Bu vatan kimin?

İdrak ettiğimiz Berat Kandili hepimize mübarek olsun. Mübarek gün ve geceleri kutlayabildiğimiz için çok şanslıyız. Allah Ramazan ayına ve bayramlara erişmeyi de nasip eylesin. 

Kıymetli dostlar yaşadığımız günlerin kıymetini de bilmeliyiz. Bugünlere nasıl gelindiğini unutmamalıyız. Çocuklarımızla, büyüklerimizle akşam olduğu zaman evimizde görüşebiliyoruz, oturup yemek yiyoruz, çay içiyoruz, televizyon seyrediyoruz, namazımızı kılabiliyoruz. Bütün bunları yapabiliyorsak Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının şanlı mücadelesine borçluyuz. 

Zira memleketimizde bugünleri yaşayamadığımız zaman dilimleri de ne yazık ki oldu. İzmir işgale uğradığı zaman İzmir halkı yukarıda bahsettiğim gibi yaşayamamıştı. Yunan askerleri karaya ayak bastığı zaman yaşa Venizelos demediği için Süleyman Fethi Bey süngü darbeleriyle şehit edilmişti. Karaya ayak basan işgalci yunan kuvvetlerine ateş ettiği için Hasan Tahsin şehit edilmişti. Bir akşam vakti Türk hanesinin kapılarını kırarak içeriye giren yunan askerleri yani işgalci güçler aileye/ailemize rahat vermeyerek işgalin ne demek olduğunu bize göstermişti. Şerife Bacı cepheye mermi taşırken mermilere zarar gelmesin diye soğuk havada kendi üzerinde olması gereken/çocuğunun üzerinde atması/sarması gereken örtüyü battaniyeyi top mermilerinin üzerine örtmüştü ve bu şekilde şehit olmuştu. 

Kısakürekzade Şahap, Etlioğlu Ahmet Duran, Çuhadar Ali, Fındıklıoğlu İbrahim, Sait Yalçın, Bombacı Ahmet, Şekerci Ökkeş Kurtuluş Savaşı'mızın çocuk kahramanlarıdır. Kurtuluş Savaşı'nın 15'lileridir. Çocuk denecek yaşlarda devleşmişler ve Anadolu'nun ebedi Türk yurdu olması için uğraşmışlardır. 

Camide namaz kılmak için bekleyen cemaati, düşman bayrağı dalgalandığı sürece namaz kılınmaz diyerek bağımsızlık ruhumu ateşlemişti. Şahin Bey bir şahin gibi düşman üzerine atıldığı için Şahin Bey unvanını almıştı. 

Sütçü İmam Fransızların ve Ermenilerin taşkınlıklarına gerektiği gibi cevap vermişti ve muhtaç oldukları kudreti damarlarındaki asil kanda bulmuşlardı. Ne güzel demiş Orhan Şaik Gökyay: 

Bu vatan toprağın kara bağrında,

Sıradağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda,

Kendini tarihe verenlerindir…

İleri atılıp sellercesine

Göğsünden vurulup tam ercesine,

Bir gül bahçesine girercesine,

Şu kara toprağa girenlerindir…"

Kıymetli dostlar vatan hepimizindir. Bunun için vatanımıza en iyi şekilde hizmet etmek her Müslüman-Türk vatandaşının görevidir. Polisimizle, askerimizle sivilimizle hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güçlü olması için çalışmalıyız.

Ordumuz, polisimiz güçlü olsun, ekonomimiz güçlü olsun, teknolojinin son ürünlerini kullanabilelim, hiçbir vatandaşımız hiçbir çocuğumuz aç gezmesin, cebinde parasız gezmesin, çocuğunu okutmak için sıkıntıya düşmesin. 

Bütün bunların yapılabilmesi hiç de zor değil yeter ki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ait olan Milli Ekonomi Modelini uygulayalım. Bunu uygulayacağım-yapacağım-çözüm bendedir diyen Sayın Hüseyin Baş'a yeter ki kulak verelim.