Erdoğan şovlarına devam ediyor. Önce Malatya ardından Eyüp'te Avrupa Birliğine rest çekiyor. Binlerce kişi çılgınca alkışlıyor.
Oysa az aklı olanlar, azıcık kafası çalışanlar bilir ki, Erdoğan sadece ve sadece tribünlere oynuyor. Hayır, diyorsanız, güç zehirlenmesi yaşıyor. Yok, yine hayır, diyorsanız Saddam sendromuna yakalanmış vaziyette.
Gelin hep beraber muayeneye girelim. Sayın Erdoğan, Avrupa Parlamentosuna hitaben, "vize konusunda bize şart koşanlar ilk önce o terörist çadırlarını kaldırsınlar." Restini koydu masaya.
Evet, Brüksel'de, AP binasının yanında PKK'nın çadırı var. Doğru. Peki, o çadıra (Oslo) heyet gönderen, PKK ile görüştüren kimdir? R. T. Erdoğan; "PKK ile görüşen arkadaşı ben görevlendirdim. Sıkıntısı olan bana söylesin." Kimmiş? R.T.E
Ey Malatyalı! Ey İstanbullu, Ey Türk Milleti! Bu sözler daha 400 şehit vermeden önce söylenmişti. Neden sıkıntını söylemedin? Sıkıntın gözyaşı oldu ama ellerin alkışa devam ediyor. Sen bilirsin!
Sayın Erdoğan (bilmem kaçıncı kez özür dileyeceği lafı ediyor); Ey AB, siz yolunuza, biz yolumuza." Yok, öyle. Bu kadar basit değil. Katolik Nikahı bu. Bitti, demenle bitmiyor.
Hatırlar mısın? "Bütün Müslümanları katletmek" için ant içen Papa'nın heykeli altında o imzaları atarken çok mutluydunuz. Sırf AB için Allah'ın (c.c) hükümlerinin karşısına hüküm koydunuz.
Türkiye'ye gelişiniz çok farklı olmuştu. İlk grup toplantısında (2004) "Önümüzde bir seçenek var, Türkiye'yi AB'ye ya sokacağız, ya sokacağız" diyordunuz. Yiğit olanın ağzından söz bir kere çıkar.
Meclis'in duvarları ağladı
Millet bazında getirisi çok ya! PKK kanalıyla AB'ye posta konulmaya çalışılıyor. Oysa posta TBMM'de, Milletimize konuldu. Erdoğan görmek istemediği için haliyle AKP'de görmedi, medyası da.
Ne mi olmuştu? Yolsuzluk, hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma, kamu alanlarını yandaşa peşkeş çekme vs. kısaca bu tip suçların değil sadece terör örgütüne sözcülük yapanların dokunulmazlıklarını kaldıralım gündemi yaşıyoruz.
Hemen soralım; Evet, her suçun farklı cezaları vardır, olmalıdır da. Ama suçluya göre kanun, ceza nerde görülmüştür? Yani devletin, milletin malını talan edenlere dokunma, devlete kurşun sıkanlara, sözcülerine dokun. Yok, böyle bir şey. Suç varsa cezada olmalı.
İşte bu suçlu seçiminin yapıldığı mecliste AKP ve HDP vekilleri kavgaya tutuştu. Hepsi antrenmanlı. Kavga sonrası HDP vekilleri PKK'nın gerilla marşının arasında "biji serok Apo" sloganlarıyla taş kesilmiş vicdanlarını bilmem ama meclis duvarlarını ağlattılar.
PKK marşının, Mecliste okuyanlar bu cesareti kimden aldılar? Bu sorunun cevabını iyi düşünün?
Ben, kendi cevabımı veriyorum. Artık AKP diye bir siyasi düşünce kalmadığı için Erdoğan'dan aldılar, diyorum. Çünkü bu milli olmayan iradeyi meşrulaştıran, milletin önüne çıkaran Erdoğan'dır. Hele hele "bu ülkede terör sorunu yoktur, Kürt sorunu vardır" (12 Ağustos 2005 - Diyarbakır konuşması) diyen Erdoğan, bugünlerin tek müsebbibidir.
Daha mı sebep istiyorsun?
Erdoğan, 27.12. 2010 tarihinde mecliste yaptığı konuşmada şöyle diyordu; "Ben bir Başbakan olarak Kürt sorununu savunuyorum ve savunmaya da devam edeceğim." HDP'liler de aynı iddiada.
Tatmin olmadın mı?
26 Eylül 2012'de Kanal 7'deki açıklamalarına bakanlım;
"Biz, kimsenin adım atmakta tereddüde düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net... Bu adımları da attık? Oslo'da olacaksa, Oslo'yla bunu yapalım. Onun içinde MİT müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri Hakan Beyle de aynı şekilde devam ettik."
Sen bunları hatırlamasız tabi! Sen, 'Ey AB! Sen ilk önce AP'nin yanındaki çadırı kaldır, sen yoluna, ben yoluma,' postalarını, 'PKK ile görüşen' şu dur, bu dur yeminlerini vs. hatırlarsın.
İşte gerçekleri hatırlamadığın için daha doğrusu işine geleni hatırladığın için bugün doğuda savaş var. Kilis adeta Gazze olmuş ve Meclis koridorlarında "biji serok Apo" sloganları atılıyor.
