Yaz geldi; havalar ısındı, ortalık mayıştı.
Kimileri için yaz günleri, tatil günleri olarak akla gelir.
Kimileri için de Kur'an günleri? Ramazan değil lakin Ramazan gibi.
8-8 yaşına gelen çocuğum, hiç olmazsa namazı, abdesti, guslü, zammi sureleri öğrensin, Fatiha'yi okuyabilsin, bir yakınının cami avlusundaki cenaze namazında aval aval bakınmasın istiyor veliler.
Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman? Şaka değil bu.
Bu aziz millet Müslüman.
Bakmayın siz bazı akl-ı evvellerin mantar gibi kilise evler türetmelerine, Ruhban Okulu için seferber olmalarına? YÖK Başkanı Erdoğan Teziç bile, Pazartesi günü 2 bin civarında azınlık Hıristiyan vatandaşımızın varlığından söz etti.
AB'ciler, diyalogcular, suret-i Hak'tan görünen gizli-yerli papazlar bu "dinsel demografik" yapıyı Haçlı lehine çevirmeye çalışıyorlar.
Müslüman milletimizin sosyal dokusu ve sosyal direnç sistemi her şeye rağmen direnmeye çalışıyor. Misyonerlere, İslam namına en temel yerleşik ölçüleri bile tarümar eden yerli din haramilerine, ins ü cinden şeytanlara, etrafın ve nefsin hadi canım sen de türünden fis-koslarına rağmen direnç gösteriyorlar.
Milletimiz Müslüman kalmaya çalışıyor...
Bu sebeple çocuğunun, Müslümanlığı küçük yaşta öğrenmesi aşkını taşıyor. Her yaz bu aşkı tazeleniyor.
Müslümanlık işinde hiç bezi yok gibi görünenlerde dahi "bu ilahi aşk" var; bu aşk, bir din bezidir, kişinin imanına şahittir.
Allah hepsinden razı olsun, Allah hepsine kolaylıklar versin?
Tablo bu iken, kendisinden, milletimizin bu ilahi aşk ve arzularının karşılanmasına imkan hazırlaması beklenen siyasiler, işi yokuşa sürüyorlar.
TCK taslaklarında, kurs açmaya 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyorlar.
5. sınıfı bitirmeyenler Kur'an kurslarına sokulmuyorlar.
Bir biçimde yolunu bulup kapak atmış çocuklar varsa, 3-5 gün sonra kurslardan kapı dışarı ediliyorlar.
Yazı İşleri Müdürümüz İbrahim Berk, hafta içinde bu hüznü yaşadı. Mağdur velilerden biri de o.
3. sınıfa giden kızcağızı Hilal'ini camiden eve geri göndermişler; neymiş efendim, müfettişler gelecekmiş, yasakmış? Mış, mış, mış.
5'i bitirmemiş binlerce çocuk bu halde mahzun, garip, kurs öksüzü...
Halbuki o yaşlardaki çocuklar, cami ve kurs eğitimini farklı eğlence olarak algılayarak zevkle sürdürüyorlar. Kur'an surelerini yüksek sesle tekrarlaya tekrarlaya oynaya zıplaya ezberliyorlar.
Bu imkanlardan mahrum bırakılan mevzuat kurbanı çocuk ne yapacak; ya reklam filmlerinin sözlerini, ya hoppala-zıppala klipleri, ya şarkıları, ya da medyatik ritmleri hafızasına nakşedecek.
Bu küçük yaştakilerin garip hali.
Lise çağını aşmış lakin yolu yaz kurslarına veya camilere uğramamış gelinlik kızlar, damatlık gençler ve olgun yaştaki insanlar ne yapsın? Onların işi daha zor.
