Bölücü 'akil', millet 'çapulcu'

Ülkemizde çok ilginç hadiseler yaşanıyor.Bir tarafta elinde Türk bayrağı, Atatürk posteri, dilinde ve gönlünde vatan sevgisi olan halk, sırf iktidarın politikalarını eleştirdi, protesto etti diye “çapulcu” ilan ediliyor, biber gazına, tazyikli suya, gaz bombasına ve plastik mermiye maruz kalıyor;Diğer tarafta ise bölücü toplantılar yapılıyor, Türkiye sınırları içinde olmasına rağmen bir tane Türk bayrağı dahi bulunmuyor, yasal olmayan birçok taleplerde bulunuluyor ama en ufak bir müdahale, gaz bombası, tazyikli su ya da biber gazı yok…Türkiye, Türkiye olalı kendi milletine bu kadar yabancı, kendi üniter yapısına bu kadar düşman, bölücüsüne bu kadar saygılı ve toleranslı olmamıştır.Malum, birkaç gün önce Diyarbakır’da bir konferans düzenlendi. Konferansın içeriğine geçmeden daha isminde problem başlıyor: “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”Düne kadar Barzani’nin bölgesinden “Güney Kürdistan” olarak bahsedip, “kuzey”inden pek bahsetmiyorlardı şimdi ise açıkça bunu gündem ediyorlar ve kendilerine göre resmi toplantılar tertip ediyorlar.İşte AKP’nin açılım politikalarının, İmralı ile müzakerelerinin neticesi bu…Bu konferanslar dizisinin ilki Başkent Ankara’da yapıldı; şimdi Diyarbakır’da yapıldı ve yakın zamanda Şırnak, Van, Hakkari gibi illerimizde de yapılacak. Final konferans, ilginçtir, Barzani’nin başkenti Erbil’de yapılacak…Peki, neler konuşuluyor bu konferanslarda, aynen aktaralım.“Kürdistan’a statü tanınmalı” denildi. “Kürdistan” dedikleri yer bizim güneydoğumuz… Ülkemizin bütünlüğü tehdit ediliyor.DTK eşbaşkanı Ahmet Türk, “meclisleşmeye gideceklerinden” bahsediyor. Yani alternatif bir meclis oluşumu içindeler.Teröristbaşı Öcalan’a “Sayın” ifadesi sık sık kullanıldı ve özgürlüğü talep edildi. PKK’nın terör listesinden çıkartılması istendi. Özerklik, federasyon ve bağımsızlık görüşleri öne çıktı. “Kürdistan halkının kendi kaderini tayin hakkı” gündem edildi.Bütün bunlara kapı aralayacak olan “çağdaş(!), demokratik(!) bir anayasa yapılması” talep edildi. Kamu kaynaklarının Kürdistan’a aktarılması vurgulandı…Ve DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, konferansın Kürdistan ve tüm bölgenin özgür geleceği için anlamlı bir adım atarak tarihi kararlara ulaştığını belirtti.Bu konferans özetle şunu demek istiyor:“Biz bu coğrafyada meclisimizi oluşturacağız, askerimizi oluşturacağız, kamu kaynaklarını kullanacağız, başlangıçta özerk bir Kürdistan ardından bağımsız bir Kürdistan kuracağız…”Önce devlet içinde devlet, sonra bağımsız bir devlet…Alınan kararlar, yapılan konuşmalara bana bu izlenimi veriyor.Taksim Gezi Parkı’nda eylem yapan gençler bu tür taleplerde bulunmadı. Onlar özelleştirmeye hayır dediler, terörle müzakereye, akil insanlara, bölücü anayasaya ve yukarıda görünen tabloyu oluşturan AKP icraatlarına hayır dediler, üniter yapının bozulmasına hayır dediler. Onlar vatana, millete, bayrağa sahip çıktılar.AKP iktidarı onlara biber gazını, copu, tazyikli suyu ve plastik mermiyi layık gördü, onlara çapulcu dedi.Diğer tarafta her türlü bölücü söylemleri gündem edenler, söylemleri icraata dökenler ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyor, seslerini rahatlıkla duyurabiliyor ve bırakın sert müdahaleye, yumuşak bir müdahaleye, bir ikaza bile maruz kalmıyor.Yani AKP iktidarına göre, vatana sahip çıkanlar engellenmeli, vatanı bölmek isteyenlerin ise önü açılmalı, öyle mi?Zaten AKP, akil insanları bu bölücü talepler, bölünme anayasası millet tarafından hazmedilsin diye göndermedi mi?Ne ilginç bir Meclis tablosu ama; MHP, CHP AKP’ye çalışıyor, AKP ise BDP’ye çalışıyor. Hepsi ülkemiz üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürüyor.