Ülkemiz üzerinde çok ciddi oyunlar oynanıyor. Uzun yıllardan beri tezgahlanan ve zamana yayılan işgal hareketi sırası geldikçe sahneye konuyor. Maalesef ülkemizi yönetenler, bu oyunun yeterince farkında değiller. Kafalarını kuma soktukları için göremiyorlar. Fakat ülkemizin gidişatı çok kötü bir manzara arz ediyor.
Hangi açıdan bakarsak bakalım, bu cennet vatan yok olmanın, bu büyük millet bölünmenin, parçalanmanın arefesinde bulunuyor. Ülke olarak bir yol ayrımında bulunuyoruz. Gidilecek yol ya AB'ye üyelik süreci veya Türkiye Cumhuriyeti Devletini kainat devleti haline getirecek milli çizgi.
Avrupa Birliği kendi içinde Hıristiyanlık esasları üzerine bina edilmiştir. Askeri yapılanması haçlı ruhunun modernize edilmesi ve Anadolu toprakları üzerindeki tarihi hesaplaşmanın teminine yöneliktir.
Üstelik, Avrupa Birliği millete takdim edildiği gibi, insanımızın kara kaşına; kara gözüne heves değildir. Bize iş ve aş da verecek değildir. Avrupa'nın içinde de işsizlik her geçen gün artış göstermektedir. Sosyal olarak toplumları tamamen çürümüş, insanlık ve medeniyetten her geçen gün biraz daha uzaklaşılmaktadır.
AB'nin ülkemizi üyeliğe kabul değil, üyelik görüşmelerini başlatmak için Kıbrıs, Ermeni Soykırımı İddiaları, Azınlıklar - Bölücülük, Ege Sorunu, Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu, IMF Programları konularındaki taleplerinin ülkemizin bölünmesine parçalanmasına dönük olduğu hemen görülecektir.
Maalesef iktidarı ile, muhalefeti ile mecliste bulunan siyasiler meselenin ciddiyetinden son derece uzak bulunuyorlar. Verdikleri tavizlerle ülkemiz her geçen gün, kan kaybediyor. Siyasiler, boyalı basın ve sermaye çevreleri AB'ye mutlaka girilmesi için ellerinden geleni artlarına bırakmıyorlar. İlanlar, reklamlar, beyin yıkama metodları, kelime oyunları ile, telaşları ve daha da korkuncu kendileri gibi düşünmeyenleri yok saymaları ile garip bir görüntü ortaya koyuyorlar.
Şu bilinmeli ki, milletin kahir ekseriyetinin düşüncelerini yok saymak, demokratik anlamda yokluğa mahkum olmak demektir. Çünkü er veya geç gelecek olan seçim sandığından, milletin iradesi çıkacak ve haklıya hakkını, haksıza haddini bildirecektir.
Bu gelişmeler karşısında, elbette ki milletimiz başına gelecek felaketi bekleyemezdi. Türk milleti kritik dönemlerde içinden liderini çıkartmasını bilen ve lideri etrafında kenetlenen bir karaktere sahiptir. Milli mücadele yıllarında da ülkemiz karanlık günler geçirmişti. Fakat bu büyük millet, içinden, Mustafa Kemal Atatürk'ü çıkartmış etrafında kenetlenerek bağımsızlık mücadelesini kazanmıştı.
80 yıl sonra bugün de milletimiz aynı badireye düşürülmüş ve yine milletimiz bağrından liderini çıkartmış, Prof. Dr. Haydar Baş beyin etrafında Kuvayı Milliye ruhuyla dalga dalga kenetlenmiştir. Milletimiz, Prof. Dr. Haydar Baş beyle birlikte 'AB'ye hayır' demektedir; artık bu kötü gidişe 'DUR' demektedir. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin egemenliği, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bağımsızlığı ve bekası için son şans olarak Prof. Dr. Haydar Baş beyi kabul etmektedir.
Yol ayrımındaki milletimizin tercihi 'Kainat devleti' olma yolunda olmuştur ve oyun bozulmuştur. Yapılan 50 bin kişilik anketlerde BTP'nin oyu 40.68'i aşmıştır. Milletimiz; yapılacak bu seçimde sandıktan bir tek BTP çıkacak. BTP tek başına iktidar olacak, Prof. Dr. Haydar Baş Bey başbakan olacak demektedir.