Yüreklerindeki ilahi aşkı tüketmemiş olanlar, bu olup bitenleri gören duyarlı insanlar, bazı emekli imamlar, dinini namusu bilen kimi yaşlılar, bari evimizde bir saat yahut apartmanın şu dairesinde, şu misafirhanesinde bir-iki saat elif-ba okuyalım, okutalım, abdesti, namazı guslü öğretelim, öğrenelim diyerek bir araya kümeleniyorlar. Sen misin bunu yapan; derhal derdest ediliyorlar.
Hafta başında Ankara Pursaklar'da Mimar Sinan mahallesinde böyle bir yere baskın yapılıyor. Emekli bir imam, bir apartman dairesinin giriş katında 30-35 çocuk ve gence elif-ba, abdest gusül, namaz öğretiyor; vay sen misin bunu yapan? Büyük bir irtica yuvası dağıtılıyor.
Ücret alınmadığı tespit ediliyor. Emekli imam yetkisiz eğitim veriyormuş? İlgililer, savcılığa sevk ediliyor.
AKP hükümeti, yeni TCK taslağında başörtülüye 1 yıl, çoluk-çocuğun akraba-i taallukatına, komşusuna elif-ba öğretmek için kurs açana 3 yıl hapis cezası öngörebiliyor.
En Müslüman diye bilineninin yaptığı iş bu? Gerisini siz hesap edin.
Müslüman mahallesinde papazlar ve diyalogcu namıyla yerli-gizli papazlar ise cirit atıyor. Müslüman mahallesinde 30 bini aşkın kilise ev açıyor?
Bugüne kadar en Müslüman gibi görünen politikacıların yaptıkları işler bunlar ise; vatanın, milletin, devletin ve dinin gerçek sahipleri ellerini oğuşturup bir kenarda mı otursunlar, siyasete bulaşmayalım deyip mukaddes vatanı Haçlı'ya ve onların aymaz sevdalılarına mı terk etsinler?
Bu, çok ama çok kronik bir vurdumduymazlık olur?
Bırakın onu bunu; sadece, "kendi mukaddes vatanında cami kapısından çevrilen şu garibim çocuklar aşkına" bile bu işlerle bütün kudretimizle ilgilenmek şart...
Ne dersiniz a dostlar!
Kimileri için yaz günleri, tatil günleri olarak akla gelir.
Kimileri için de Kur'an günleri? Ramazan değil lakin Ramazan gibi.
8-8 yaşına gelen çocuğum, hiç olmazsa namazı, abdesti, guslü, zammi sureleri öğrensin, Fatiha'yi okuyabilsin, bir yakınının cami avlusundaki cenaze namazında aval aval bakınmasın istiyor veliler.
Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman? Şaka değil bu.
Bu aziz millet Müslüman.
Bakmayın siz bazı akl-ı evvellerin mantar gibi kilise evler türetmelerine, Ruhban Okulu için seferber olmalarına? YÖK Başkanı Erdoğan Teziç bile, Pazartesi günü 2 bin civarında azınlık Hıristiyan vatandaşımızın varlığından söz etti.
AB'ciler, diyalogcular, suret-i Hak'tan görünen gizli-yerli papazlar bu "dinsel demografik" yapıyı Haçlı lehine çevirmeye çalışıyorlar.
Müslüman milletimizin sosyal dokusu ve sosyal direnç sistemi her şeye rağmen direnmeye çalışıyor. Misyonerlere, İslam namına en temel yerleşik ölçüleri bile tarümar eden yerli din haramilerine, ins ü cinden şeytanlara, etrafın ve nefsin hadi canım sen de türünden fis-koslarına rağmen direnç gösteriyorlar.
Milletimiz Müslüman kalmaya çalışıyor...
Bu sebeple çocuğunun, Müslümanlığı küçük yaşta öğrenmesi aşkını taşıyor. Her yaz bu aşkı tazeleniyor.
Müslümanlık işinde hiç bezi yok gibi görünenlerde dahi "bu ilahi aşk" var; bu aşk, bir din bezidir, kişinin imanına şahittir.
Allah hepsinden razı olsun, Allah hepsine kolaylıklar versin?
