AKP iktidar olduktan sonra Türkiye'nin iç ve dış siyaseti "bir ileri iki geri adım" mantığına bağlanmış olarak devem etmektedir. İktidar olma gayeleri olan AB meselesinden Kıbrıs meselesine, terörden en önemli iç ve dış meselelere varıncaya kadar, başarı elde edilememiş, bedelini asırlarca dünyaya hükmetmiş, Aziz Türk milleti ödemekle karşı karşıya kalmıştır.Son başarısızlık; PKK koordinatörlüğü meselesinde yaşanmıştır. Problemli başlayan, işlemeyeceği baştan belli olan, bir macera sona ermek üzeredir. Terörle mücadele konusunda uzman olan, Türkiye adına PKK koordinatörlüğüne getirilen, emekli Orgeneral Edip Başer'in sabırlarının taşmakta olduğu basına sızan haberler arasında yer almaktadır. Başbakanın Lübnan ziyareti dönüşünde problemlerin olduğunu dile getirmesi de bu konudaki rahatsızlığı gün yüzüne çıkarmıştır.Bir ülke düşünün; kendi iç işlerini alakadar eden, adeta kangren olmaya yüz tutmuş, maddi manevi çok büyük kayıplarımızın yaşandığı bir mesele olan terör konusunu çözmek için, bize hiçbir zaman dost olmayan sözde müttefike sorsun(!)PKK yı her platformda desteklediği açıkça belli olan ABD ile bu konuda anlaşma imzalamak; "Tilkiyi kümese bekçi tayin etmek" kadar yanlış bir davranış idi?PKK koordinatörlüğü gündeme geldiğinde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş tarafından yapılan değerlendirmede; Bu işin baştan yanlış bir iş olduğunu;"ABD'nin teklifi ile ABD, Türkiye ve Irak arasında kurulan PKK Koordinatörlüğü müessesinin terörist örgütü siyasallaştıracağını" ifade etmişti. (21.09.2006 / yeni mesaj)Şimdi gelinen nokta "elde var sıfır" Maalesef terörle mücadelede yapılan bu yanlışlık sayesinde zarara uğrayan, yine devletimiz ve milletimiz olmuştur. Terörle mücadelede konusunda da her konuda olduğu gibi sözde müttefikimiz ABD tarafından aldatıldığımız ortaya çıkmıştır.Hemen her davranışta olduğu gibi bu davranışta da önce ABD ya da AB nin istekleri doğrultusunda hareket edip, neticenin olumsuzluğu görüldükten sonra geri adım atılmaktadır. Emeklerin boşa gitmesi yanında yanlış yönlendirilmemizin ve aldatılmanın zararlarını millet ve devlet olarak biz çekmekteyiz. Olayların hızla geliştiği bu zamanda, gerekli tedbirlerin alınmadığı takdirde ve özellikle dış siyasette atılacak yanlış adımlar sayesinde; "birçok ulus devletin bile hayatiyetini sürdüremeyeceği" MİT in 80. kuruluşu münasebetiyle yaptığı açıklamayla MİT Müsteşarı Emre Taner tarafından dile getirilmiştir. Sayın Taner'in görüşleri arasında altı çizilmesi gereken; "Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus devlet ve milletin hızlı bir şekilde tarih maratonunu kaybetmeye başladığı süreci anlatacaktır. Bu devletler sadece gelişmemekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dâhil olmamakla kalmayacak, aynı zamanda birçoğu günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitireceklerdir" "Uluslararası sistemi ayrıntılı ve isabetli bir tanımlama ile (kendi konumu ile ilgili) taktik, stratejik ve yüksek stratejik tutumlara sahip olmak zorundadır. Yalnız savunma pozisyonunda olmak Türkiye'ye haiz şartlar nedeniyle kabul edilemez bir davranış olacaktır. Bu nedenle de Türkiye tüm kartlarını, avantajlarını maksimum düzeyde bir verimlilikle değerlendirmek durumundadır. Elbette bunu gerçekleştirebilmesi hiç de kolay değildir" ifadeleridir. Böylece, her şeyi sütliman göstermeye çalışan siyasi iradeye rağmen, ilk defa MİT tarafından ulusal tehlikeden söz edilerek "tarihi bir uyarı" yapılmıştır. Şimdi yapılması gereken; devletiyle milletiyle, askeriyle siviliyle, birlik olup, dost ve düşmanlarımızı, özellikle de müttefiklerimizi yeniden gözden geçirip, kendi ulusumuzu "ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitirecek" uluslar arasından çıkarmaya çalışmalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025