Dünyaları verseler, vallahi, R. T. Erdoğan'ın yerinde olmak istemem.Çankaya, Erdoğan için adeta iğneli fıçıdır. Erdoğan, balkonda görüldüğü üzere Çankaya'da da aile efradıyla yalnızdır? Çankaya'nın ise Türk milleti için ne olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.Seçim sonuçları tablosuna, genel ve mahalli seçimle mukayeseli olarak baktığımızda, öncelikle vatandaşın ilgisizliği ve yılgınlığı göze çarpıyor? Basit değil, yüzde 25 oranında kesim, yani 14 milyon 420 bin seçmen sandığa gitmedi.SP destekli Erdoğan, 21 milyon 260 bin oy alabildi. Bu demektir ki, Erdoğan, geçen mahalli seçimde aldığı oydan 1.5 milyon civarında daha az oy alabilmiştir. Erdoğan, siyasete gözünü açıp yükseldiği ve yıllarca başkanlık yaptığı İstanbul'da bile, geçen yerel seçimlerde aldığı oydan 657 bin daha az oy almıştır. Erdoğan'ın Çankaya yalnızlığı buradan başlamıştır.Tüm devlet imkanları ve kamu baskısı seferber edilerek "milletin adamı" sloganıyla ve "cumhur başkanını seçiyor" vaveylasıyla tek kale sürdürülen kampanyada, SP destekli Erdoğan'a, kendi tabanından hatırı sayılır 1.5 milyonluk kesim oy vermemiştir.Nitekim Karadeniz başta olmak üzere 81 vilayetten kaldırılan özel otobüs ve uçaklarla seçmenleri sandığa taşıdığı gözlenen AKP'nin Adalet Bakanı Bozdağ, "Sandığa gitmeyenlerin çoğu AKP'lilerdir" izahatına sarılmak zorunda kalmıştır. Sadece bu vaziyet bile, Çankaya'ya çıkan Erdoğan'ın ve AKP'nin siyasette baş aşağı evrildiğinin gösteresidir.Ülke geneli toplam seçmenin 14.5 milyonunun yahut önceki yerel seçime katılan seçmenin 7 milyon kadarının sandığa gitmemesi ve sandıkta oy vermek yerine denizde ve havuzda boy vermeyi tercih etmesi; Erdoğan'a yüzde 51.8'lik bir oransal başarı ve Çankaya'ya çıkma imkanı sağlamıştır.Ancak kendi tabanının dahi oyunu içermeyen bu oran, Erdoğan'a, "parlamenter cumhurbaşkanı" olma imkanı vermişse de; bunun ötesinde, seçim öncesinde AKP tarafından tahayyül edilen ve seslendirilen "başkanlık modelli cumhurun başkanı" olma imkanı tanımamıştır. Dolayısıyla Erdoğan, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı parlamenter sistemin kurallarına ve teamüllerine uyumlu bir profil çizer, 77 milyonun partisiz, tarafsız, birleştirici ve uniter yapıyı koruyan bir "cumhurbaşkanı" olursa, kendi de rahat eder, Türkiye de nefes alır. Aksi halde Çankaya Erdoğan için iğneli fıçı olur; Türkiye de Türk milleti için baş döndürücü mikser olur? Böylece kaosa mı, yoksa BOP çukuruna mı sürükleniriz, orayı kestirmek zor!Seçim sonuçları belli olduktan sonra Erdoğan ve AKP MYK'sının yaptığı sürpriz manevra, Çankaya'nın da, Türkiye'nin de iğneli fıçıya dönüşeceğinin ilk emareleri olmuştur.Abdullah Gül'ün, Çankaya sonrası doğal olarak partisine döneceğini açıkladığı saatlerde, Erdoğan, MKYK'sını kullanarak ve Anayasa'yı dolanarak Gül'ün önünü kesme kararı çıkartmıştır. AKP, Erdoğan'ın genel başkanlığında 27 Ağustos'ta Olağanüstü kongreye gidecek, Erdoğan'ın istediği biri Genel Başkan olacak, 28 Ağustos'ta ise Erdoğan görevi devralacak ve seçtiği Genel Başkan'a yeni hükümeti kurma görevi verecek, seçtirdiği kişiyi Başbakan yapmış olacak.Türk demokrasisi, bu tip alengirli bir teamülü ilk defa yaşıyor.Tam bu kavşakta Anayasa'yı dolanma teamülü de gerçekleşiyor. Zira Anayasa'nın 101'inci maddesi diyor ki:"Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer."Erdoğan, YSK tarafından resmen Cumhurbaşkanı ilan edildiğinde, partisi ile ilişiği otomatik olarak kesilmiş olur.Ayrıca bir işlem ve istifaya lüzum yoktur. Mazbata alma, yemin etme, göreve başlama kademeleri ise seremonilerdir.Şayet YSK, Erdoğan'ın seçildiğini resmen ilan etmek için 27'si akşamını, yani AKP'nin Erdoğan'ın genel başkanlığında yapılacak olan Olağanüstü kongresinin sonuçlanmasını bekler ise; bu da Anayasa ve hukuka karşı ağır bir hile-i şeriyye olur.AKP tabanı da AKP kurmayları da, Çankaya eksenli böyle bir oyunu ve hile-i şeriyye hazmetmeyeceklerdir. Nitekim AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, dönen dolaplara ilişkin rahatsızlıklığını Gül'ü "aklı hırsına esir" diye niteleyen Şamil Tayyar üzerinden yankılandırmıştır. Sekerat-ı mevt halinde el-kol ve bacak atmalar görülür; AKP'de bu hareketler başlamıştır. Netice ve görünen şu ki, Erdoğan gitmiş, AKP bitmiştir.Ancak içten ve dıştan etkili tüm mikserlemelere rağmen Türk milleti, Türk devleti ve Türk siyaseti bitmemiştir.Çankaya seçimi tecrübesi, elbette yepyeni ufuklar ve yerli çözüm adresleri ortaya çıkartacaktır? Büyük Uzlaşı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun "Galiptir bu yolda mağlup?" deyişinin bir anlamı da bu olsa gerektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019