"Çekirge sürüsü gibi yiyorlar!"

Her siyasi iktidar döneminde, akrabaların, yandaşların kayırıldığı, zenginleşip şiştiğinden bahsedilir.Siyasi tarihimizde "Bal tutan, bal yalar" özdeyişiyle uyumlu, sağ olsun sol olsun hemen hemen tüm hükümetler, millet malını, devlet malını, yetim malını yakınlarına peşkeş çekmiştir.Aynı şey dindar (!) geçinenler için de caridir. Erbakan döneminde başlayıp belediyeler ayağından hükümet ayağına uzanan siyasi yükseliş, kendi muhitlerini, akrabalarını, yakınlarını, yandaşlarını Karunlaştırdı? Onlara göre artık yiyiciler, sosyal demokratlar, laikler, masonlar değil, kendi mücahitleri (!) idi? Mücahitlikten müteahhitliğe terfi ettiler.Öyle ki, "Karunlaşmayacağız, Firavunlaşmayacağız!" diye siyasete soyunanlar da, baktılar ki olmuyor, Karun kervanına katıldılar. Hem de aşk ile?Erbakan döneminde Maliye Bakanı olan ve daha sonra 2002'de AKP hükümetinde Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı görevi üstlenen, A. Gül ve RTE'nin o zamanlar sağ kolu olan Abdullatif Şener'e göre, "Paraya pula çok düşkün bir iktidar. Böyle bir iktidar yapısının daha önce geldiğini zannetmiyorum. İşin içinde bakanlar kurulunda olduğum için biliyorum. Türkiye'de halkın malı korkunç bir şekilde yağmalanmıştır ve bu yağma devam etmektedir?" (Yeni Harman Dergisi, Mesut Ata ile söyleşiden).Özelleştirmelerin her biri AKP döneminde bir yolsuzluk hikâyesidir. Çünkü elde edilen gelirler, devletin borcunun azalmasını sağlamalıyken, bugün 800 milyar dolara ulaşan ve artan bir borç yükü altındadır. Bu paralar kimlerin cebine gitti? Siyasetçi-iş adamı-İslamcı aydınlar iş birliği ile devlet kesesinden yağma yaparak zenginleştiler.Başbakan'ın örtülü ödenekten yaptığı harcamalarının haddi hesabı yok. 800 trilyona ulaştı? AKP öncesinde 7-8 trilyon olan bu kalem harcamalar yüz kat arttı. Nereye? İstediği yere, istediği adama harcıyor. Belge-melge yok. Normal teamülde "Bu para, usulüne uygun harcanmıştır" diye bir tutanak düzenler ve imzalar. Varsa harcama evrakları yırtılır ve çöpe atılır. Nerede böyle bir uygulama?Belli ki bir Molla Kasım gerekli? Ama millet isterse? Herkesin cebindeki gelirin üçte birini, Başbakan ve Bakanlar harcıyor? Her gün bir yenisi eklenen vergiler ve zamlar da milletin sırtına biniyor? Kandırmaca başlıyor: Gel makarna al! Kömür al! Fasulye al!Peki, maden yatakları kime? Yabancı şirketlere? Rio Tinto, Eldorado Gold, Anatolia Minareles? Para kaynakları ecnebilere, milletin çocukları işsiz, aşsız? Oy verenler de kurtlu makarnaya onursuzca talim?Adıyaman dağlarında Çinliler, 10.000 km'den gelmiş maden yatağı işliyor. Mermer çıkarıyor. Adıyamanlı gençler de işsiz dolaşıyor veya asgari ücrete talim ediyor. Evlenemiyor, yuva kuramıyor. Oysaki mermeri işlemek ne ki? Bir hızar atacaksın, bir de cilalayacaksın. İlla Çinli mi olmak gerek? Ama "Usta'ya köle köleler" olunca, manzara bu?Muhafazakârlıktan süratle liberalleşmeye geçen ve menfaati bütün değerlerin önüne geçen bu siyaset erbabı için, eski bir AKP milletvekili şöyle diyor: "Çekirge sürüsü gibi yiyorlar."Başka söze ne hacet?F. Gülen de, hükümet erbabını  Karunlaşmayla itham edip, lanet okumuyor mu onlara?? "Peki, Karunları Karun yapan siz değil misiniz?" diye sormak lâzım ona da?