Hükümet, seçimlerden önce tam gaz uyguladığı "seçim ekonomisini" finanse etmek için seçimlerden hemen sonra vergilerde çok yüksek artışlar yaptı.
Bu durum ister istemez rahmetli Özal'ın "Seçimlerden önce zam yapacak kadar enayi değilim" sözünü hatırlattı.
Hükümette adeta "Seçimden önce ağır vergiler koyacak kadar enayi değilim" demek istedi.
5 yıllık bir yasama dönemini 60 ay olarak kabul edersek "59 Ayın Sultanı" olan seçim dönemi geride kaldığına göre artık bu seçimlerin maliyetini halktan adeta hunharca çıkartmanın vakti zaten gelmişti.
Hükümet bol keseden vaatler verip özellikle EYT ve memur maaşlarına zam konusunda herhangi bir kaynak bulmadan hesapsız harcamalar yaptı.
Şimdi ödeme sırası seçmene geldi.
Hükümet sadece zam, vergi ve ceza kaynaklarına sahip olduğunu bir kere daha gösterdi.
Vergi teorisinde önemli bir kural vardır.
Vergi oranlarını arttırmak ile vergi tahsilatı arasında ters bir orantı mevcuttur.
Yani vergi oranlarını belli bir eşikten sonra arttırdığınız zaman vergi tahsilatı artmıyor azalıyor.
Bu düşünceyi ispatlayan yüzlerce vergi barışı yapıldı. Bu kafayla yapılmaya da devam edilecek.
Çünkü hükümetler yüksek vergileri tahsil edemeyince affetmekten veya yapılandırmaktan başka bir çarede bulamıyorlar.
Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nde özellikle tüketim ve üretim üzerinden alınan vergilerin ekonomiyi ciddi anlamda sarstığını ortaya koyan önemli düşünceleri dikkatle okunmalıdır.
"Ülkemizde KDV olarak bilinen vergi buna örnek olarak gösterilebilir. Dünyada dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payı artarken direkt vergi gelirlerinin payı azalmaktadır.
Dolaylı vergi demek toplumun en fakiri ile en zengin bireylerinden aynı miktarda vergi almak demektir. Örneğin bir ekmek alırken toplumun en zengin bireyiyle en fakirinin o ekmek için devlete verdiği vergi aynıdır. Dolaylı vergi uygulamalarının zaman içerisinde oransal olarak da artarak devam ediyor olması hem gelir dağılımındaki adaletsizliği artırmakta hem de dar gelirli kesimden adil olmayan bir şekilde alınan bu paralar onların tüketim kabiliyetini iyice azaltmaktadır. Tüketimin azaldığı toplumlarda ise buna bağlı olarak stok artışı, üretim azalmasına ek olarak işsizliğin artması gibi ekonomideki temel parametreler bozulmaktadır.
Liberal kapitalist modellerin vergi ile ilgili en belirgin uygulamalarından biri de ikili vergi sistemidir. Sermayenin elde ettiği kârdan alınan vergi ile emeğin kârından alınan vergi bir değildir.
Spekülatif hareketlerle elde edilen kârdan, faizden, borsadan ve bono tahvil piyasalarından elde edilen kârlardan ya hiç vergi alınmamakta ya da çok az miktarda alınmaktadır. Oysa üretimden, ticaretten ya da hizmetten elde edilen kârlardan alınan vergiler son derece yüksektir. İkili vergi uygulamalarının dünya ekonomisi üzerinde ciddi tahribatlar yaptığı ortadadır. Bireyleri çalışarak kazanma yerine para ile para kazanmaya yönelten bu uygulama hem gelir dağılımında dengesizliğe sebep olmakta hem de işsizliği artırmaktadır."
Seçim sonrası vergileri yapılan inanılmaz artışlardan sonra muhalefet cephesi adeta sus pus oldu.
Bu konuda en anlamlı tepkiyi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş verdi.
Hüseyin Baş, Twitter hesabından yaptığı açıklamada:
"Vergi zamlarının sebebi vatandaşa yapılan hizmetler" diye propaganda yapacak kadar aşağılık ve aciz bir siyaset izliyor iktidar yanlıları. Yüzsüzlük nedir diye sorsan bunu gösteririm."
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024