Bunun adı U dönüşü değil başka bir şey!

Ülkemiz iktidarı ve Meclis çoğunluğuna sahip partisi hala Meclis'te ama bizler hala yürütmeyi değil de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yazıyor, çiziyor, konuşuyoruz. Hâlbuki icraat yani yürütme makamı hükümettir. Gerçi icraatlarını iyi de yapıyorlar. Cumhurbaşkanı karar veriyor, yürütme makamı ise kararın gereklerini yerine getiriyor, gerekçelerini halka anlatmaya çalışıyorlar? Geçen haftanın en çok sorulan sorusu; Erdoğan niçin bir anda U dönüşü yaptı, sorusuydu. Bunun adı U dönüşü filan değil. Kadim dostlarının serbest bıraktığı alanda seyirciye oynamaktır. Erdoğan'ın seyirciye oynadığı günlerde batı medyası iyice alan açıyordu. Yandaş medyada fırsattan istifade milletimize holiganlık yapıp, alkışlatıyordu? New York Times, "Erdoğan'ın tehlikeli oyunu" başlığıyla Türkiye'nin IŞİD'le "mücadele etmeyi reddetmesinin" Kürtlere zarar verdiğini vurguluyordu!Le Monde, gazetesi "Kobani: Türkiye'nin suçu" başlığı atıyor, New York Daily News ve Washington Post gazeteleri de Türkiye'ye demediklerini bırakmıyordu. En ilginç vurgulardan biri yine New York Times gazetesinden geliyordu. New York Times makalesinde, sınırın gerisinde bekletilen tanklara tahammül edemediklerini, neden IŞİD'e saldırmadıklarını eleştiriyorlar ve keskin bir vurgu yapıyorlardı; "Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir zamanlar Müslüman dünyasına liderlik etmeyi hedefliyordu. Şu anda bölgedeki krizde, lider dışında her şey oldu" diyordu?İkinci vurgu ise "Erdoğan'ın davranışları NATO müttefikine hiç yakışmıyor. Erdoğan, Esad'ı devirmeye o kadar meraklıydı ki, IŞİD ve diğer örgütlerin militanlarının, silahlarının ve gelirlerinin Türkiye üzerinden geçişine izin verdi" yorumuydu. Batı medyasının ortak vurgusu ise Türkiye'nin, IŞİD konusunda eylemsizliğinin ABD'yi rahatsız ettiği, Türkiye'nin sınırında bağımsız bir bölge istemediği, Erdoğan'ın her ne kadar "Bizim için IŞİD ne ise PKK da odur" açıklamasının doğru olmadığı ve Ankara'nın hala IŞİD'i, Kürtlere tercih ettiği, şeklindeydi?Al sana geniş alan. Bol bol top çevir. Öylede oldu. "Kara harekâtına karşıyız? IŞİD unsur? Esad'a karşı savaşanlara her türlü desteği veriyoruz? Ortadoğu'ya huzuru biz getireceğiz" vs. Medya holiganları zaten milletimiz içerisinde, gazı verdikçe veriyorlardı; "Erdoğan dünyaya kafa tutuyor? Bildiği yoldan şaşmıyor, ümmetin lideri?" vs, vs?Ve Erdoğan deplasmana (ABD'ye) gidiyor. Alan daraltılmış, markaj sertleşmişti. Yakın markajdan olsa gerek! "Kara harekâtı yetmez? Kâfir IŞİD? Barış için ne yapılması gerekiyorsa biz hazırız?"Tabi seyirci (millet) "daha dün şöyle konuşuyordu, bugün tam tersine konuşuyor?" şokunda. Tabi hemen holiganlar (yandaş medya) devrede; Fotomontajla BM genel kurulu dopdolu? Darbecinin masasına oturmadı. Teröre, teröriste taviz verilmeyecek? PYD de, PKK gibi terör örgütüdür? Beşar ya gidecek, ya gidecek? Yoksa ben yoğum?" Sonuçta seyirci yine kıvama getirildi; sen çok yaşa? Canım feda olsun sana?Derken ABD, PYD için terör örgütü değildir, dedi. Sayın Erdoğan ise "Amerika'nın bu tavrını anlamış değilim?" diyordu. Aylarca Alevi Kürtlerinin katliamına sessiz kalan Yahudi Barzani bir anda Kobani'ye yardım kararı aldı. Nasıl olacaktı bu?  Peşmergelerin, Türkiye üzerinden PYD'ye yardım etmek için geçişi sağlanacaktı. Anlaşmalar ise çoktan yapılmıştı bile. Erdoğan'ın tesellisi ise ülkemizden devlet güvencesiyle, askerimizin gözüne bakarak geçecek olan PKK'nın kadim dostlarının sayısında indirim yapılmış olmasıydı? Ey Türk Milleti! Bu kaçıncı U dönüşü! Bu kaçıncı girdiğin şok! Yıllardır Ortadoğu'da oynanan oyunu ve nihai hedefi bin bir örnekle, bin bir taklayla anlatmaya çalışıyoruz. Çık artık şu şoktan, kendine gel? Ayağa kalk Türk Milleti? Ayağa kalk?* * *B. Arınç, Öcalan'a sekretarya ve Öcalan'ın devlet maaşlı sekreterlerinin açıklamalarına çok kızmış olacak ki! "Siz kimsiniz yahu" diyor. Yani başka birisi "siz kimsiniz" dese inandırıcı olabilir. Ama bunu Arınç diyorsa "one münit" derim. Sayın Arınç! Öcalan, eski lideriniz ve şimdilerde üzerinizdeki gölgeniz Erdoğan'ın "sayın" lütfüne mazhar olmuş, şeref ve namusa rağmen masada muhatap aldığınız, Meclis'te mesajını okuttuğunuz, her fırsatta devletimizi, yattığı malikâneden tehdit etme cüretkârlığına eriştirdiğiniz kişi? Hatırladınız mı!* * *Jandarmanın, İçişleri Bakanlığı'na bağlanma konusundaki sorulara sinirlenen İçişleri Bakanı Ala, "siyaset kötü bir şey mi" diye soruyor. Sonra kendisi siyaseti tanımlıyor; "Siyaset (biz) ne dersek odur?"Ha! Siyaset kötü bir şey değildir. Adamın elinde rahmet olur, millete yağar. Zalim elinde ateş olur, milleti yakar. Jandarma İçişlerine bağlanırsa ne olur? Hani Hatay'da bir vekil oğluna mı yoksa arkadaşına mı ne! Bir polis memuru kimlik sormuş ve sorulan kişi içerlenmişti. Sonra karakoldaki polisler tek tek sıraya dizilerek, o malum kişilerce teşhis ettirilmeye çalışılmıştı. İşte yarın Jandarmada İçişlerine bağlandı mı, bu sahneleri hemen her gün göreceğiz. Tayin ve rütbelerde torpili konuşacağız. Senin jandarman, benim jandarman tartışmaları yapacağız?