Cemevlerinde Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz ne yapıyor?
Dua ve niyazda bulunuyorlar. "Lailaheillallah" diyorlar… Hz. Muhammed'e (a.s.), Ehl-i Beyt'ine salat okuyorlar. Allah ve Ehl-i Beyt sevgisini terennüm ediyorlar. Deyişler okuyorlar…
İslam ahlâkının her boyutunu, Hak ve insan sevgisini işliyorlar. Temiz elbiselerle gelinip, temiz şeyler yiyilip-içiliyor… Erkeklere kadınlara ait kısımlar var…
Antalya-Elmalı Tekkeköy'de, cemevine gittik. Namazlarımızı orada kıldık. İlahilerle, kasidelerle meşk oldu. Kur'an ve ezan okundu. Bunlar ibadet değil mi? Bunların yapılageldiği mekân neden ibadethane olmasın?
"İbadethane" kelimesine AKP hükümeti hiç yabancı değil… Malûm 2003'te Resmi Gazetede imar yasasında değişiklik yaparak, "camii" ibaresi kaldırıldı. Yerine "ibadethane" tabiri kondu. Ama ne amaçla?
Kiliseler, kilise-evler, havralar, sinagoglar açılsın diye…
Öyle de oldu… 10 yılda 50.000 kilise-ev açıldı. Devlet bütçesinden eski kiliseler (başta Akdamar kilisesi olmak üzere) onarıldı. Kilise ve havralara arsa tahsisi yapıldı, yapılıyor.
Ama sıra, bu ülkenin gerçek kurucuları ve unsurlarından olan Alevilere, cemevlerine gelince bu yasa işlemiyor… Cemevi ibadethane değilmiş! Cami ve cemevi birbirinin zıttı mı? Karşıtı mı? Alternatifi mi? Yoksa birbirini tamamlayan yerler mi?
Mescid-i Nebi'de (Peygamber Mescidi) Ravza'nın hemen arkasında, bitişiğinde Ashab-ı Suffa'nın yeri var. Çok feyizli bir yerdir. Hz. Fatıma'nın kapısı da oraya doğru yakın açılır…
Fakir, yetim, ilim ve irfan öğrenen, hafızlık yapan sahabiler orada kalır. Bizzat Peygamberimiz onların bakımını üstlenmiştir. Ehl-i Beyt'in terbiyesini ve ihtimamlı himayesini tadarlar. Ashab-ı Suffa, ilim ve irfan merkezi, adeta bir üniversitedir.
Şimdi bu Ashab-ı Suffa, mescidin içindedir. Orada namaz da kılınır, Kur'an da okunur, dua da edilir.
Cemevleri de tıpkı Ashab-ı Suffa yeri gibidir. Mescidin bitişiğinde, içinde, onunla iç içedir. Birbirinin zıttı değildir. Dua ve zikir yeridir. Namaz da kılınır içlerinde…
Kısaca, Asr-ı Saadet'teki Ashab-ı Suffa, bugünkü cemevinin karşılığıdır ve İslam'da vardır.
Sünni dünyada, cemevi hakkında olumsuz imajlar oluşturulurken, "kiliselerde namaz kılınabilir" fetvasına sığınanlar, neden cemevinde namaza rıza göstermiyorlar?
Cemevinde namaz niye kılınmasın? Dua edilmesin? Niyazda bulunulmasın? Ehl-i Beyt sevgisi dillendirilmesin?
Diğer taraftan, bugün yasalar, cemevine karşı değildir. Yasaklanan tekke ve zaviyelerdir. Kanunda kıyas olmaz. Bu nedenle cemevleri hukuken meşrudur.
Dua ve niyazda bulunuyorlar. "Lailaheillallah" diyorlar… Hz. Muhammed'e (a.s.), Ehl-i Beyt'ine salat okuyorlar. Allah ve Ehl-i Beyt sevgisini terennüm ediyorlar. Deyişler okuyorlar…
İslam ahlâkının her boyutunu, Hak ve insan sevgisini işliyorlar. Temiz elbiselerle gelinip, temiz şeyler yiyilip-içiliyor… Erkeklere kadınlara ait kısımlar var…
Antalya-Elmalı Tekkeköy'de, cemevine gittik. Namazlarımızı orada kıldık. İlahilerle, kasidelerle meşk oldu. Kur'an ve ezan okundu. Bunlar ibadet değil mi? Bunların yapılageldiği mekân neden ibadethane olmasın?
"İbadethane" kelimesine AKP hükümeti hiç yabancı değil… Malûm 2003'te Resmi Gazetede imar yasasında değişiklik yaparak, "camii" ibaresi kaldırıldı. Yerine "ibadethane" tabiri kondu. Ama ne amaçla?
Kiliseler, kilise-evler, havralar, sinagoglar açılsın diye…
Öyle de oldu… 10 yılda 50.000 kilise-ev açıldı. Devlet bütçesinden eski kiliseler (başta Akdamar kilisesi olmak üzere) onarıldı. Kilise ve havralara arsa tahsisi yapıldı, yapılıyor.
Ama sıra, bu ülkenin gerçek kurucuları ve unsurlarından olan Alevilere, cemevlerine gelince bu yasa işlemiyor… Cemevi ibadethane değilmiş! Cami ve cemevi birbirinin zıttı mı? Karşıtı mı? Alternatifi mi? Yoksa birbirini tamamlayan yerler mi?
Mescid-i Nebi'de (Peygamber Mescidi) Ravza'nın hemen arkasında, bitişiğinde Ashab-ı Suffa'nın yeri var. Çok feyizli bir yerdir. Hz. Fatıma'nın kapısı da oraya doğru yakın açılır…
Fakir, yetim, ilim ve irfan öğrenen, hafızlık yapan sahabiler orada kalır. Bizzat Peygamberimiz onların bakımını üstlenmiştir. Ehl-i Beyt'in terbiyesini ve ihtimamlı himayesini tadarlar. Ashab-ı Suffa, ilim ve irfan merkezi, adeta bir üniversitedir.
Şimdi bu Ashab-ı Suffa, mescidin içindedir. Orada namaz da kılınır, Kur'an da okunur, dua da edilir.
Cemevleri de tıpkı Ashab-ı Suffa yeri gibidir. Mescidin bitişiğinde, içinde, onunla iç içedir. Birbirinin zıttı değildir. Dua ve zikir yeridir. Namaz da kılınır içlerinde…
Kısaca, Asr-ı Saadet'teki Ashab-ı Suffa, bugünkü cemevinin karşılığıdır ve İslam'da vardır.
Sünni dünyada, cemevi hakkında olumsuz imajlar oluşturulurken, "kiliselerde namaz kılınabilir" fetvasına sığınanlar, neden cemevinde namaza rıza göstermiyorlar?
Cemevinde namaz niye kılınmasın? Dua edilmesin? Niyazda bulunulmasın? Ehl-i Beyt sevgisi dillendirilmesin?
Diğer taraftan, bugün yasalar, cemevine karşı değildir. Yasaklanan tekke ve zaviyelerdir. Kanunda kıyas olmaz. Bu nedenle cemevleri hukuken meşrudur.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019