Dini bayramlarımızdan olan Kurban Bayramını da geride bıraktık. Özellikle Van depremi ve öncesinde şehitlerimiz acısını yüreklerimizde yaşayarak ulaştık bayrama. Vatan için kurban olan Mehmetçiklerimizin manevi huzurunda kestik kurbanlarımızı. Bir hafta önce televizyonlarda şehit haberlerini dinlerken bir şehit annesinin "Biz kurbanımızı bayram gelmeden kestik" sözlerini işitince gönül dünyam alabora oldu. Yazımın başlığına bu cümleyi aldım.Bu annenin ve diğer şehit analarının gönül yakan feryatları altında girdik bayrama sevgili dostlar."Bayram gelmiş neyime. Kan damlar yüreğime" mısraları sanki bu günler için yazılmış değilmi.Bu kanın nerede ve ne zaman duracağı ise bilinmiyor. Öyle bir çıkmaza girmişsiz ki çık çıkabilirsen. Daha kaç annenin gözyaşları sel olup akacak bilmiyoruz. Bildiğimiz bir gerçek var oda her karışı şehit kanıyla yoğrulan ve yoğrulmaya devam eden kutsal vatanımız için askere gönderdiğimiz kınalı kuzularımız Ahmetler, Mehmetler, Hasanlar, Hüseyinler bu topraklara kurban olmakta?Kurban Bayramını Eskişehir ilimizin Sarıcakaya İlçesinde geçirdik. Geçtiğimiz bayramda Gümüşhane'de olunca bu defa tercihimiz Sarıcakaya oldu. Arefe gününden bir gün önce büyük oğlum Enes'in aniden "apandist" ameliyatı olması bayram planımızı alt üst edecek derken Eskişehir Devlet Hastanesinin başarılı cerrahlarından Selçuk Özer beyin ve ekibinin mesleki tecrübesi bizi rahatlattı. Bir gece hastanede kaldıktan sonra Arefe günü öğlen saatlerinde İzmir'den gelen yakınlarımızla birlikte Sarıcakaya'ya gittik.Bayram namazı sonrası hocaefendinin hutbenin sonunda okuduğu, "Ömrünüz Kurban Ahiretiniz Bayram olsun" cümlesi ve dileği bayramın özeti gibiydi. Daha bayram başlamadan bu sözleri duymak farklı bir anlam yükledi bayrama.Bu anlamlı cümle aslında yaşadığımız hayatın da gayesi sevgili dostlar. Er yada geç ölüm denilen mutlak gerçekle yüzleşip ebedi aleme mutlaka gideceğiz. Bundan kaçış yok. O halde ahiret yurdumuzun bayram olabilmesi dünyadaki davranışlarımıza bağlı. Burada ne ekersek ahrette onu biçeceğiz. Dolayısıyla bizlere yüce Mevla tarafından bahşedilen "ömür" denilen en büyük sermayeyi rabbimizin isteği doğrultusunda iyi kullanmak durumundayız. Bayrama dönersek; Eskişehir'in Çukurovası niteliğinde bir iklime sahip olan Sarıcakaya'da bayram günleri güzeldi. Eş dost ziyaretlerinin yanı sıra kesilen kurban etinden yapılan kavurmalar sofralarımızın bereketlenmesine sebep olurken dayanışma ve yardımlaşma olgusunun doya doya yaşandığı bir beldeden bayramın son günü ayrılıyor, gündelik hayatın yoğun iş temposuna kaldığımız yerden devam etmek üzere Eskişehir'e ailemizle birlikte geri dönüyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012