Avrupa Birliği'nin baskıları altında yıllarca kemer sıkmak zorunda kalan Yunanistan halkı sonunda çaresi Aleksis Çipras liderliğindeki Syriza partisini iktidara getirmekte buldu. Bu tüm Avrupa'da şok etkisi yaptı.Kimse yüzde 2-3 bandında oy oranı olan Syriza'nın yüzde 36 ile iktidara geleceğini tahmin etmiyordu.Ama Yunan halkı bıkmıştı. Köklü bir değişim vadeden tek parti olan Syriza'yı iktidara taşıma cesaretini gösterdi.Avrupa Birliği'yle başladığı görüşmelerde büyük baskı uygulanan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, hep 'Yüzde 36 oy oranın var. Syriza hükümeti olarak bütün Yunanistan halkını temsil etmiyorsunuz' sözleriyle karşılaştı.Bunun üzerine tekrar Yunan halkının desteğine ihtiyaç duyan Çipras 5 Temmuz'da ülkeyi referanduma götürdü.Kreditörlerin mali destek karşılığında talep ettikleri kemer sıkma önerilerine 'evet mi hayır mı' diye görüşü sorulan Yunanistan halkı Çipras'a ve hükümetine desteğini daha da artırarak, yüzde 62 gibi ezici bir çoğunlukla 'hayır' dedi.Yunanistan halkının iki defa üst üste 'sonuna kadar arkandayım' deme cesareti gösterdiği Çipras, maalesef gereken cesareti gösteremedi ve daha önce reddettiği kreditörlerin bütün ağır şartlarını kabul etti. Çipras'ın AB baskısı altında pes etme işaretleri Syriza içerisinde bile tepki gördü. Maliye Bakanı Yanis Varufakis istifa etti/ettirildi.Ve son olarak da Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, 20 Eylül'de erken seçim kararı aldı ve istifa etti.Bu karardan kısa süre sonra Çipras'ın partisi Syriza'daki 25 vekil ayrılarak yeni bir parti kurma kararı aldı. Kurulan bu yeni partiye, Çipras'ın üçüncü kurtarma paketini kabul kararına en sert karşı çıkan isim olan Enerji eski Bakanı Panagiotis Lafazanis liderlik edecek.Sonuç olarak Yunanistan'da hızlı başlayan Çipras'ın gerekli cesareti ortaya koyamamasıyla çabucak sönen bir balona dönüştüğünü gördük.Çipras'ın tükenişinin altında yatan en önemli neden bence cesaret yoksunluğuydu.Halkının desteğini arkasında almış bir lider olan Çipras bu desteğe gerçekten layık olabilseydi, yani cesaretle atılması gereken adımları atsaydı, Yunanistan çoktan Euro birliğinden çıkmış, kendi milli parası olan Drahmi'ye dönmüş veAvrupa Birliği ile yolları ayırmıştı.Üstelik Çipras çaresiz de değildi. İktidara gelmeden önce ekonomi kurmaylarını İstanbul'a gönderip, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül ile Milli Ekonomi Modeli'ni Yunanistan'da uygulamak için görüşmeler yapmıştı. Ama AB'yle yolları ayırmak ve Milli Ekonomi Modeli'nin öngördüğü bağımsız kararları alabilmek büyük cesaret istiyor. Çünkü aldığınız kararda sonuna kadar gitmez ve önünüze çıkabilecek yeni yeni engelleri bertaraf etmekte başarısız olabileceğiniz gibi başarmanız durumunda ise adı tarihe yazılmış bir kahraman da olabilirsiniz. Bu riskle yüzleşebilmek için gerekli olan ilk şey cesaret. İşte Çipras bence bu riski göze alacak cesareti gösteremedi ve havlu atarak siyaset arenasını terk etti.Bu manana devlet adamı rolü yapmaya çalışanlarla gerçek devlet adamları arasındaki farkı ortaya çıkıyor. Gerçek devlet adamlarının milleti ve vatanı için göze alamayacağı risk yoktur. Bu riskler göze alınır ve sonuna kadar mücadele edilirse ancak milletler esaretten kurtulabilir. Biz Atatürk liderliğinde çok daha büyük bir cesareti göstermiş ve sonunda zafere ulaşmış bir ülkeyiz. Çünkü Atatürk gerçek bir devlet adamıydı? Bugün bize de Yunanistan'a da Atatürk gibi cesur devlet adamları gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024