Oysa az aklı olanlar, azıcık kafası çalışanlar bilir ki, Erdoğan sadece ve sadece tribünlere oynuyor. Hayır, diyorsanız, güç zehirlenmesi yaşıyor. Yok, yine hayır, diyorsanız Saddam sendromuna yakalanmış vaziyette.
Gelin hep beraber muayeneye girelim. Sayın Erdoğan, Avrupa Parlamentosuna hitaben, "vize konusunda bize şart koşanlar ilk önce o terörist çadırlarını kaldırsınlar." Restini koydu masaya.
Evet, Brüksel'de, AP binasının yanında PKK'nın çadırı var. Doğru. Peki, o çadıra (Oslo) heyet gönderen, PKK ile görüştüren kimdir? R. T. Erdoğan; "PKK ile görüşen arkadaşı ben görevlendirdim. Sıkıntısı olan bana söylesin." Kimmiş? R.T.E
Ey Malatyalı! Ey İstanbullu, Ey Türk Milleti! Bu sözler daha 400 şehit vermeden önce söylenmişti. Neden sıkıntını söylemedin? Sıkıntın gözyaşı oldu ama ellerin alkışa devam ediyor. Sen bilirsin!
Sayın Erdoğan (bilmem kaçıncı kez özür dileyeceği lafı ediyor); Ey AB, siz yolunuza, biz yolumuza." Yok, öyle. Bu kadar basit değil. Katolik Nikahı bu. Bitti, demenle bitmiyor.
Hatırlar mısın? "Bütün Müslümanları katletmek" için ant içen Papa'nın heykeli altında o imzaları atarken çok mutluydunuz. Sırf AB için Allah'ın (c.c) hükümlerinin karşısına hüküm koydunuz.
Türkiye'ye gelişiniz çok farklı olmuştu. İlk grup toplantısında (2004) "Önümüzde bir seçenek var, Türkiye'yi AB'ye ya sokacağız, ya sokacağız" diyordunuz. Yiğit olanın ağzından söz bir kere çıkar.
Meclis'in duvarları ağladı
Millet bazında getirisi çok ya! PKK kanalıyla AB'ye posta konulmaya çalışılıyor. Oysa posta TBMM'de, Milletimize konuldu. Erdoğan görmek istemediği için haliyle AKP'de görmedi, medyası da.
Ne mi olmuştu? Yolsuzluk, hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma, kamu alanlarını yandaşa peşkeş çekme vs. kısaca bu tip suçların değil sadece terör örgütüne sözcülük yapanların dokunulmazlıklarını kaldıralım gündemi yaşıyoruz.
Hemen soralım; Evet, her suçun farklı cezaları vardır, olmalıdır da. Ama suçluya göre kanun, ceza nerde görülmüştür? Yani devletin, milletin malını talan edenlere dokunma, devlete kurşun sıkanlara, sözcülerine dokun. Yok, böyle bir şey. Suç varsa cezada olmalı.
İşte bu suçlu seçiminin yapıldığı mecliste AKP ve HDP vekilleri kavgaya tutuştu. Hepsi antrenmanlı. Kavga sonrası HDP vekilleri PKK'nın gerilla marşının arasında "biji serok Apo" sloganlarıyla taş kesilmiş vicdanlarını bilmem ama meclis duvarlarını ağlattılar.
PKK marşının, Mecliste okuyanlar bu cesareti kimden aldılar? Bu sorunun cevabını iyi düşünün?
Ben, kendi cevabımı veriyorum. Artık AKP diye bir siyasi düşünce kalmadığı için Erdoğan'dan aldılar, diyorum. Çünkü bu milli olmayan iradeyi meşrulaştıran, milletin önüne çıkaran Erdoğan'dır. Hele hele "bu ülkede terör sorunu yoktur, Kürt sorunu vardır" (12 Ağustos 2005 - Diyarbakır konuşması) diyen Erdoğan, bugünlerin tek müsebbibidir.
Daha mı sebep istiyorsun?
Erdoğan, 27.12. 2010 tarihinde mecliste yaptığı konuşmada şöyle diyordu; "Ben bir Başbakan olarak Kürt sorununu savunuyorum ve savunmaya da devam edeceğim." HDP'liler de aynı iddiada.
Tatmin olmadın mı?
26 Eylül 2012'de Kanal 7'deki açıklamalarına bakanlım;
"Biz, kimsenin adım atmakta tereddüde düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net... Bu adımları da attık? Oslo'da olacaksa, Oslo'yla bunu yapalım. Onun içinde MİT müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri Hakan Beyle de aynı şekilde devam ettik."
Sen bunları hatırlamasız tabi! Sen, 'Ey AB! Sen ilk önce AP'nin yanındaki çadırı kaldır, sen yoluna, ben yoluma,' postalarını, 'PKK ile görüşen' şu dur, bu dur yeminlerini vs. hatırlarsın.
İşte gerçekleri hatırlamadığın için daha doğrusu işine geleni hatırladığın için bugün doğuda savaş var. Kilis adeta Gazze olmuş ve Meclis koridorlarında "biji serok Apo" sloganları atılıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025