Hangi açıdan bakarsak bakalım, bu cennet vatan yok olmanın, bu büyük millet bölünmenin, parçalanmanın arefesinde bulunuyor. Ülke olarak bir yol ayrımında bulunuyoruz. Gidilecek yol ya AB'ye üyelik süreci veya Türkiye Cumhuriyeti Devletini kainat devleti haline getirecek milli çizgi.
Avrupa Birliği kendi içinde Hıristiyanlık esasları üzerine bina edilmiştir. Askeri yapılanması haçlı ruhunun modernize edilmesi ve Anadolu toprakları üzerindeki tarihi hesaplaşmanın teminine yöneliktir.
Üstelik, Avrupa Birliği millete takdim edildiği gibi, insanımızın kara kaşına; kara gözüne heves değildir. Bize iş ve aş da verecek değildir. Avrupa'nın içinde de işsizlik her geçen gün artış göstermektedir. Sosyal olarak toplumları tamamen çürümüş, insanlık ve medeniyetten her geçen gün biraz daha uzaklaşılmaktadır.
AB'nin ülkemizi üyeliğe kabul değil, üyelik görüşmelerini başlatmak için Kıbrıs, Ermeni Soykırımı İddiaları, Azınlıklar - Bölücülük, Ege Sorunu, Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu, IMF Programları konularındaki taleplerinin ülkemizin bölünmesine parçalanmasına dönük olduğu hemen görülecektir.
Maalesef iktidarı ile, muhalefeti ile mecliste bulunan siyasiler meselenin ciddiyetinden son derece uzak bulunuyorlar. Verdikleri tavizlerle ülkemiz her geçen gün, kan kaybediyor. Siyasiler, boyalı basın ve sermaye çevreleri AB'ye mutlaka girilmesi için ellerinden geleni artlarına bırakmıyorlar. İlanlar, reklamlar, beyin yıkama metodları, kelime oyunları ile, telaşları ve daha da korkuncu kendileri gibi düşünmeyenleri yok saymaları ile garip bir görüntü ortaya koyuyorlar.
Şu bilinmeli ki, milletin kahir ekseriyetinin düşüncelerini yok saymak, demokratik anlamda yokluğa mahkum olmak demektir. Çünkü er veya geç gelecek olan seçim sandığından, milletin iradesi çıkacak ve haklıya hakkını, haksıza haddini bildirecektir.
Bu gelişmeler karşısında, elbette ki milletimiz başına gelecek felaketi bekleyemezdi. Türk milleti kritik dönemlerde içinden liderini çıkartmasını bilen ve lideri etrafında kenetlenen bir karaktere sahiptir. Milli mücadele yıllarında da ülkemiz karanlık günler geçirmişti. Fakat bu büyük millet, içinden, Mustafa Kemal Atatürk'ü çıkartmış etrafında kenetlenerek bağımsızlık mücadelesini kazanmıştı.
80 yıl sonra bugün de milletimiz aynı badireye düşürülmüş ve yine milletimiz bağrından liderini çıkartmış, Prof. Dr. Haydar Baş beyin etrafında Kuvayı Milliye ruhuyla dalga dalga kenetlenmiştir. Milletimiz, Prof. Dr. Haydar Baş beyle birlikte 'AB'ye hayır' demektedir; artık bu kötü gidişe 'DUR' demektedir. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin egemenliği, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bağımsızlığı ve bekası için son şans olarak Prof. Dr. Haydar Baş beyi kabul etmektedir.
Yol ayrımındaki milletimizin tercihi 'Kainat devleti' olma yolunda olmuştur ve oyun bozulmuştur. Yapılan 50 bin kişilik anketlerde BTP'nin oyu 40.68'i aşmıştır. Milletimiz; yapılacak bu seçimde sandıktan bir tek BTP çıkacak. BTP tek başına iktidar olacak, Prof. Dr. Haydar Baş Bey başbakan olacak demektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025