"Âyetlerimiz konusunda, haktan sapanlar bize gizli kalmazlar. Şimdi söyleyin bakalım: Cehenneme atılmak mı iyidir, yoksa kıyamet günü büyük duruşmaya tam bir güven içinde gelmek mi? İstediğinizi yapın, çünkü O, bütün yaptıklarınızı görmektedir." (Fussilet: 40).
Günü yaşayan, günlük yaşayan, günü kurtarma peşinde koşan bugünün Müslümanı ne yazık ki kendisini bekleyen "özel günlere" hazırlanma şuurundan çok çok uzaklardadır.
"Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağırışıp çağırışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur." (Mü'min: 32-33).
Aşırı derecede maddileşen, yegâne sermayesi olan ömrünü tamamen madde peşinde tüketen, uykudan arta kalan vakitlerini "maişet derdi" ile harcayan kitleler dünya telaşına daldıkça "büyük duruşma" şuurunu kaybetmektedirler.
Hayat Kitabına, hayat rehberine, ışık kaynağına yakından bakmadıkları, bakamadıkları için, dünyayı ahirete tercih etmenin bir küfür alameti sayıldığından bihaber yaşamaktadırlar:
"O kâfirler, dünya hayatını âhirete tercih ederler, Allah yolundan alıkoyarlar ve onun yolunu eğri göstermek isterler. İşte onlar uzak bir sapıklık içindedirler."
Günde beş vakit kıldıkları her namazın sonunda, namazın içinde, kıbleden ayrılmadan "dünyada da ahirette de güzellik" (Bakara:201) talep eden günümüz Müslümanının bütün himmeti, bütün gayreti ve bütün mesaisi dünyaya ve dünyalık toplamaya yöneliktir.
Dünya hırsı, dünya tamahı, daha çok kazanma düşüncesi ne yazık ki Allah'ın koyduğu sınırları aşmalarına, helal-haram sınırlarından taşmalarına sebep olmaktadır.
Allah'ın koyduğu sınırlara dikkat hususunda uyarılanların, uyarıldıkları halde dikkate almayanların, kulak vermeyenlerin, başlarını çevirenlerin ve sırt dönenlerin akıbetlerinin felaket olacağı da yine ellerindeki apaçık ayetlerde açıklanmaktadır:
"Azâbımız, bulundukları topraklara ansızın indiğinde, sorumluluk, hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların, uyarıya kulak asmayanların hali, sabahı, ne kötü olur." (Saffat: 177).
Günü yaşayan, günlük yaşayan, günü kurtarma peşinde koşan bugünün Müslümanı ne yazık ki kendisini bekleyen "özel günlere" hazırlanma şuurundan çok çok uzaklardadır.
"Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağırışıp çağırışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur." (Mü'min: 32-33).
Aşırı derecede maddileşen, yegâne sermayesi olan ömrünü tamamen madde peşinde tüketen, uykudan arta kalan vakitlerini "maişet derdi" ile harcayan kitleler dünya telaşına daldıkça "büyük duruşma" şuurunu kaybetmektedirler.
Hayat Kitabına, hayat rehberine, ışık kaynağına yakından bakmadıkları, bakamadıkları için, dünyayı ahirete tercih etmenin bir küfür alameti sayıldığından bihaber yaşamaktadırlar:
"O kâfirler, dünya hayatını âhirete tercih ederler, Allah yolundan alıkoyarlar ve onun yolunu eğri göstermek isterler. İşte onlar uzak bir sapıklık içindedirler."
Günde beş vakit kıldıkları her namazın sonunda, namazın içinde, kıbleden ayrılmadan "dünyada da ahirette de güzellik" (Bakara:201) talep eden günümüz Müslümanının bütün himmeti, bütün gayreti ve bütün mesaisi dünyaya ve dünyalık toplamaya yöneliktir.
Dünya hırsı, dünya tamahı, daha çok kazanma düşüncesi ne yazık ki Allah'ın koyduğu sınırları aşmalarına, helal-haram sınırlarından taşmalarına sebep olmaktadır.
Allah'ın koyduğu sınırlara dikkat hususunda uyarılanların, uyarıldıkları halde dikkate almayanların, kulak vermeyenlerin, başlarını çevirenlerin ve sırt dönenlerin akıbetlerinin felaket olacağı da yine ellerindeki apaçık ayetlerde açıklanmaktadır:
"Azâbımız, bulundukları topraklara ansızın indiğinde, sorumluluk, hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların, uyarıya kulak asmayanların hali, sabahı, ne kötü olur." (Saffat: 177).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024
- Utanmayı unutmuş bir İslam dünyası / 13.11.2024
- Özlüyoruz / 12.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024
- Utanmayı unutmuş bir İslam dünyası / 13.11.2024
- Özlüyoruz / 12.11.2024