Bilmem kaç kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum bir bebek katilinden iktidar ortağı üretmek, sabah-akşam oluşturduğunuz bu padişahın fermanlarını yayınlamak, yayınlatmak ancak sizin yapabileceğiniz bir işti doğrusu.
Bu utanç sizin yedi sülalenize yeter.
En baştan başbakandan başlayıp en ücra mahalle teşkilatlarınıza kadar şöyle bir kardeş payı yapsanız inanın ki çeyreğini bile dağıtamazsınız, o kadar dünya dolusu bir utanç…
Sözcüleriniz-sazcılarınız, cümle kalemşorlarınız ne kadar lügat parçalarsalar parçalasınlar artık mızrak çuvala sığmıyor.
İktidarınızın gözetiminde, denetiminde ve dahi izini ile adalardan bir ada olan İmralı’ya heyetler gidiyor, milletin vergisinden maaş alan ve kırmızı plaka ile dolaşan vekiller gönderiliyor, ardından kamera ordusu ile karşılanıyor ve bebek katilinin fermanları tek tek okutuluyor.
Sizin haberiniz yoksa, izniniz yoksa o zaman afedersiniz siz bu ülkede necisiniz?
Sizin planınız dahilinde bütün bu işler kotarılıyorsa, bir soru daha, pardon sizin mesleğiniz neydi?
Şimdi de tuttunuz bir çok ilimizde bebek katilinin özgürlüğünü talep eden mitinglere izin veriyorsunuz.
Aklını peynir ekmekle yemiş bir iktidarın bile aklına getiremeyeceği bir uygulamaya imza atıyorsunuz.
Adına barış süreci dediğiniz bir süreçte, bin yıldan beri kardeşçe yaşamış, komşuluk yapmış, hısım akraba olmuş kitleleri sudan sebeplerle karşı karşıya getiriyorsunuz.
Bizim vergilerimizden maaş alan, kırmızı plakalarla dolaşan sözde vekiller gittikleri illerde, çıktıkları kürsülerde kitlelere nefret tohumları saçıyorlar, kin kusuyorlar.
Hiç kusura bakmayın bu utanç tablosu sizin yedi sülalenize yetecek ve hatta artacak bile.
Yarın torunlarınız, torunlarınızın torunları bu gün bu ülkeye, bu vatana ve bu millete yaşattığınız utançlardan ötürü başları eğik gezecekler.
Bu rezaleti savunanlar, bu dağlar kadar utançtan size de pay düşecektir.
Hepinizin yedi sülalesi hissedardır, unutmayın.
Bu utanç sizin yedi sülalenize yeter.
En baştan başbakandan başlayıp en ücra mahalle teşkilatlarınıza kadar şöyle bir kardeş payı yapsanız inanın ki çeyreğini bile dağıtamazsınız, o kadar dünya dolusu bir utanç…
Sözcüleriniz-sazcılarınız, cümle kalemşorlarınız ne kadar lügat parçalarsalar parçalasınlar artık mızrak çuvala sığmıyor.
İktidarınızın gözetiminde, denetiminde ve dahi izini ile adalardan bir ada olan İmralı’ya heyetler gidiyor, milletin vergisinden maaş alan ve kırmızı plaka ile dolaşan vekiller gönderiliyor, ardından kamera ordusu ile karşılanıyor ve bebek katilinin fermanları tek tek okutuluyor.
Sizin haberiniz yoksa, izniniz yoksa o zaman afedersiniz siz bu ülkede necisiniz?
Sizin planınız dahilinde bütün bu işler kotarılıyorsa, bir soru daha, pardon sizin mesleğiniz neydi?
Şimdi de tuttunuz bir çok ilimizde bebek katilinin özgürlüğünü talep eden mitinglere izin veriyorsunuz.
Aklını peynir ekmekle yemiş bir iktidarın bile aklına getiremeyeceği bir uygulamaya imza atıyorsunuz.
Adına barış süreci dediğiniz bir süreçte, bin yıldan beri kardeşçe yaşamış, komşuluk yapmış, hısım akraba olmuş kitleleri sudan sebeplerle karşı karşıya getiriyorsunuz.
Bizim vergilerimizden maaş alan, kırmızı plakalarla dolaşan sözde vekiller gittikleri illerde, çıktıkları kürsülerde kitlelere nefret tohumları saçıyorlar, kin kusuyorlar.
Hiç kusura bakmayın bu utanç tablosu sizin yedi sülalenize yetecek ve hatta artacak bile.
Yarın torunlarınız, torunlarınızın torunları bu gün bu ülkeye, bu vatana ve bu millete yaşattığınız utançlardan ötürü başları eğik gezecekler.
Bu rezaleti savunanlar, bu dağlar kadar utançtan size de pay düşecektir.
Hepinizin yedi sülalesi hissedardır, unutmayın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025