlur. Allah bu hurma sebebiyle onu cehennemden azad etti". (Buhari, Sahih, zekat 10, Edeb 19; Müslim, Sahih, birr 147, Tirmizi, Sünen, birr 13)
Hz. Enes (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) buyurdu ki: "Büluğa erinceye kadar kim iki kız evladı yetiştirirse parmaklarını birleştirerek-kıyamet günü o ve ben cennette şöylece beraber oluruz". (Müslim, Sahih, birr 149; Tirmizi, Sünen, birr 13)
Ebu Sa'id (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav)"Kim üç kız veya " üç kız kardeş" veya "iki kız kardeş" veya "iki kız" yetiştirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir". (Ebu Davud, Sünen, edeb 130; Tirmizi, Sünen, birr, 13)
Hz. Enes, Resûlullah (sav)'ı çoluk çocuğa karşı insanların şefkatlisi olarak tavsif eder. Der ki: İyaline karşı Hz. Peygamber (sav)'den daha müşfik olan hiç kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim'in Medine'nin bir kenarında oturan süt annesi vardı. Süt annenin kocası bir demirci idi. Beraberinde biz de olduğumuz halde Hz. Peygamber (sav) oraya (çocuğu sık sık görmeye) giderdi. Varınca demircinin izhirle dumanlandırılmış evine girer, çocuğu kucaklar öper, koklar, bir müddet sonra dönerdi. Hz. Peygamber (sav), herkesi çocuklarını öpmeye tevşik eder "Çocuklarınızı çok öpün zira her öpücük için size Cennet'te bir derece verilir ki iki derece arasında beşyüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar" buyururdu.
Torunları Hasan'ı veya Hüseyin'i öperken Hz. Peygamber (sav)'i gören Akra, bunu yadırgayarak: "Benim on çocuğum var hiçbirini de öpmedim" der. Hz. Peygamber (sav) ona yönelerek şu cevabı verir: "Şefkatli olmayana merhamet edilmez. Allah kalplerinizden merhameti çıkardı ise ben ne yapabilirim?" (Ez-Zebidi, Teysir'ul Vusul, c 1, b 3)
Hz Peygamber buyurur ki, "Sizden herkese kıyamet günü Rabb'i, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitabedecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir kurtuluş yolu bulmak üzere sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka birşey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka birşey göremez. Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) yarım hurma ile da olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle korunun".(Buhari, Sahih, rikâk 49, 51, tevhid 36, 24, zekat 9; Müslim, Sünen, zekat 67; Tirmizi, Sünen, kıyamet 1)
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda üç tane hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın, ikisini çocuklara birer tane paylaştırdı. Üçüncüsünü kendisi yiyeceği sırada çocuklar onu da isterdiler. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp gittiler. Arkadan Resûlullah (sav) girdi. Durumu ona anlattım. Dedi ki: "Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir o da onlara iyi davranırsa, kızlar, onun için, ateşe karşı perde olurlur. Allah bu hurma sebebiyle onu cehennemden azad etti". (Buhari, Sahih, zekat 10, Edeb 19; Müslim, Sahih, birr 147, Tirmizi, Sünen, birr 13)
Hz. Enes (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) buyurdu ki: "Büluğa erinceye kadar kim iki kız evladı yetiştirirse parmaklarını birleştirerek-kıyamet günü o ve ben cennette şöylece beraber oluruz". (Müslim, Sahih, birr 149; Tirmizi, Sünen, birr 13)
Ebu Sa'id (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav)"Kim üç kız veya " üç kız kardeş" veya "iki kız kardeş" veya "iki kız" yetiştirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir". (Ebu Davud, Sünen, edeb 130; Tirmizi, Sünen, birr, 13)
Hz. Enes, Resûlullah (sav)'ı çoluk çocuğa karşı insanların şefkatlisi olarak tavsif eder. Der ki: İyaline karşı Hz. Peygamber (sav)'den daha müşfik olan hiç kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim'in Medine'nin bir kenarında oturan süt annesi vardı. Süt annenin kocası bir demirci idi. Beraberinde biz de olduğumuz halde Hz. Peygamber (sav) oraya (çocuğu sık sık görmeye) giderdi. Varınca demircinin izhirle dumanlandırılmış evine girer, çocuğu kucaklar öper, koklar, bir müddet sonra dönerdi. Hz. Peygamber (sav), herkesi çocuklarını öpmeye tevşik eder "Çocuklarınızı çok öpün zira her öpücük için size Cennet'te bir derece verilir ki iki derece arasında beşyüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar" buyururdu.
Torunları Hasan'ı veya Hüseyin'i öperken Hz. Peygamber (sav)'i gören Akra, bunu yadırgayarak: "Benim on çocuğum var hiçbirini de öpmedim" der. Hz. Peygamber (sav) ona yönelerek şu cevabı verir: "Şefkatli olmayana merhamet edilmez. Allah kalplerinizden merhameti çıkardı ise ben ne yapabilirim?" (Ez-Zebidi, Teysir'ul Vusul, c 1, b 3)
Hz Peygamber buyurur ki, "Sizden herkese kıyamet günü Rabb'i, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitabedecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir kurtuluş yolu bulmak üzere sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka birşey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka birşey göremez. Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) yarım hurma ile da olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle korunun".(Buhari, Sahih, rikâk 49, 51, tevhid 36, 24, zekat 9; Müslim, Sünen, zekat 67; Tirmizi, Sünen, kıyamet 1)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019