İmam-ı Azam'ın fetvası ile ilgili olarak:
"İmam-ı Yusuf ve İmam-ı Muhammed'e göre meal ile namaz kılmak caiz değildir. "
İbni Hümam, bu meselerde İmameyn kavlini bile hatalı ve yetersiz görmüş: Arapça okuyamayana terceme ile namaz kılmayı caiz görmemiştir, "Böylesi ümmi yani hiç okumak bilmeyen hükmündedir. Binaenaleyh ya hiç okumayıp susacak yahut sadece tesbih ve tahlil ile namaz kılacaktır. Tercemeyi okursa namaz bozulur" demiştir. Şafii, Malik ve Ahmet İbni Hanbel hazeratının da bu meselede görüşleri budur.
Bilhassa son zamanlarda "muhalefet et ki tanınasın" sözünün "din tacirleri"nin etrafında kıyametler kopardığı İmam Azam fetvası budur. Siz Allah'ın bir olduğunu söyleseniz bile O'na inanmayan varsa, reformculara ne söyleseniz söyleyin bu silsile devam eder.
Reformcuların işlerini, emellerini kısaca özetlersek:
1. Kur'an-ı Kerim'in tarihsel olduğunu iddia edip ahkamını ortadan kaldırma planları...
2. Namaz'ın vakitleri İman, Oruç, Hac, Kurban, Zekat... gibi ibadetler hakkında şüpheye düşürme, hafife alma gayretleri.
3. Bütün bunlara rağmen inancını yaşayan ümmetin arasında fitne yayma faaliyetleri. Bu da İslam'ın öğrenilip yaşandığı en küçük aileden, kurumlara kadar hatta, değil mi ki, bir Mü'min mezarı görüp ölümü hatırlıyor, onun için mezar ziyaretinin boş olduğunu, ölülerin ardından Kur'an okunmayacağını iddia ederler.
4. Topluluklar içinde yaşayan, İslam'ı kâmil manada hayatına nakşeden, yüksek ahlaklı, gönlü Hakk'ın zikrine boyun eğmiş evliyalara, âlimlere, kesinlikle tahammülleri yoktur.
Mumun ateş karşısında erimesi gibi erirler, haset ederler. Türbelere, bayram coşkularına, âdetlere, köyümüze, folklorumuza bu ziynetteki bilgi kaftanına bürünmüşler kinlerini dini kelimelerle açığa vururlar.
Bir milleti yıkmak isteyen; ekonomi, kültür alanında entrikalar peşinde bulunanlar olduğu gibi, dinî bağları da koparmak isteyen, bu yolla köşe olmak isteyen, nefislerini tatmin etmek isteyen hafif meşreb adamlar, olacaktır.
Konuyu bir nükteyle bitirmek istiyorum:
"İnsanlar dört sınıftır. Birincisi âlimdir, âlim olduğunu da bilir. Böylesini tasdik edin.
İkincisi âlimdir fakat, âlim olduğunu bilmez; böylesini ikaz edin.
Üçüncüsü cahildir, cahil olduğunu da bilir; buna öğretin.
Dördüncüsü cahildir lakin cahil olduğunu bilmez. Böylesiyle uğraşmaktan vazgeçin."
Reformcuların çoğu bu dördüncü sınıftandır. "Cehl-i mürekkep" dedikleri de budur.
"İmam-ı Yusuf ve İmam-ı Muhammed'e göre meal ile namaz kılmak caiz değildir. "
İbni Hümam, bu meselerde İmameyn kavlini bile hatalı ve yetersiz görmüş: Arapça okuyamayana terceme ile namaz kılmayı caiz görmemiştir, "Böylesi ümmi yani hiç okumak bilmeyen hükmündedir. Binaenaleyh ya hiç okumayıp susacak yahut sadece tesbih ve tahlil ile namaz kılacaktır. Tercemeyi okursa namaz bozulur" demiştir. Şafii, Malik ve Ahmet İbni Hanbel hazeratının da bu meselede görüşleri budur.
Bilhassa son zamanlarda "muhalefet et ki tanınasın" sözünün "din tacirleri"nin etrafında kıyametler kopardığı İmam Azam fetvası budur. Siz Allah'ın bir olduğunu söyleseniz bile O'na inanmayan varsa, reformculara ne söyleseniz söyleyin bu silsile devam eder.
Reformcuların işlerini, emellerini kısaca özetlersek:
1. Kur'an-ı Kerim'in tarihsel olduğunu iddia edip ahkamını ortadan kaldırma planları...
2. Namaz'ın vakitleri İman, Oruç, Hac, Kurban, Zekat... gibi ibadetler hakkında şüpheye düşürme, hafife alma gayretleri.
3. Bütün bunlara rağmen inancını yaşayan ümmetin arasında fitne yayma faaliyetleri. Bu da İslam'ın öğrenilip yaşandığı en küçük aileden, kurumlara kadar hatta, değil mi ki, bir Mü'min mezarı görüp ölümü hatırlıyor, onun için mezar ziyaretinin boş olduğunu, ölülerin ardından Kur'an okunmayacağını iddia ederler.
4. Topluluklar içinde yaşayan, İslam'ı kâmil manada hayatına nakşeden, yüksek ahlaklı, gönlü Hakk'ın zikrine boyun eğmiş evliyalara, âlimlere, kesinlikle tahammülleri yoktur.
Mumun ateş karşısında erimesi gibi erirler, haset ederler. Türbelere, bayram coşkularına, âdetlere, köyümüze, folklorumuza bu ziynetteki bilgi kaftanına bürünmüşler kinlerini dini kelimelerle açığa vururlar.
Bir milleti yıkmak isteyen; ekonomi, kültür alanında entrikalar peşinde bulunanlar olduğu gibi, dinî bağları da koparmak isteyen, bu yolla köşe olmak isteyen, nefislerini tatmin etmek isteyen hafif meşreb adamlar, olacaktır.
Konuyu bir nükteyle bitirmek istiyorum:
"İnsanlar dört sınıftır. Birincisi âlimdir, âlim olduğunu da bilir. Böylesini tasdik edin.
İkincisi âlimdir fakat, âlim olduğunu bilmez; böylesini ikaz edin.
Üçüncüsü cahildir, cahil olduğunu da bilir; buna öğretin.
Dördüncüsü cahildir lakin cahil olduğunu bilmez. Böylesiyle uğraşmaktan vazgeçin."
Reformcuların çoğu bu dördüncü sınıftandır. "Cehl-i mürekkep" dedikleri de budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021