Erdoğan yandaş kanaldaki cevaplara göre hazırlanmış soruların birinde "ben, Türküm" dedi. Bunca yıldır "Türk" kavramından özellikle kaçan, ırkçılık sayan hatta ayaklar altına almaya kalkan, Türk ve T.C tabelalarına bile tahammül edemeyen Erdoğan neden "Türküm" dedi. Cevap çok açık; Yakında bayram yapmak istiyor, seyran yapmak istiyor. Artı sazan yakalamak istiyor. Erdoğan "Türküm" dedi, ertesi gün medyanın sözde karşıt kalemleri başladılar "ırkçı Erdoğan" söylemlerine. Birinci sazanlar oltadaydı. Sazan dedik ya! Birde Erdoğan yandaşı sazanlar vardı. Bugünlerde azan Ermeniler, Azerbaycan'a saldırıyor. Ve Erdoğan, Ermeni olmayı çirkinlik olarak tariflendiriyor. Yandaş sazanlar hemen oltada haykırıyor; İşte mücahit, işte kahraman, işte Ermenilere yıllardan beri denilemeyeni diyen lider? Haykırışındalar?Oysa gerçek Erdoğan'ın birinci cümlesinde apaçık ortada? Ne diyordu Erdoğan; "Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol?" Bu söz hayata geçirilmiş olsaydı şimdi bu satırlarda çok farklı şeyler okuyacaktınız. Ama Erdoğan ne olduğu gibi göründü ne de göründüğü gibi oldu. Daha geçen gün yazdım; Tarihimize, atalarımıza, namusumuza en zor zamanımızda ihanet eden Ermenilerin torunlarına Erdoğan başsağlığı diledi. "Çirkin" diye tanımladığı Ermeniler için Erdoğan, Müslüman Türk annelerimizin ırzlarına geçtikleri, tecavüz adası olarak isimlendirdikleri Van, Akdamar'da, senin paranla kiliselerini onardı. Bir seferliğine dedi, dördüncü ayinlerini yaptılar. Bu çirkin şeylere gümrük kapılarını açanda Erdoğan'dı. Erdoğan, değişik ortamlarda "ben, Gürcüyüm" demişti. Önemli mi? Hayır? Neden? Cevabını Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın ülkemizin her noktasında dile getirdiği şu söylemlerde? "? Hacı Bektaş-ı Veli'yle birlikte bir millet kimliği oluştu. Nedir bu kimlik? Bu kimlik bir medeniyettir, bir kültürdür, bir siyasettir, bir dindir. Yani İslam medeniyeti, İslam kültürü ve İslam siyaseti? Bunun içinde Kürt var, Laz var, Çerkez var, Boşnak var, Arap var, Süryani, Keldani, Yezdani var. Bunlar yoğruldu, yoğruldu, yoğruldu?Pişiren fırının adı Hacı Bektaş. Adı Türkoğlu Türk oldu. Bu kimliği bir ahali kelimesiyle tefsir etmek hiç mümkün değildir. Neden? Çünkü ahali kendi etnik kabiliyetlerini taşıyıp sadece onları temsil edenlerin adına denir. Kültür birliği, maneviyat birliği, siyaset birliği, din birliği olan insanların adına millet denir. Onun için bu coğrafyanın tek milleti, Türk milletidir. Türk milleti, Türkiyeli değildir, Türkiye Türk milletinindir?"Erdoğan'ın "Türklüğüne" gelirsek! Erdoğan, ırk olarak Türklüğünü ispat eder veya edemez. Hiç önemli değil. Türklük bir medeniyettir, bir buluşma, bir birleşmedir. Bundan dolayı Erdoğan bunca yıldır izlediği ve ortaya koyduğu icraatlar yüzünde asla Türk olamaz?Getir şu şarabı, alın aklımızı!Kıta, beyt tarif ve tartışmalarının yaşandığı şu günlerde Ömer Hayyam'dan bir dörtlükle başlayalım?Biz bu camiye geldiysek?İbadet etmek için gelmedik?Geçen defa çaldığımız halılar eskidi?Yenisini almaya geldik?Tam yeri gelmişken Mehmet Akif Ersoy'la devam edelim; "Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren."Konumuza gelirsek, YSK, "dini ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar ettiği" gerekçesiyle Erdoğan'ın reklam filmini yasakladı? Bu kararını Erdoğan, yasağa sebep olan gerekçeyle yine ranta çevirdi; "MHP ezandan rahatsız oluyor" Vay be!!!Gerçi Erdoğan bunu hep yapıyor. Daha doğrusu AKP'nin reklamcı kadrosu, milletin hassas bölgesine çok iyi çalışıyor. Hatırlayın! Daha 5 ay önce yerel seçimler için bir bayrak reklamı yapmıştılar. Milli birlik ve beraberliğimiz, üniter yapımız, tek bayrak, tek vatan, tek dil için yapışmış olsaydı çok anlamlı bir filmdi. Ama Erdoğan için yapıldı. Oy için yapıldı. Menfaat için yapıldı. Sonuç! Bugüne kadar bayrağımıza uzanamayan, uzanmaya cesaret edemeyen, uzanmaya kalktığında anında uzattığımız eller, Türk Bayrağına uzanmaya başladı. T.C garnizonunda, T.C polis karakolunda, T.C ilkokulunda, T.C yol kenarında?Şimdi başka bir seçim ve bir reklam ve de nihayetinde YSK'nın haklı gerekçelerle aldığı bir yasak kararı var. Reklamın konusu kısaca şöyle; "Cumhurbaşkanlığı forsu, halkın temsiliyle özdeşleştiriliyor. Forsta bulunan yıldızlar ve güneş Türkiye'nin her bölgesindeki insanlar tarafından taşınarak fors yeniden oluşturuluyor ve Cumhurbaşkanlığı makamının sahibinin artık millet olduğu gösteriliyor. Film son sahnesinde Erdoğan, milletle bir araya gelerek forstaki güneşi teslim alıyor ve güneşi forstaki yerine kendi elleriyle yerleştiriyor"Bayrak filmi sonrası yaşanan gerçekler gözümün önüne geliyor da, bu filmin sonrasında yaşanabilecekleri düşünmek dahi istemiyorum? Ömer Hayyam'la başladık yine onla bitirelim?"Dünyada akla değer veren yok madem, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alın aklımızı, Belki böyle beğenir el alem bizi!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025