Rus savaş gemisinin İstanbul Boğazı'ndan
geçerken füze gösterisi yapması, değişik tepkilere
neden oldu. Boğaz'ı kapatalım diyenler de var.
Hükümet ise Rus Büyükelçisini Dışişleri'ne
çağırarak uyarıda bulundu.
Bu olay Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile ilgili
statüyü gündeme getirdi. Uluslararası hukuk
açısından Türkiye'nin Boğazları kapatma yetkisi
olabilir mi?
Türkiye, Avustralya, Bulgaristan, Fransa, İngiltere,
Japonya, Romanya, SSCB(Rusya), Yugoslavya ve
Yunanistan arasında 20 Temmuz 1936'da
Montrö(Montreux) Sözleşmesi imzalandı. 2
Mayıs 1938'de İtalya da bu sözleşmeye katıldı.
Sözleşme, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından
geçişi ve bölgedeki güvenliği düzenliyordu.
Sözleşmeye göre, barış zamanında ya da
Türkiye'nin taraf olmadığı bir savaş durumunda
ticaret gemilerinin Boğazlar'dan serbest geçiş
hakkı olacaktı. Türkiye'nin taraf olduğu bir
savaşta ise Türkiye savaş halinde olmadığı
devletlere ait ticaret gemilerine belirli koşullar
altında serbest geçiş hakkı tanıyacaktı. Yapılan
hizmet dışında herhangi bir ödeme söz konusu
olmadığı gibi kılavuz alma da isteğe bağlı
tutulmuştu.
Savaş gemileri için şu hükümler uygulanacaktı:
Barış zamanında Karadeniz'de kıyısı olmayan
devletlere ait transit geçiş halindeki savaş
gemilerinin sayısı 9'u, toplam tonajı da 15 000
tonilatoyu geçmeyecekti. Bu devletlerin
Karadeniz'de en çok 21 gün süreyle
bulundurabilecekleri savaş gemilerinin toplam
tonajı da 30 000 tonilatoyu aşmayacaktı. Ayrıca
bu devletler geçiş öncesinde Türkiye'ye duyuruda
bulunacak, 10 000 tonilatodan büyük savaş
gemilerini, denizaltılarını ve uçak gemilerini ise
Karadeniz'e geçiremeyeceklerdi. Boğaz
limanlarına dostluk ziyareti yapacak gemiler
tonaj hesabına katılmayacaktı.
Karadeniz'de kıyısı bulunan devletlere ait gemiler
için barış zamanında sayı ve tonaj sınırlaması
getirilmiyordu. Ancak bu gemiler teker teker ve
refakatlerinde en çok iki destroyer ile birlikte
Boğazlar'dan geçebileceklerdi. Bu devletler
Karadeniz dışında yaptırdıkları ya da satın
aldıkları denizaltıları ise, önceden duyurmak
koşuluyla, gündüz ve yüzeyden olmak üzere
serbestçe Boğazlar'dan geçirebileceklerdi. Uçak
gemilerini Boğazlar'dan geçirme yasağı ise bu
devletlere de uygulanıyordu.
Sözleşmeyle, Türkiye'nin katıldığı bir savaş
durumunda savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçişi
tümüyle Türkiye'nin yetkisine bırakılıyor.
Türkiye'nin katılmadığı bir savaş durumunda ise,
savaşçı devletlerin savaş gemilerinin
Boğazlar'dan geçişi yasaklanıyordu. Son olarak,
Türkiye savaş durumunda olmasa bile kendisini
pek yakın bir savaş tehdidi altında sayarsa, savaş
gemilerinin Boğazlar'dan geçişi konusunda yetkili
kılınıyordu. Ama bu gerekçeyle alınan önlemler
Milletler Cemiyeti'nin(BM) üçte iki çoğunluğunun
uygun bulmaması halinde kaldırılacaktı.
Sözleşme hükümlerine göre, Karadeniz'de kıyısı
bulunan Rusya'nın savaş gemileri Boğazlar'dan
geçebilecektir. Ancak yakın bir savaş tehlikesiyle
karşı karşıya kalmamız halinde önlem olarak
geçiş yasağı koyabiliriz. Bu takdirde de son sözü
söyleyecek BM (Birleşmiş Milletler) dir.
Montrö Sözleşmesi'nin süresi 20 yıldı ve 1956'da
süre bitmişti; ancak taraflar sürenin sona
ermesinden en az iki yıl önce sözleşmenin feshini
istemediklerinden, süre kendiliğinden uzamıştır.
Yaklaşık 80 yıl önce yapılmış sözleşmenin gelişen
ve değişen şartlar karşısında yeniden masaya
yatırılması, su yollarındaki sorunların giderilmesi
için elzemdir.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023