Bu ülkede zor olan Türk olmakmış!

Baksanıza! Türk'üm, diyenler bile türlüğünü inkar süreci başlattılar. İnkarcılara diyecek lafım yok.

Ya sen kardeşim! Senelerce sokakları, 'şehitler ölmez vatan bölünmez' nidalarıyla inlettin. Tabut başın din, iman, vatan, edebiyatı yapan, şehit olmayı arzu ediyoruz, diye seni galeyana getirenleri alkışladın.

Hala aynı kişilerin peşine mi gidiyorsun? Eğer aynı yolda ise ya dün yalancıydı ya da bugün menfaatçisin. Ve mutlaktır 'Eyvah!" diyecek, "keşke falancayı dost edinmeseydim' (Furkan 28) ayetinin vurgusu.

Hepsi bir oldu

AKP-MH-DEM hepsi bir oldu. CHP'de dostlar halayda görsün havasında. Neymiş dertleri? Terörü bitireceklermiş, terörsüz Türkiye yaratacaklarmış, kardeşliği, barışı tesis edeceklermiş'.

Nasıl? Kürtlere hak vererek.

Nasıl bir hak vereceksiniz? Siyasi, dini, sosyal ve ekonomik özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırarak mı?

Evet, diyorsanız! Bizde isteriz. Yok, dil, vatandaşlık tanımı, süslü laflar ile eyalet sistemi, özerklik vs. ise bunun adı bölünmedir, Türkiye Cumhuriyetini bölmektir.

Sıra bizde mi?

2013 Irak Planlama Bakanlığı tahmini rakamlarına göre bu ülkede 3 milyondan fazla Türk var. Aynı bakanlığı verileri Kürt nüfusunun da bu civarda olduğunu ifade ediyor.

Ve o yıllarda bir planlı bir şekilde Türkler asimile edilmeye başlandı. Musul, Kerkük, Süleymaniye olmak üzere Türklerin yoğun olduğu illerdeki tapu dair yakıldı, geçmişe dair her belge yok edildi.

Bu aralar İmralı canisi hamilik yapan, bebek katiline iadeyi itibar sağlayan Devlet Bahçeli yaşanılanlara isyan ediyor ve Erdoğan'ı suçluyordu.

Irak'taki Türkler artık yerel yönetimlerde bile yok. Haklarında açıklama yapanda yok.

Suriye'deki Türkler

Hatırladınız mı? Bizzat Devlet Bahçeli ve Tuğrul Türkeş'in 'o, tırlar Türkmenlere gitmiyordu' dediği Türkmenler.

Sadece Bayırbucak bölgesinde 1 buçuk milyon olmak üzere Suriye'deki Türk nüfusu 3 ile 5 milyon arasında değerlendiriliyor. Kürt nüfusu ise 2 milyondan az. 

ABD'nin, AB'nin, İsrail'in derdi Kürtler. Ama Şara'nın derdi Kürtler. Hakan Fidan'ın da derdi Kürtler.

Geçen gün Şam'a giden Sayın Fidan aynen şu cümleleri kurdu: 'Suriye'deki yeni yönetime telkinimiz, Suriye Kürtlerinin haklarının verilmesi. Bu; Cumhurbaşkanımız için de Türkiye için de önemli'.

Hayırdır! Kürt salgını mı varda yakalandınız?

Türkler, Irak'ta devre dışı bırakıldı. Suriye'de bizzat dışlandılar.  Benim ülkemi yönetenler hala Kürtler, Kürtler diye ortalıkta poz veriyor.

Bizim ülkemizde Kürtler adına Kürtçülük yapanların ve AKP'li isimlerin öne çıkardıkları başlık ne? Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi.  Yani 'ademimerkeziyetçilik'.

Şam yönetiminin anayasal deklarasyonunu reddeden SDK yetkileri daha adil dağıtılması ve ademimerkeziyetçe bir yönetim sisteminin benimsenmesi için bildirinin yeniden yazılmasını talep ediyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise 'SDG'nin (PKK/YPG) Kurucu iradenin bu türden bir talimat vermesi önemli' diyor.

Toparlarsak

Irak'taki kanallarda ve bazı yerel kanalar ve de sosyal medyada video haber şu şekilde: 'Kurdistan'ın başkenti Amed'de, kadim surların gölgesinde meşalelerle kutlanan Newroz, Kürt Milleti tarafından büyük bir coşkuyla kutlandı.'

Bahçeli mi?

Son gelen seslere göre 'kurucu önder' tabirinden rahatsız olanlara sert çıkmış. Öcalan için "terörist başı" demiŞ. DEM Parti'yi selamlayıp: 'Terörsüz Türkiye'ye destekleri takdire şayandır, seferberliğimiz kutlu olsun' demiş. Gelen ses öyle diyor!

Birde İmamoğlu çıktı şimdi?

Bahçeli'ye mi özendi ne? Çıktı diyor ki; 'Kürtler 'bitti' diyene kadar Kürt sorunu vardır'.

Oy için bu kirli çarka girmeye değmez…

Terörsüz Türkiye yalanı

Başlığı bu şekilde attılar. İmralı canisi çağrı yapacak, terör bitecekti!

'Ne karşılığında bu süreci başlattınız? Öcalan'a ne vaat ettiniz' sorularını soran tek siyasi lider BTP Lideri Hüseyin Baş'tı.

Hiçbir söz hiç vaat verilmedi. Hiçbir anlaşma yok, dediler.

Şimdi PKK'nın dağdaki başlarından Cemil Bayık, "Türkiye eğer sürecin gelişmesini istiyorsa Önder Apo'nun çalışma koşullarını düzeltmesi gerekiyor. Özgür çalışması gerekiyor. İmralı sistemin lağvedilmesi gerekiyor. İşte o zaman bu çağrının gerekleri yerine gelir." dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan: "Siyasi ve hukuki düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Şimdi yeni bir hikâye yazma dönemindeyiz. Vatanseverim diyenler en fazla bu çağrıya sahip çıkmalıdır. Sayın Öcalan, demokratik mücadelesini özgür bir ortamda yürütmesi de artık bir zorunluluk…

Peki, iktidar bu süreçte ne yapacak? O konuda da toplumun, bizim de beklentimiz var. Çağrı yapıldı, örgüt yanıt verdi. Şimdi ne yapacaksınız sorusu ortada duruyor…"

Sizce ne yapacaklar?