Dünkü yazımızda, son günlerde yaşadığımız olaylar çerçevesinde, özellikle dış politika olarak nasıl bir teslim olunmuşluğun cenderesinde kıvrandığımızı dile getirmeye çalışmıştık.Her gün gelen şehit haberleriyle ülke gündemine oturan 'Kuzey Irak'a operasyon yapılmalı mı, yapılmamalı mı' sorusu üzerine sergilenen tavırlar bu 'teslimiyeti' apaçık bir şekilde ortaya koyuyordu.Başbakan 'güya' kükrüyor, kamuoyuna 'gereği yapılacaktır' mesajı veriyordu.Gerçi onlara göre 'gereği' de yapılıyordu.Nasıl?Nasıl olacak, ABD'nin çizdiği sınırlar içerisinde.Hepimiz biliyoruz ki; ABD'nin (tabii ki İsrail'in) en büyük hedefi; Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Doğu ve Ortadoğu coğrafyasını yeniden şekillendirmektir. Bu hedefi gerçekleştirirken de hiçbir pürüzün kendisini engellemesini istememektedir. Bütün pürüzler ortadan kalkmalıdır.Aslında millet olarak Türkiye ABD için en büyük pürüzdür. Ama ilginç olan bu milletin hükümetinin ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi hedefine 'payanda' oluşudur. ABD için bir diğer pürüz ise İran'dır. Büyük bir devlet geleneğine sahip İran, Ortadoğu'da ABD'ye tek kafa tutan ülke konumundadır ve en yakın hedeflerden biridir.Şimdi yine dönelim dünkü yazımıza. Yazımızın sonunda Abdullah Gül'ün İngiltere temaslarına değinmiş, 'BOP'un gerçekleşmesinde ABD'nin en büyük ortağı olan İngiltere'de PKK terörüyle ilgili nasıl bir destek alınacağını' sorgulamış ve bunun anlamının 'eşkıyadan medet ummak' olduğunu belirtmiştik. Ve yazımızın sonunda, hükümetin, 'çare adına' PKK probleminin kaynağı ülkelerle temas halinde olduğu bir konjonktürde İran'dan gelen bir çağrıdan söz etmiştik.İsterseniz şimdi o sese bir kulak verelim.Sesin sahibi İran'ın Ankara Büyükelçisi Firouz Devletabadi.Önemli şeyler söylüyor Büyükelçi: "ABD'nin hedefi Büyük Kürdistan'ı kurmaktır. Bu proje ancak Tahran-Ankara işbirliği ile durdurulabilir. Ve bu işbirliği 'askerden askere' olmalıdır."Hükümet üyelerimizin PKK terörüyle güya mücadele adına yürüttüğü bütün temaslar problemin kaynağı olan ülkelerdir; ABD'dir, İsrail'dir, AB ülkeleridir. Peki bu temaslardan İran neden nasibini almaz?Almaz çünkü, ABD güdümlü dış politikamızın esaslarına göre 'İran bizim için büyük bir tehdittir'.Bu notu da düştükten sonra Büyükelçi'nin ifadelerine devam edelim:"ABD etnik devletler kurma prensibiyle hareket ediyor. Bağımsız Kürt devletinin kurulması sonrasında Türkiye'den ve İran'dan parça koparmak ve bu devlete katmak politikaları da hissediliyor?Irak ve Kürt politikası konusunda Türkiye, İran ve Suriye ortak bir duruş sergilemeli. Eğer Türkiye-İran-Suriye arasında bu konuda bir boşluk olursa, ABD bu boşluğu doldurur? İran, Türkiye için tehdit değildir, asla da olmayacak. Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İran'ın Türkiye için tehdit olduğu, İncirlik'in hedef olacağı gibi yorumlar büyük yalandır ve psikolojik savaşın bir parçasıdır. PKK'ya karşı Tahran-Ankara arasında ortak mücadele yapılmalıdır. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız."Adam daha ne söyleyecek.ABD Büyükelçisi'nin fırçalarını hazmetmeye çalışanların nezdinde İran Büyükelçisi'nin bu ifadelerinin bir anlamı var mı acaba?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018