Çanakkale "Şehitler Kabesi"-11

Çanakkale savaşının anatomisi

Çanakkale Savaşı bir nevi düşük teknoloji ile yüksek maneviyatın, yüksek teknoloji ile düşük maneviyatın çarpışmasıydı. Bu savaş maddeten tükenmiş görülen Osmanlı'nın içindeki maneviyatının zaferdir. Tarihte Türkün en büyük zaferlerinden biridir. Dünyanın en kanlı ve en acımasız savaşlarından biridir. Bu savaşta her ferdin manevi varlığının sınavdan geçtiği bir çatışma olmuştur. Bu savaş bir nevi vatanın nasıl müdafaa edilmesi gerektiğinin bir açık delilidir. Bu savaşta dünyanın en güçlü birleşik şekilde saldıran deniz kuvvetlerinin karşısında bulunan insanların şanlı ve korkusuz direnişi ve zaferidir. Küçük imkanlarla büyük zaferlerin elde edilebileceğinin bir delilidir - ispatıdır.

Düşmanın saldırıları önce denizden günlerce aylarca devam etti. Ama her defasında korkusuz tabyalardan gelen ateşle ve denizden gelen mayın patlamalarıyla batan veya geri çekilen gemilerle sonlandı. Havadan gelen destek ve ağır toplarla dövülen bataryalar hala canlı olarak kendilerine ölüm yağdırıyorlardı. Hiçbir teknoloji güçlerin Türk askerlerinin maneviyatını kıramıyordu. Yerlerinde diri diri gömülerek vatanlarını korudular ve sonunda Çanakkale geçilmezliğini tarihe yazdırlar. Her ateşten sonra kafa kol, gövde bacak, parmak, çene, ayaklar topların patladığı yerden havada uçuşmalarına rağmen geri kalanlar yerlerini terk etmiyordu ve sonuna kadar direniyorlardı.

O tarihteki canlı şahit olan Mehmet Akif'in dizileri Çanakkale savaşının dehşetini en iyi şekilde dile getirmiş bulunmaktadır. Bu savaş bize dönük tarafıyla, tüm genç nesillerimize, vatan müdafaasının nasıl yapılacağına dair, örnek olacak niteliktedir. Fakat dünyaya dönük tarafıyla da Türkün gücü, kararlılığı ve maneviyatının hiçbir şart altında kaybolmayacağını ve en umulmadık zamanda şahlanıp dünyayı karşısına alabileceğinin tam bir canlı delilidir!

Şehitler ve Çanakkale

Gelibolu adasında 253.000 vatan evladı şehidimiz yatmaktadır. Yabancı güçlerden de burada yaklaşık olarak 265.000 kadar karışık askeri (İngiliz-Fransız-Avustralyalı- Yeni Zelandalı ve birçok daha değişik yerlerden savaşmak için getirilen insan evladı yatmaktadır. Şu anda orası tam bir turistik yer olmuş durumdadır. Yerlisi yabancısı bu toprakları görmek için bu tarihi yerleri görmek için akın akın gelmektedirler. Alınan bilgilere göre Gelibolu yarımadasını günde 700'den fazla otobüs dolusu turist ziyarete gelmektedir. Çanakkale savaşlarının yıldönümlerinde ise özellikle Avustralya'dan on binlerce Anzaklı gelmektedir. Hatta oralarda gecelemekte ve törenler yapılmaktadır.

Rahmetli atamız onlar için şu sözleri söylemiştir: "Anzaklılar bu topraklarda can vermişlerdir. Onlar bu topraklarda yatmaktadır. Aileleri müsterih olsunlar. Onlar da artık bizim evladımız sayılmaktadır. Gelibolu adası adet bir "Şehitler Kabesi" mertebesinde sayılabilir! Ama gel gelelim bu kutsal topraklarda bir rant kavgası başlamış durumdadır. Bazı turizm şirketlerinin rehberleri savaş esnasında maneviyat yüklü üstün güçlerin savaşlara karıştığını -geceleri Allah Allah- seslerinin duyulduğunu ve gündüzleri ise o bazı bölgelerdeki kara bulutların Türk askerini düşman ateşinden nasıl koruduğunu anlatıyorlarmış. İşte bizim bazı turizmcilerimiz de buna bozularak bunu şikayet etmeye kalkışıyorlar. Bunun yanında Atatürk'ten bahsedilmiyormuş. Mustafa kemal Atatürk aslında kendisini yarbaylıktan albaylığa ve sonradan da paşalığa yükselten yer Çanakkale savaşlarıdır. Onun oradaki hizmetlerini kimse inkar edemez ve etmemelidir. Eğer bazı kimseler bunu söylemeyi unuttuysa onları uyarmak gerekir. Mustafa kemal Atatürk Çanakkale savaşlarının kaderini değiştiren adamdır!

Gelibolu'da dünyanın bir çok yerinde yatan nice şehitlerimiz var. Gerek tarihteki 16 Türk Cumhuriyeti gerekse Osmanlı ve şimdiki Türkiyemizin kuruluşu için can veren tüm şehitlerimizde buradan bir kez daha Allah'tan Rahmet diler, makamlarının Cennetlik olması için dualamızı hiçbir zaman eksik etmeyelim. Çünkü onlar şehit olmasalardı biz de bugünlerimize kesinlikle kavuşamazdık! (Son)