Türkiye dış politikada yanlış üstüne yanlış yapıyor.
Birkaç yanlış belki Türkiye’ye zarar vermez, bir şekilde telefi edilebilir ama bu yanlışlar periyodik hale gelmişse Türkiye’yi bitirebilir.
BOP projesinde rol almamız büyük bir yanlıştı.
Bu yanlışa tam gaz devam ediyoruz.
Dinlerarası diyalogda taşeron olmamız yanlıştı.
Bu yanlışa da devam ediyoruz.
Medeniyetler arası ittifak projesine ortak olmamız da yanlıştı.
Eş başkanlık süreci devam ediyor.
Arap Baharı’nda kullanılmamız da yanlıştı.
Bu yanlıştan da vazgeçmiş değiliz.
Füze kalkanına ev sahipliği yapmamız yanlıştı.
Kürecik’teki radar istasyonu harıl harıl çalışıyor.
Anlayacağınız Türkiye’nin dış politikada yaptığı yanlışları say say bitiremiyoruz.
Şimdi bu yanlışlara bir yenisi daha ekleniyor.
Nedir o?
Suriye ve İran’dan gelebilecek füze tehditlerine karşı Türkiye, NATO’nun füzeleriyle korunacakmış.
Sovyet tehdidine karşı üye olduğumuz NATO şimdi bizi Müslüman ülkelerden gelen tehditlere karşı sözde koruyacakmış!
Dikkatinizi çekti mi, AKP hükümetinin dönüştürdüğü Türkiye şimdi İslam ülkelerini kendine tehdit olarak algılıyor.
Türkiye AKP hükümetiyle tanışmadan önce tehdit algılamalarımız çok farklıydı.
Ermenistan, Yunanistan gibi ülkeler Türkiye tarafından tehdit olarak algılanabiliyordu.
Ama İran ve Suriye gibi ülkelerden ülkemize füze saldırılarının yaşanması kesinlikle beklenmiyordu.
Ama şimdi bu iki İslam ülkesinden Türkiye’ye gelebilecek saldırılara karşı Haçlı NATO’dan medet umuyoruz.
Bugün Suriye ve İran’dan Türkiye’ye karşı böyle bir saldırı ihtimali var mı?
Bence yok.
Çünkü Türkiye, Suriye’den kimin attığı belli olmayan sınırlarımız içerisine düşen top mermilerine misliyle ve hedef gözeterek cevap verdiği halde Suriye, Türkiye’ye kesinlikle karşılık vermedi.
Bu konjonktürde Suriye ve İran’ın Türkiye’yi tehdit ettiğini kesinlikle söyleyemeyiz.
Ortada bir tehdit varsa o da Türkiye’den bu iki İslam ülkesine yönelen tehdittir.
Burada asıl cevaplanması gereken soru şudur? Suriye ve İran’dan Türkiye’ye yönelik bir tehdit şu an itibarıyla yoksa Türkiye bu hazırlığı neden yapmaktadır?
Bu soruya verilecek cevap Türkiye’nin bundan sonra atacağı adımlarla ilgilidir.
Füze kalkanını Kürecik’e yerleştirerek, Arap Baharı ve BOP gibi projelerde taşeron olarak komşu ülkelerin güvenliğini tehdit eden Türkiye, çok daha tehlikeli adımlar atmayı planlıyor olabilir.
Bundan sonraki dönemde Haçlı projelerin taşeronluğu konusunda Türkiye’nin atacağı adımların başta İran ve Suriye olmak üzere birçok İslam ülkesini rahatsız edeceği bilindiği için mi bu hazırlıklar yapılıyor olabilir.
Türkiye bu yanlışlara bir son vermeli.
Yoksa batılılar kullanıp kullanıp AKP hükümetini delikten aşağıya süpürmeye karar verdiklerinde ayıkmak için çok geç kalınmış olacaktır.
Birkaç yanlış belki Türkiye’ye zarar vermez, bir şekilde telefi edilebilir ama bu yanlışlar periyodik hale gelmişse Türkiye’yi bitirebilir.
BOP projesinde rol almamız büyük bir yanlıştı.
Bu yanlışa tam gaz devam ediyoruz.
Dinlerarası diyalogda taşeron olmamız yanlıştı.
Bu yanlışa da devam ediyoruz.
Medeniyetler arası ittifak projesine ortak olmamız da yanlıştı.
Eş başkanlık süreci devam ediyor.
Arap Baharı’nda kullanılmamız da yanlıştı.
Bu yanlıştan da vazgeçmiş değiliz.
Füze kalkanına ev sahipliği yapmamız yanlıştı.
Kürecik’teki radar istasyonu harıl harıl çalışıyor.
Anlayacağınız Türkiye’nin dış politikada yaptığı yanlışları say say bitiremiyoruz.
Şimdi bu yanlışlara bir yenisi daha ekleniyor.
Nedir o?
Suriye ve İran’dan gelebilecek füze tehditlerine karşı Türkiye, NATO’nun füzeleriyle korunacakmış.
Sovyet tehdidine karşı üye olduğumuz NATO şimdi bizi Müslüman ülkelerden gelen tehditlere karşı sözde koruyacakmış!
Dikkatinizi çekti mi, AKP hükümetinin dönüştürdüğü Türkiye şimdi İslam ülkelerini kendine tehdit olarak algılıyor.
Türkiye AKP hükümetiyle tanışmadan önce tehdit algılamalarımız çok farklıydı.
Ermenistan, Yunanistan gibi ülkeler Türkiye tarafından tehdit olarak algılanabiliyordu.
Ama İran ve Suriye gibi ülkelerden ülkemize füze saldırılarının yaşanması kesinlikle beklenmiyordu.
Ama şimdi bu iki İslam ülkesinden Türkiye’ye gelebilecek saldırılara karşı Haçlı NATO’dan medet umuyoruz.
Bugün Suriye ve İran’dan Türkiye’ye karşı böyle bir saldırı ihtimali var mı?
Bence yok.
Çünkü Türkiye, Suriye’den kimin attığı belli olmayan sınırlarımız içerisine düşen top mermilerine misliyle ve hedef gözeterek cevap verdiği halde Suriye, Türkiye’ye kesinlikle karşılık vermedi.
Bu konjonktürde Suriye ve İran’ın Türkiye’yi tehdit ettiğini kesinlikle söyleyemeyiz.
Ortada bir tehdit varsa o da Türkiye’den bu iki İslam ülkesine yönelen tehdittir.
Burada asıl cevaplanması gereken soru şudur? Suriye ve İran’dan Türkiye’ye yönelik bir tehdit şu an itibarıyla yoksa Türkiye bu hazırlığı neden yapmaktadır?
Bu soruya verilecek cevap Türkiye’nin bundan sonra atacağı adımlarla ilgilidir.
Füze kalkanını Kürecik’e yerleştirerek, Arap Baharı ve BOP gibi projelerde taşeron olarak komşu ülkelerin güvenliğini tehdit eden Türkiye, çok daha tehlikeli adımlar atmayı planlıyor olabilir.
Bundan sonraki dönemde Haçlı projelerin taşeronluğu konusunda Türkiye’nin atacağı adımların başta İran ve Suriye olmak üzere birçok İslam ülkesini rahatsız edeceği bilindiği için mi bu hazırlıklar yapılıyor olabilir.
Türkiye bu yanlışlara bir son vermeli.
Yoksa batılılar kullanıp kullanıp AKP hükümetini delikten aşağıya süpürmeye karar verdiklerinde ayıkmak için çok geç kalınmış olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024