Tablo bu iken, kendisinden, milletimizin bu ilahi aşk ve arzularının karşılanmasına imkan hazırlaması beklenen siyasiler, işi yokuşa sürüyorlar.
TCK taslaklarında, kurs açmaya 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyorlar.
5. sınıfı bitirmeyenler Kur'an kurslarına sokulmuyorlar.
Bir biçimde yolunu bulup kapak atmış çocuklar varsa, 3-5 gün sonra kurslardan kapı dışarı ediliyorlar.
Yazı İşleri Müdürümüz İbrahim Berk, hafta içinde bu hüznü yaşadı. Mağdur velilerden biri de o.
3. sınıfa giden kızcağızı Hilal'ini camiden eve geri göndermişler; neymiş efendim, müfettişler gelecekmiş, yasakmış? Mış, mış, mış.
5'i bitirmemiş binlerce çocuk bu halde mahzun, garip, kurs öksüzü...
Halbuki o yaşlardaki çocuklar, cami ve kurs eğitimini farklı eğlence olarak algılayarak zevkle sürdürüyorlar. Kur'an surelerini yüksek sesle tekrarlaya tekrarlaya oynaya zıplaya ezberliyorlar.
Bu imkanlardan mahrum bırakılan mevzuat kurbanı çocuk ne yapacak; ya reklam filmlerinin sözlerini, ya hoppala-zıppala klipleri, ya şarkıları, ya da medyatik ritmleri hafızasına nakşedecek.
Bu küçük yaştakilerin garip hali.
Lise çağını aşmış lakin yolu yaz kurslarına veya camilere uğramamış gelinlik kızlar, damatlık gençler ve olgun yaştaki insanlar ne yapsın? Onların işi daha zor.
Yüreklerindeki ilahi aşkı tüketmemiş olanlar, bu olup bitenleri gören duyarlı insanlar, bazı emekli imamlar, dinini namusu bilen kimi yaşlılar, bari evimizde bir saat yahut apartmanın şu dairesinde, şu misafirhanesinde bir-iki saat elif-ba okuyalım, okutalım, abdesti, namazı guslü öğretelim, öğrenelim diyerek bir araya kümeleniyorlar. Sen misin bunu yapan; derhal derdest ediliyorlar.
Hafta başında Ankara Pursaklar'da Mimar Sinan mahallesinde böyle bir yere baskın yapılıyor. Emekli bir imam, bir apartman dairesinin giriş katında 30-35 çocuk ve gence elif-ba, abdest gusül, namaz öğretiyor; vay sen misin bunu yapan? Büyük bir irtica yuvası dağıtılıyor.
Ücret alınmadığı tespit ediliyor. Emekli imam yetkisiz eğitim veriyormuş? İlgililer, savcılığa sevk ediliyor.
AKP hükümeti, yeni TCK taslağında başörtülüye 1 yıl, çoluk-çocuğun akraba-i taallukatına, komşusuna elif-ba öğretmek için kurs açana 3 yıl hapis cezası öngörebiliyor.
En Müslüman diye bilineninin yaptığı iş bu? Gerisini siz hesap edin.
Müslüman mahallesinde papazlar ve diyalogcu namıyla yerli-gizli papazlar ise cirit atıyor. Müslüman mahallesinde 30 bini aşkın kilise ev açıyor?
Bugüne kadar en Müslüman gibi görünen politikacıların yaptıkları işler bunlar ise; vatanın, milletin, devletin ve dinin gerçek sahipleri ellerini oğuşturup bir kenarda mı otursunlar, siyasete bulaşmayalım deyip mukaddes vatanı Haçlı'ya ve onların aymaz sevdalılarına mı terk etsinler?
Bu, çok ama çok kronik bir vurdumduymazlık olur?
Bırakın onu bunu; sadece, "kendi mukaddes vatanında cami kapısından çevrilen şu garibim çocuklar aşkına" bile bu işlerle bütün kudretimizle ilgilenmek şart...
Ne dersiniz a dostlar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019